Türk tarihinde üniversitelerin rolü Türk tarihinde bilgiye ve bilime karşı her zaman gereken değer verilmiştir. Bunun böyle olduğunu ispatlayan bir çok eser ve belge tarihi arşivlerde bulunmaktadır. Türk tarihinde 16 imparatorluk bulunmaktadır. Bu imparatorlukların kurulmaları ve genişlemeleri ancak ve ancak bilimsel gelişmelerle mümkün olabilir. Mesela Osmanlı'dan hatta Selçuklular'dan önceki tarihlere bir göz atarsak o zaman birçok dünyaca ünlü adamlarımızın adlarına rastlamamamız mümkün olur. Bunlar arasında değişik bilim dallarındaki tanınan ve tarihe geçmiş isimleri şöyle sıralayabiliriz: Dini ve idari bilgilerde: A. Yesevi, Matematikte: Ebulvefa - Ebulfadi, Tıpta: İbni Sina - Ebu Süleyman - İbni Baba, Felsefede: Farabi - Ebu Zeyd, Tabiat'ta: Biruni, Astronomi ve Geometride: Zaman Maşer- İbni Kesir Bunun yanında Selçuklular zamanında ilmi çalışmalar çok daha düzenli hale gelmiş ve gelişme göstermiştir. Böylece ilk Selçuklu Yüksek Okulu 1040'ta kurulmuştur (Nişabur'da). Bu kurumlar zamanla daha da yaygın hale getirilerek büyük gelişme göstermiştir. Bu bilim yayılmalar Anadolu topraklarında da aynen devam etmiştir. Osmanlılar'da ise ilmi gelişmelerin daha Orhan Gazi zamanında başlamasıyla beraber esas büyük parlamalar Fatih Sultan Mehmet- Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman zamanlarında zirvelere ulaşmıştır. O tarihlerde Batıda kara cehalet hüküm sürerken Osmanlı'nın yıldızı gittikçe parlayarak dünyaya ışık saçmaya tam 600 yıl boyunca devam etmiştir. Bu ilk mühendislik okulları daha sonra yaygın hale geliştirilmiştir. Ancak 1789 yılında bunları adları değiştirilmiş ve Mühendishane-i Bahri Hümayun ismiyle çalışmalarına devam etmişlerdir. Daha sonra ise 1933 yılındaki reformlar uygulanmaya başlayınca son ismi olan İstanbul Teknik Üniversitesi olmuştur. Osmanlı'nın çöküşünden sonra 1919 yılında başlayan kurtuluş savaşı 1923 yılında başarıyla sonuçlanmış ve 1923 yılında yeni Türkiye cumhuriyeti ilan edilmiştir. Yeni Cumhuriyetin Merkezi Ankara olduğu için de orada harb okulları - enstitüler ve akademik seviyede okullar kurulmaya başlanmıştır. Bu durum 1933'e kadar devam etmiştir. Daha sonra ise İstanbul Üniversitesi'ne yönelinmiş ve İstanbul'da da Üniversite reformuna gidilmesine geçilmiştir. 1933 üniversite reformu İstanbul'da mevcut olan Darülfünun, yeni kurulan Türk Cumhuriyeti'ne uygun eğitim veremiyor gerekçesiyle Türkiye'de bir üniversite reformuna gidilmesine karar verilmiş ve İsviçre'den özel olarak eksperler üniversite hocaları getirtilerek tektiler yaptırılmıştır. O hocaların tespitlerine göre Darülfünun'daki hocaların batıdaki modern eğitiminden uzak olduklarını ve üniversitelerle yakından veya uzaktan ilgileri olmadığına karar verilmiştir. Bu sebeple Darülfünun'da bulunan yüzden fazla hocanın çalışmalarına son verilerek tamamen yeni kadrolar alınmasına karar verilmiştir. Yeni İstanbul Üniversitesi'ne ise Batıdan okumuş olan yeni kadroları ve Hitler Almanya'sından kaçan öğretim üyeleriyle tedrisat yapılmaya başlanmıştır. Ayrıca üniversitenin içindeki isimlerin de Batıdan alınarak rektör-dekan-üniversite -fakülte ve benzeri terimler de kullanıma başlanmış ve benimsenmiştir. Ancak bu reformdan sonra Üniversite yönetimi şu şekilde tasarlanmıştır: Üniversite rektörünü bakanın teklifiyle Bakanlar Kurulu, dekanları da rektörün teklifiyle Milli Eğitim Bakanının tayini şeklinde tespit edilmiştir. Bu şekildeki idari tarz 2. Dünya savaşı esnasında aynen devam etmiş ve yaklaşık 1946'ya kadar devam sürdürülmüştür.
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006