BTP Genel Başkan Yardımcısı Erimhan, AB Komiseri Verheugen'in Diyarbakır ziyareti için Mesut Yılmaz "AB'nin yolu Diyarbakır'dan geçer demişti". Şimdi hükümet Yılmaz'ın izinde bu sözün içini dolduruyor" dedi.
l Gitti Yılmaz, geldi Erdoğan
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Erimhan, AB komiseri Günther Verheugen'in Diyarbakır gezisi için "Gitti Yılmaz, Geldi Erdoğan... Diyarbakır AB'nin yıldızı yapılıyor ve bölücülüğe kırmızı halı seriliyor" dedi. Erimhan şöyle devam etti: ANAP eski Genel Başkan Yardımcısı Mesut Yılmaz "AB'ye giden yol Diyarbakır'dan geçer" dediğinde, bu sözün taşıdığı anlamdan yola çıkarak büyük bir tepki toplamıştı.
l İnisiyatif Brüksel'e geçti
Yılmaz o lafı ettiğinde henüz AB komiserleri Diyarbakır'ı Ankara gibi bir başkent edasıyla ziyaret etmiyorlardı. Şimdi ortaya çıkan şu fotoğrafa bakın ki, Erdoğan hükümeti, Yılmaz da karşılığını bulan süreci onunda ötesine taşıyarak işletiyor. Verheugen "ayrımcılığa karşı olma" adına ayrımcılığı körükleyerek Türk bakanların kollarında Diyarbakır'da arz-ı endam ediyor. Bölge, Ankara'nın inisiyatifinden Brüksel'e devrediliyor ve tüm bu olup-bitenler hükümetin kontrol ve oluruyla gerçekleşiyor.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Erimhan, AB komiseri Günther Verheugen'in Diyarbakır gezisi için "Gitti Yılmaz, Geldi Erdoğan... Diyarbakır AB'nin yıldızı yapılıyor ve bölücülüğe kırmızı halı seriliyor" dedi.
İşte Erimhan'ın açıklamalarında öne çıkan hususlar...
ANAP eski Genel Başkan Yardımcısı Mesut Yılmaz "AB'ye giden yol Diyarbakır'dan geçer" dediğinde, bu sözün taşıdığı anlamdan yola çıkarak büyük bir tepki toplamıştı. Yılmaz o lafı ettiğinde henüz AB komiserleri Diyarbakır'ı Ankara gibi bir başkent edasıyla ziyaret etmiyorlardı. Şimdi ortaya çıkan şu fotoğrafa bakın ki, Erdoğan hükümeti, Yılmaz da karşılığını bulan süreci onunda ötesine taşıyarak işletiyor.
Verheugen "ayrımcılığa karşı olma" adına ayrımcılığı körükleyerek Türk bakanların kollarında Diyarbakır'da arz-ı endam ediyor. Bölge, Ankara'nın inisiyatifinden Brüksel'e devrediliyor ve tüm bu olup-bitenler hükümetin kontrol ve oluruyla gerçekleşiyor.
Bölgeyi
kaybediyoruz.
AB komiserinin Diyarbakır ziyaretinin 'özel' anlamının dışında birde 'bölgeye hürriyeti biz getiriyoruz' gibi daha da özel bir mesaj taşıyor. Bu coğrafyayı birleştirecek, bütünleştirecek ve bu yolla dünyaya lider yapacak uygulamalar yerine "böl-parçalaAyut" siyasetine yol açan hükümetin Güneydoğu siyaseti, inisiyatifi Ankara'ya değil, Brüksel'e taşıyor.
Bölge halkı
AB'ye yamanıyor
Yani ne adına olursa olsun atılan her adım Güneydoğu'da, Türkiye'nin AB süreci olarak değerlendiriliyor ve sevaplar Brüksel'e, günahlar Ankara'ya yazılıyor.
Bu koşullarda yapılan ziyarette mesaj itibariyle de bölge AB'ye tutkun hale getiriliyor.
Bunun bir oyun olduğunu, AB'nin niyetinin gerçekte bölgeyi iyileştirmek değil, kendi siyasetini bölge halkına tatbik etmek olduğunu bilmiyoruz.
