Her gün şehit haberleri, her gün bir yerde bir patlama?
Yüreğimiz kaldırmıyor artık. Her gün başka bir ocak sönüyor, evlatlar ana babalarından önce toprağa giriyor ülkemde?
Terörün belini kırdığımızı söylemelerinin üzerinden aylar geçti ama görüyoruz ki, kendi ellerimizle seçtiklerimizin gündemleri bambaşka!
10 cenazenin musallada yattığı gün, devlet erkânının bütün derdi düğünde boy göstermek! Bünye kaldırmıyor artık böylesi bir anlayışın iktidarda olmasını.
Analar kendi elleriyle evlatlarını üçer beşer toprağa verirken birilerinin ısrarla hala 'başkanlık' demesi, tiksindiriyor insanı.
23 Nisan'ı, terörü bahane ederek kutlatmayanların 10 şehidin cenazesinde düğüne koşturması kanıma dokunuyor.
Kocatepe'deki şehit cenazelerinden sonra düğüne yetişmenin telaşı içinde olanları ibretle izledik.
Şehit evlerine düşen ateşin yürekleri cayır cayır yakmasına tüm Türkiye şahit olurken, Genelkurmay Başkanı'nın isminin nikâh şahitleri arasında geçmesine daha önce hiç şahit olmamıştık! Bunu da gördü bu millet.
Uzun zamandır Kocatepe Camii'nde vatandaşın protesto gösterisi yapmasına izin verilmiyor. Fakat cumartesi günü şehit cenazesinde görülmemiş isyan vardı.
Şehit aileleri, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar başta olmak üzere tüm komutanlara, "PKK niye bitirilmiyor? İsteseniz 1 dakikada bitirirsiniz. Niye bitirmiyorsunuz, kim bitirtmiyor?" diye sordu.
Şehidin halası, yeğeninin resmini kaldırıp, "Şehzade Bilal için şehit oldu... Vatan için değil" diye haykırdı gazetecilere. Annesi, "Oğlum, şehit olursam sakın ağlama demişti. Ben şimdi ne edeyim?" dedi.
Şehidin bir diğer halası da yeğeninin resmi kucağında şunları söyledi:
"Kim bitirebilecekse o gelsin, o koltuğa. Allah bu olayda, şehitlerin buraya gelmesinde en ufak katkısı olan herkese evlat acısı versin... Ben öğretmenim. Çocuklarıma Atatürk'ü, İnkılâp Tarihi'ni anlatamıyorum. Bana da soruşturma açsın, beni de Doğu'ya göndersin, ben de ölüp, geleyim. O emri veremeyen kişi orada bir daha oturmasın, oturmasın..."
Türkiye yanıyor, Türkiye can veriyor?
Yanık sinelerden çıkan feryatların gökleri titretmesi, zifiri karanlığın içindeki yeni Türkiye'nin ne olduğunu bizlere daha iyi gösteriyor.
Bir şehit cenazesi de Kayseri'deydi. Şehidini uğurlamak için toplanan çok sayıda vatandaş "kahrolsun açılım" diye feryat etti. Açılım sürecinde AKP'nin PKK'ya verdiği tavizlerin faturasını şimdi yağız delikanlılarımız ödüyor.
Bakanlarımız açıklama yapıyor; "şehit cenazelerine alışmalıyız" diye! Kendileri çoktan alışmışlar, 10 cenazenin olduğu gün düğün telaşına düşmelerinden belli!
10 cenaze, 1 düğün etmiyor memleketimde. Herkes saatine bakıyor "aman düğünü kaçırmayalım" diye. İstanbullunun hayatı düğün trafiğiyle çekilmez hale gelirken, helikopterler cenazeden düğüne servis çekiyor!
Başbakanlığa talip olanlar, yeni bıraktıkları bıyıklarıyla, protokolün ön sıralarında yer almanın derdi içinde düğüne koşturdular. Oysa Türkiye'de o gün, 10 şehit cenazesi vardı. 10 eve ateş düşmüştü, ateş de düştüğü yeri yakıyordu.
Ülkemde 10 şehidin toprağa verildiği gün düğünde bir Başkomutan ve bir de Genelkurmay Başkanı vardı. Askerliğin kapısını bile bilmeyenlerin babaları düğünde en ön sırada yerlerini aldı.
Bütün bunlar kınalı kuzuların üçer beşer toprağa verildiği gün oldu.
Yeni Türkiye dedikleri şey buymuş meğer!
Anaların daha çok ağladığı Türkiye?
Hangi yüzle milletten 'Başkanlık' istiyorlar! 'Başkanlık Sistemi' diyorlar fakat 'Başkanlık Sistemi' anaların yüzünü nasıl güldürecek onu söylemiyorlar. Yeter ki kendi yüzleri gülsün istiyorlar!..
Yüreğimiz kaldırmıyor artık. Her gün başka bir ocak sönüyor, evlatlar ana babalarından önce toprağa giriyor ülkemde?
Terörün belini kırdığımızı söylemelerinin üzerinden aylar geçti ama görüyoruz ki, kendi ellerimizle seçtiklerimizin gündemleri bambaşka!
10 cenazenin musallada yattığı gün, devlet erkânının bütün derdi düğünde boy göstermek! Bünye kaldırmıyor artık böylesi bir anlayışın iktidarda olmasını.
