Yetmez mi?

Prof. Dr. Haydar Baş Hoca'nın, kendisine güvenenleri, sözlerine inanıp değer verenleri, ya da sözlerine ve tezlerine uzaktan kulak misafiri olanları, mevcut iktidar kadrolarından uzak tutmuş olması, büyük bir ikram ve ihsan olarak yetmez mi?

Sadece bu husustaki ikazları, bin bir çile ve meşakkatlere katlanarak kurduğu BTP'yi kısa zamanda 'seçime girmeye hazır' hale getirerek, kitleler için, gönül rahatlığı ile oy verecekleri bir imkânı hazırlamış olması, ardından hatimler, Yasinler armağan edilmesi için yetmez mi?

İbretle ve ürpererek düşünmek lazım; mevcut iktidarın, yirmi yıllın sonunda ülkenin ve milletin önüne koyduğu derin veballere, ağır faturalara ortak olmak, hem dünya hem de ukba açısından büyük bir yıkım, büyük bir felaket değil mi?

Gerçekten ürpererek bir muhasebe yapmak gerekiyor.

Düşünsenize; sizin desteğinizle, sizin alkışlarınızla iktidar olmuş ve iktidarda kalmış bir kadro, geride bıraktığı yirmi yılın sonunda, ülke kaynaklarını neredeyse sıfırlamış, yoksulluğu dört bir yana yaymış, ülkenin altın yumurtlayan tavuk mesabesindeki bütün kurum ve kuruluşlarını satmış-savmış ve bugün hayatın her alanına yağmur gibi zam yağdırmaktan başka çaresi kalmamış bir ekip…

Lütfen ürpererek hatırlayın ki; sizlerin desteği ve alkışları sayesinde iktidar olan ve yirmi yıldan beri iktidarda kalan bir siyasi kadro, emperyalist devletlerle, küresel işgalcilerle bir olmuş, beraber olmuş, aynı safta yer almış ve İslam coğrafyasını hallaç pamuğu gibi dört bir yana savurmuş.

Bir düşünün, hatta bin düşünün; bunların Irak işgaline verdikleri resmi-gayri resmi desteği düşünün, İncirlikten kalkmasına izin verilen bombardıman uçaklarının Bağdat'ı, Basra'yı, Felluce'yi binlerce kez bombaladığını hatırlayın, giden milyonlarca masum canı, milyonlarca yaralıyı ve yerinden-yurdundan edilen on milyonları düşünün…

Bu felaketin ardından icad edilen 'Arap Baharı' tuzağı ile, Müslümanlara kurulan bin bir çeşit tuzakları düşünün…

Ve Suriye meselesi…

Başta Amerika ve İsrail olmak üzere tüm emperyalist güçlerin dümen suyuna girilerek, onlarla beraber iş tutulup, onlarla beraber yol yürünerek 'Suriye'de muhalefet icad edilmesinde' bizimkilerin payını ve hissesini düşünün…

On yıldan beri komşu-kardeş Suriye'de devam eden iç savaşı, bu savaşta katledilen masum canları, yerinden-yurdundan edilen on milyonları ve tabii, bizim başımıza ekşitilen on milyon mülteciyi düşünün…

Ve düşünün ki bütün bu olup bitenlerde, sizin de payınız var, hisseniz var ve elbette katkınız var.

Haydar Hoca'nın, sevenlerini, gönül verenlerini ve uzaktan da olsa sözleri ve tezlerine kulak verenlerini ne büyük bir felaketten, nasıl büyük bir yangından uzak tuttuğunu düşünerek ardından yedi/yirmi dört hayırla yâd etmek gerekmez mi?