Yunus ve Mevlana için

Yunus’un Mevlana’nın Anadolu’da yetişmiş erenler olması bizim için ne kadar büyük bir kültür zenginliğidir. Biz daha küçük yaşlarda iken Yunus’un divanını içeren güzel bir kitap evimize, kitaplığımıza girdi. O zamanlar biz ne bilelim eren kimdir, evliya kime denir, yalnız kitabın üzerindeki derviş resmi ile aramızda bir bağ kuruldu. Biz nereden bilelim yıllar sonra Yunus’un yolu olan Tasavvufun güzellikleri ile tanışma fırsatımızın olacağını…
İnsan bu dünyada neden yaşar tabii ki; bir Yunus olamasa da Yunus’un bakışına, görüşüne, algılayışına ve anlatışına sahip olabilmek için. Yine şu sözü hatırlatmakta fayda var:”Bizler bu dünyada sevdiklerimizin gönüllerini almak için yaşıyoruz.” Bu pencereden baktığımız zaman dünya daha yaşanılır bir hale geliyor. Çünkü gönül kelimesi geçiyor ya cümlede, insan gönlü ile güzel, insan gönlü ile tamam oluyor.
Mevlana Hz. İle tanışmamız Konya’ya giden bir arkadaşımızın bize hediye ettiği şekerlerle başlıyor. Çok sonraları sevgili hocamız Prof. Dr. Haydar Baş’ın İslam ve Mevlana adlı eşsiz eseri ile tanışıyoruz. Yaklaşık bir aydan bu yana bu güzel kitaptan alıntılar yaparak yazılarımızı renklendirdik. Mevlana Hz.’ni gerçekten biraz olsun tanıdık desem yeridir. Bir insanın enaniyetinden kurtulması için başka bir insanı çok sevmesi gerektiğini öğrendik aslında. Bir insanı çok sevdiğimizde zaten davranışlarımızda ve kişiliğimizde de bazı önemli değişikliklerin ve gelişmelerin olduğu bir hakikattir.
Yunus’un, Mevlana’nın adını duyup da onları daha yakından tanımaya çalışmamak bizim tembelliğimiz olsa gerek, çünkü onları tanıdığımızda çok farklı bir dünyaya açılmış oluyoruz, yukarıda da belirttiğimiz gibi insanlara, insan ilişkilerine ve tüm evrene bakışımız değişiyor ve gelişiyor. Yepyeni, olgun, samimi, anlayışlı ve sevgili insanlar oluyoruz. İnanmayan varsa yukarıda bahsettiğimiz eserleri yavaş ve dikkatlice okusun, bu bizim geleceğimiz, ahretimiz için de önemli. Her şeyimizle insan olmayı öğreniyoruz, bundan daha önemli bir şey var mı?