Analar kendi elleriyle evlatlarını üçer beşer toprağa verirken birilerinin ısrarla hala 'başkanlık' demesi, tiksindiriyor insanı.
23 Nisan'ı, terörü bahane ederek kutlatmayanların 10 şehidin cenazesinde düğüne koşturması kanıma dokunuyor.
Kocatepe'deki şehit cenazelerinden sonra düğüne yetişmenin telaşı içinde olanları ibretle izledik.
Şehit evlerine düşen ateşin yürekleri cayır cayır yakmasına tüm Türkiye şahit olurken, Genelkurmay Başkanı'nın isminin nikâh şahitleri arasında geçmesine daha önce hiç şahit olmamıştık! Bunu da gördü bu millet.
Uzun zamandır Kocatepe Camii'nde vatandaşın protesto gösterisi yapmasına izin verilmiyor. Fakat cumartesi günü şehit cenazesinde görülmemiş isyan vardı.
Şehit aileleri, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar başta olmak üzere tüm komutanlara, "PKK niye bitirilmiyor? İsteseniz 1 dakikada bitirirsiniz. Niye bitirmiyorsunuz, kim bitirtmiyor?" diye sordu.
Şehidin halası, yeğeninin resmini kaldırıp, "Şehzade Bilal için şehit oldu... Vatan için değil" diye haykırdı gazetecilere. Annesi, "Oğlum, şehit olursam sakın ağlama demişti. Ben şimdi ne edeyim?" dedi.
Şehidin bir diğer halası da yeğeninin resmi kucağında şunları söyledi:
"Kim bitirebilecekse o gelsin, o koltuğa. Allah bu olayda, şehitlerin buraya gelmesinde en ufak katkısı olan herkese evlat acısı versin... Ben öğretmenim. Çocuklarıma Atatürk'ü, İnkılâp Tarihi'ni anlatamıyorum. Bana da soruşturma açsın, beni de Doğu'ya göndersin, ben de ölüp, geleyim. O emri veremeyen kişi orada bir daha oturmasın, oturmasın..."
Türkiye yanıyor, Türkiye can veriyor?
Yanık sinelerden çıkan feryatların gökleri titretmesi, zifiri karanlığın içindeki yeni Türkiye'nin ne olduğunu bizlere daha iyi gösteriyor.
Bir şehit cenazesi de Kayseri'deydi. Şehidini uğurlamak için toplanan çok sayıda vatandaş "kahrolsun açılım" diye feryat etti. Açılım sürecinde AKP'nin PKK'ya verdiği tavizlerin faturasını şimdi yağız delikanlılarımız ödüyor.
Bakanlarımız açıklama yapıyor; "şehit cenazelerine alışmalıyız" diye! Kendileri çoktan alışmışlar, 10 cenazenin olduğu gün düğün telaşına düşmelerinden belli!
10 cenaze, 1 düğün etmiyor memleketimde. Herkes saatine bakıyor "aman düğünü kaçırmayalım" diye. İstanbullunun hayatı düğün trafiğiyle çekilmez hale gelirken, helikopterler cenazeden düğüne servis çekiyor!
Başbakanlığa talip olanlar, yeni bıraktıkları bıyıklarıyla, protokolün ön sıralarında yer almanın derdi içinde düğüne koşturdular. Oysa Türkiye'de o gün, 10 şehit cenazesi vardı. 10 eve ateş düşmüştü, ateş de düştüğü yeri yakıyordu.
Ülkemde 10 şehidin toprağa verildiği gün düğünde bir Başkomutan ve bir de Genelkurmay Başkanı vardı. Askerliğin kapısını bile bilmeyenlerin babaları düğünde en ön sırada yerlerini aldı.
Bütün bunlar kınalı kuzuların üçer beşer toprağa verildiği gün oldu.
Yeni Türkiye dedikleri şey buymuş meğer!
Anaların daha çok ağladığı Türkiye?
Hangi yüzle milletten 'Başkanlık' istiyorlar! 'Başkanlık Sistemi' diyorlar fakat 'Başkanlık Sistemi' anaların yüzünü nasıl güldürecek onu söylemiyorlar. Yeter ki kendi yüzleri gülsün istiyorlar!..
Eyüp Kabil / diğer yazıları
- Kötü kopya / 06.07.2023
- Asrın ahlaksızlığı / 18.02.2023
- İmar affını ‘kader’ çıkarmadı / 11.02.2023
- EYT’liler ilk maaşı ne zaman alır? / 04.02.2023
- Altılı Masa artık yok! / 28.01.2023
- Avantajları kaybeden seçimi kaybeder / 21.01.2023
- Basit bir ekonomi dersi! / 15.07.2022
- Hz. Ali'yi sevmek / 12.07.2022
- Teşekkürler… / 10.07.2022
- “Sarı bürokratlar”a sesleniş! / 26.05.2022
- Asrın ahlaksızlığı / 18.02.2023
- İmar affını ‘kader’ çıkarmadı / 11.02.2023
- EYT’liler ilk maaşı ne zaman alır? / 04.02.2023
- Altılı Masa artık yok! / 28.01.2023
- Avantajları kaybeden seçimi kaybeder / 21.01.2023
- Basit bir ekonomi dersi! / 15.07.2022
- Hz. Ali'yi sevmek / 12.07.2022
- Teşekkürler… / 10.07.2022
- “Sarı bürokratlar”a sesleniş! / 26.05.2022