Zihni işgal yüz yıllar sürebiliyor

Bilindiği üzere Muaviye iktidar koltuğuna oturur oturmaz tüm valilere gönderdiği emirnamede; "Bilesiniz ki ben, Ali'den de Ali'nin faziletlerini anlatan rivayetlerden de uzağım" demiş.Hz. Ali'nin şahsında başlatılan Ehli Beyt düşmanlığı, Emevi hanedanında nesilden nesile katmerlenerek sürmüş ve İslam âleminde etkisini yüz yıllarca devam ettirebilmiştir.Bugün bile, Muaviye'nin gölgesi altındaymış gibi konuşan, onun olmaz olası emirnamesini yeni almış gibi hareket eden sözde ilim adamlarına ve idarecilere sıkça rastlamak mümkün.Demek ki tarihin bir kesitinde yaşanmış olan "zihni işgal" orada bitmemiş ve sonraki asırlarda da etkisini devam ettirmiş ve de ettirmektedir.Bugün bir şekilde profesörlük unvanını almış ama asla ilim haysiyetine sahip bir ilim adamı olamamış nicelerini dinliyoruz, yazdıklarını okuyoruz ve görüyoruz ki hala ısrarla bir takım gerçeklerin üstünü örtmeye, yok saymaya devam ediyorlar.Bugünlerde, şahadetinin kırkıncı günü dolayısıyla nice on milyonların yollara düşüp Kerbela'ya ulaştığı, göz yaşlarının sele dönüştüğü Hz. Hüseyin'in şahadeti bahsinde ya hiç konuşmuyorlar ya da dudak ucuyla bir iki cümlede geçiştiriyorlar.Bu sözde profesörler, hala Muaviye'nin kılıcını başlarının üzerinde hissederek konuşuyorlar, dolayısıyla zihni işgali bu gün hala taze yaşıyorlar.Görünüşte Allah'ın son kitabı Kur'an'ı anlatıyorlar ama o kerim Kitabı ümmetine tebliğ eden son elçinin hane halkına reva görülen zulümden, katliamdan zerre kadar söz etmeden atlayıp geçiyorlar.Adam profesör, adam İslam tarihi alanında kürsü sahibi ama İslam tarihinin en kanlı kesiti ile ilgili gerçekleri kitlelerden saklamayı ilim zannediyor.Son elçi son Peygamber Hz. Muhammed aleyhisselam'ın hayatını ve onun etrafında gelişen olayları satır satır, sayfa sayfa inceleyip ümmet?i Muhammed'i bilgilendirmekle mükellef iken, yapacağı bu iş mukabilinde milletin vergisinden maaş alırken, daha ilk halkada, amcası Hz. Ebu Talib konusunda Muaviye'nin yaydığı yalanlardan başka bir şey diyemiyor. Daha ikinci halkada, Hz. Ali konusunda ve onun oğlu Hz. Hüseyin ve ailesinin katliama tabi tutulduğu konusunda Muaviye oğlu Yezid'in yaydığı yalanlardan başka bir şey söylemiyor.Demek ki bu zihni işgal ne kadar tehlikeli, ne kadar alçakça bir illet imiş ve ne kadar derinlerden işleyen bir hastalık imiş ki bu gün hala etkilerini görüp yaşamaktayız.Adam profesör ama "Menzilet" hadisini duymamış, "Sefine" hadisinden haberi yok, "Ğadir?i Hum " hutbesini işitmemiş, "tebliğ" ayeti diye bilinen Maide suresinin 67. ayetinin nerde ne zaman nazil olduğunu merak etmemiş, "Mübahale" ayeti diye bilinen Ali İmran 61'in inzalinden sonra yaşananları açıp okumamış.Bu konular bir şekilde önüne gelince sürekli erteliyor ve atlıyor yani zihni işgalden kurtulmayı bir türlü göze alamıyor."Allah'ın indirdiği Kitab'dan bir şeyler gizleyen ve onunla az bir değeri satın alanlar var ya, işte onlar karınlarına ateşten başka bir şey yemiyorlar. Allah, kıyamet gününde onlarla konuşmaz ve kendilerini temize çıkarmaz. Onlar için acıklı bir azap vardır. İşte onlar hidayete karşılık sapıklığı, bağışlanmaya karşılık da azabı satın alanlardır. Onlar ateşe karşı ne kadar da dayanıklıdırlar!" (Bakara: 174?175).