Bir hafta, on gün boyunca ne konuştuk biliyor musunuz? 18 aylık bebeği, evli bir kadının, aşırı alkolle bir başka erkeğin evinde ölmesini. Evet, bunu konuştuk. Bir şehit haberine iki dakika ayıramayan, o şehit eşinin hamile oluşu, bir başka şehit eşinin kucağında iki çocukla, şanlı Türk bayrağına sarılı, kocasının tabutunun arkasından çaresizce gözyaşı döküşünü vb. halkın hikâyelerini gündem etselerdi inanın terör filan kalmazdı. Kimse PKK adını ağzına alma cesareti gösteremezdi. Meclisin kürsüsünden ya da bir radyo kanalından (R. T. Erdoğan gibi) bebek katiline "sayın" kimse diyemezdi. Çünkü toplum bilinçlenmiş ve hassaslaşmış olurdu. Ee milletin hassasiyetine dokunanda helak olurdu.Maalesef aynı duyarsızlığı ve adanmışlığı Kıbrıs'ta da sergiledik. Hatırlayın daha birkaç yıl evvelinde bir Annan planı çıkardılar. Neymiş Kıbrıs'a barış gelecekmiş. Neredeymiş ki barış? Yoksa bilet bulamıyor da Birleşmiş Milletler torpil mi yapıyor. Neyse, bu referandum süresinde AKP hükümeti ve başbakan halkı evet demeleri için olağanüstü tahrik etti ve baskı uyguladı. Sonuç. Biz 'evet' dedik Rumlara tabi olmaya. Ama Rumlar 'hayır' dedi. İşte bazen dostun yapmadığı iyiliği düşman yapıyor.İşte bu süreçte halkı Rumlarla birleştirmek için gayret gösterenler, Tayyip Erdoğan'ın lütuf ve ikramlarına nail olanlar gün geldi benim ülkeme, benim Başbakan'ıma "hastir" çekti. Başbakan çıktı "besleme" ler dedi. Evet, o pankartları açanlara dediyse doğru demiştir. Onlar beslemedir. Ama işin ilginci sayın Başbakan'ın beslemeleridir. Yok eğer Kıbrıs'ın tümü için dediyse; Kıbrıs bizimdir, bizim kalacak.Geçmişini unutan insanlar ve de milletlerin geleceği olur mu? Birilerinin tebası olur giderler. O Rum ve Yunan katliamlarını ne çabuk unuttular. Ayşe tatile niye çıkmıştı?Hürriyet'ten Yılmaz Özdil o kara günlere ait şu dehşet verici vahşeti anlatıyor;Lefkoşa. Kumsal Mahallesi. Numara 2. tek katlı, bahçeli ev. Saat 22 suları. Hava ayaz.Boğuk, tok vuruşlar yırtıyor geceyi aniden, trok trok trok... Kalleş, basıyor.Mürüvvet Hanım, lambaları söndürüyor telaşla... Hakan kucağında. Uyuyor. Bebe 10 aylık... Dalıyor çocukların odasına, öbür koluna Kutsi'yi alıyor, 4 yaşında... "Kalk Murat" diyor bi yandan... Gözlerini ovuştura ovuştura kalkıyor Murat, henüz 6 yaşında. Eteğinin ucundan tutuyor anasının geceliğini... Dışardan hüzün abajuru gibi sızan sokak lambasının cılız ışığında, hayalet misali, parmaklarının ucuna basa basa banyoya süzülüp, dördü birden "küvet"e giriyor ve koyun koyuna sarılıyorlar, çıt çıkarmadan, duyulmasın diye nefes bile almadan...Korkunç bekleyiş başlıyor. Bir dakika. İki dakika. Üç dakika. Saniyeler... Asırlar gibi adeta.Önce şangırtı duyuyorlar. Pencere kırılıyor. Sonra, ayak sesleri... Salondalar. Vahşi haykırışları geliyor. Ve tekmeyle açılıyor banyonun kapısı... Üç Rum. Tarıyorlar. 33 el.Alnından vurmuşlardı Mürüvvet Hanım'ı, yedi yerinden daha... Murat'tan üç kurşun çıktı. Kutsi'den iki. Evin direği, baba, tabip binbaşı, evde değildi o sırada... 103 Türk köyü basılmıştı son üç günde, yaralılar vardı... Gönyeli'ye gitmişti. Göreve.Bir babanın başına gelebilecek en büyük felaketi yaşayan bu tabip binbaşı, evlatlarının cenazesini bizzat kendi elleriyle yıkadı... Minik bedenleri santim santim yokladı, Hakan'da kurşun izi bulamadı. 10 aylık bebecik... Vücudunu yavrularına siper etmeye çalışan anacığının altında kalmış, nefessizlikten boğularak can vermişti çünkü.Sonra?Rum taburu vardı oralarda... Nizamiyesinde şu yazıyordu:"Cesursan, gel al!"Türk taburu kuruldu oraya...Nizamiyesine şu yazıldı:"Cesurum, geldim aldım!"Bugün, oralarda, utanmadan, Türkiye defolsun gitsin diye "hastir" pankartı açan Rum dalkavuğu lavuk!Yüreğin varsa...Gel de al.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Konuştuklarımız ve konuşturulmadıklarımız / 26.07.2025
- Bedeli hep millet mi ödeyecek? / 25.07.2025
- Ey CHP! / 24.07.2025
- Milleti sorunlarını çözemeyenler devletin varlığına yöneldi / 23.07.2025
- Türk Milleti’nin ne kadar çok hasmı varmış / 22.07.2025
- Provokatör olmuşum! / 19.07.2025
- Ümmetçilik laf ile işi değil gönül işidir / 18.07.2025
- Suriye’ye barış, huzur yağıyor! / 17.07.2025
- TBMM, Sarayın iradesini mi temsil ediyor / 16.07.2025
- FETÖ yoktur, ABD’nin derin devleti vardır -2- / 15.07.2025
- Bedeli hep millet mi ödeyecek? / 25.07.2025
- Ey CHP! / 24.07.2025
- Milleti sorunlarını çözemeyenler devletin varlığına yöneldi / 23.07.2025
- Türk Milleti’nin ne kadar çok hasmı varmış / 22.07.2025
- Provokatör olmuşum! / 19.07.2025
- Ümmetçilik laf ile işi değil gönül işidir / 18.07.2025
- Suriye’ye barış, huzur yağıyor! / 17.07.2025
- TBMM, Sarayın iradesini mi temsil ediyor / 16.07.2025
- FETÖ yoktur, ABD’nin derin devleti vardır -2- / 15.07.2025