Bu koşullarda yapılan ziyaretler, ülkenin birliğine ve dirliğine yönelik yapılan nokta atışlarıdır. Acaba aynı koşullarda biz Avrupa'nın Bask bölgesine ya da ?Batı Trakya'ya bir çıkarma yapabilir miyiz? Elbette yaptırmazlar ve zaten bu ülkede de böyle bir siyaset ve hükümet iradesi yoktur."
l Gitti Yılmaz, geldi Erdoğan
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Erimhan, AB komiseri Günther Verheugen'in Diyarbakır gezisi için "Gitti Yılmaz, Geldi Erdoğan... Diyarbakır AB'nin yıldızı yapılıyor ve bölücülüğe kırmızı halı seriliyor" dedi. Erimhan şöyle devam etti: ANAP eski Genel Başkan Yardımcısı Mesut Yılmaz "AB'ye giden yol Diyarbakır'dan geçer" dediğinde, bu sözün taşıdığı anlamdan yola çıkarak büyük bir tepki toplamıştı.
l İnisiyatif Brüksel'e geçti
Yılmaz o lafı ettiğinde henüz AB komiserleri Diyarbakır'ı Ankara gibi bir başkent edasıyla ziyaret etmiyorlardı. Şimdi ortaya çıkan şu fotoğrafa bakın ki, Erdoğan hükümeti, Yılmaz da karşılığını bulan süreci onunda ötesine taşıyarak işletiyor. Verheugen "ayrımcılığa karşı olma" adına ayrımcılığı körükleyerek Türk bakanların kollarında Diyarbakır'da arz-ı endam ediyor. Bölge, Ankara'nın inisiyatifinden Brüksel'e devrediliyor ve tüm bu olup-bitenler hükümetin kontrol ve oluruyla gerçekleşiyor.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Erimhan, AB komiseri Günther Verheugen'in Diyarbakır gezisi için "Gitti Yılmaz, Geldi Erdoğan... Diyarbakır AB'nin yıldızı yapılıyor ve bölücülüğe kırmızı halı seriliyor" dedi.
İşte Erimhan'ın açıklamalarında öne çıkan hususlar...
ANAP eski Genel Başkan Yardımcısı Mesut Yılmaz "AB'ye giden yol Diyarbakır'dan geçer" dediğinde, bu sözün taşıdığı anlamdan yola çıkarak büyük bir tepki toplamıştı. Yılmaz o lafı ettiğinde henüz AB komiserleri Diyarbakır'ı Ankara gibi bir başkent edasıyla ziyaret etmiyorlardı. Şimdi ortaya çıkan şu fotoğrafa bakın ki, Erdoğan hükümeti, Yılmaz da karşılığını bulan süreci onunda ötesine taşıyarak işletiyor.
Verheugen "ayrımcılığa karşı olma" adına ayrımcılığı körükleyerek Türk bakanların kollarında Diyarbakır'da arz-ı endam ediyor. Bölge, Ankara'nın inisiyatifinden Brüksel'e devrediliyor ve tüm bu olup-bitenler hükümetin kontrol ve oluruyla gerçekleşiyor.
Bölgeyi
kaybediyoruz.
AB komiserinin Diyarbakır ziyaretinin 'özel' anlamının dışında birde 'bölgeye hürriyeti biz getiriyoruz' gibi daha da özel bir mesaj taşıyor. Bu coğrafyayı birleştirecek, bütünleştirecek ve bu yolla dünyaya lider yapacak uygulamalar yerine "böl-parçalaAyut" siyasetine yol açan hükümetin Güneydoğu siyaseti, inisiyatifi Ankara'ya değil, Brüksel'e taşıyor.
Bölge halkı
AB'ye yamanıyor
Yani ne adına olursa olsun atılan her adım Güneydoğu'da, Türkiye'nin AB süreci olarak değerlendiriliyor ve sevaplar Brüksel'e, günahlar Ankara'ya yazılıyor.
Bu koşullarda yapılan ziyarette mesaj itibariyle de bölge AB'ye tutkun hale getiriliyor.
Bunun bir oyun olduğunu, AB'nin niyetinin gerçekte bölgeyi iyileştirmek değil, kendi siyasetini bölge halkına tatbik etmek olduğunu bilmiyoruz.
Bu koşullarda yapılan ziyaretler, ülkenin birliğine ve dirliğine yönelik yapılan nokta atışlarıdır. Acaba aynı koşullarda biz Avrupa'nın Bask bölgesine ya da ?Batı Trakya'ya bir çıkarma yapabilir miyiz? Elbette yaptırmazlar ve zaten bu ülkede de böyle bir siyaset ve hükümet iradesi yoktur."