Aradan şöyle böyle 40 yıl geçmiş. Türk toplumunun sosyolojik ve ekonomik değişime uğraması 24 Ocak 1980 kararları ile somutlaştı. Olumlu mu oldu? Bence hayır. 24 Ocak kararları çalışan, emekçi kesimin özgürlüklerinin elinden alındığı kararlardır.
Aslında karma ekonomiden kapitalist sisteme geçiş 12 Mart 1970 askeri müdahalesi ile başlamıştır. Emekçilere bedeli ödettirmek için kurgulanan politikalar, küresel sermayenin ülke ekonomisini biçimlendirme gayreti için sivil yönetim sonlandırılmıştır. Çünkü güçlü sendikaların pasifsize edilmesinin yolu askeri darbelerden geçiyordu.
12 Eylül darbesini hazırlayan bahaneler sahneye konuldu.Terör, bölücülük gibi toplumun huzurunu bozan anarşik faaliyetlere meydan hazırlandı. Ortamın uygun olduğuna karar veren darbeciler 12 Eylül 1980 tarihinde darbeyi gerçekleştirdiler. 11 Eylül günü kan gövdeyi götürürken 12 Eylül ve peşinden gelen günlerde ülke huzura kavuşmuştu.
Darbe ile siyasi partiler, sendikalar kapatılmış, binlerce gencimiz, düşünürümüz tutuklanmış, işkenceden geçirilmişti. Adeta gençlik kıyımı yapılmıştı.
Egemen sınıflar, vakıflar, sivil toplum örgütleri için küresel sermayenin çıkarları doğrultusunda düzenlemeler yapılmış ve bu düzenlemenin bedelini çalışan kesime ödetmişlerdir. Çıkarılan Torba yasa ile çalışanlar işverenin karşısında adeta köleleştirilmiştir.
Bugün olduğu gibi 12 Eylül yönetimi de kamu kuruluşlarına özel sektörden atamalar yapmışlar, devleti bir şirket gibi yönetmeye başlamışlardır.
Atatürk döneminde yapılan1923 İzmir İktisat Kongresinden beri özel teşebbüs devlette güçlü olmak istemiştir. Ancak o günün özel teşebbüsçüleri yeteri kadar güçlü olmadıkları ve Atatürk'ün bu girişime engel olması nedeniyle o gün başaramadıklarını 12 Eylül darbesi ile yaşama geçirmişlerdir.
24 Ocak 1980 tarihinde o günün Başbakanlık Müsteşarı Turgut Özal'ın eline IMF tarafından tutuşturulan programla Türkiye tek taraflı olarak yabancı sermayeye açılmıştı. Kısaca uygulamaya konulan liberal ekonomi modeli sermayenin istediği biçimdeydi. 24 Ocak 2011'de TBMM'de çıkarılan Torba Yasa, 12 Eylül'de uygulamaya konulmuş ama tamamlanamamış büyük hedeflerin acımasızca devamını sağlıyordu.
24 Ocak kararlarını o günün yöneticileri belki de istemeyerek kabul etmişlerdir. Ancak uygulaması ve başarıya ulaşmasının siyasi iktidarlar tarafından yürütülmesi olanaklı olmadığından askeri darbeye dış güçler tarafından onay verilmiştir.
Darbe hükümetinde Turgut Özal, Ekonomiden Sorumlu Devlet bakanı idi. Çünkü IMF öyle istiyordu. 60 yılda elde edilen Cumhuriyet kazanımları özel teşebbüse satılmaya başlanmıştı. Atatürk'le beraber getirilen devlete saygı belirli kesimler tarafından itibarsızlaştırmaya çalışılmaktaydı.
Köylü üretmiyordu. Çünkü Dünya Bankası üretmeyen çiftçiye para veriyor ve onu tembelleştiriyordu. Buğdayını, pirincini, fındığını, çayını, zeytinini ihraç eden ülkemiz, ithal eder duruma getirildi.
Hayvancılık yok edildi. Devletçe alınan ve halka ucuza satılan et işleme kurumları kapatıldı. Hayvan üreticilerine gereken destek verilmediği için gün geçtikçe hayvancılık toplumun gereksinimini karşılamaktan uzaklaştı.
Sanayi toplumu olma hayalleri ile veya dış sermayenin isteği ile köylerdeki üretici insanların şehirlere göçleri sağlandı. Bu insanlar, gecekondu mahalleri oluşturdular. Ne şehirli olup sanayi kuruluşunda çalışabildiler, ne de köylü kimlikleri ile kalabildiler.
Anadolu'nun köyleri bomboş. Tarlalar çayır olmuş. Taşımalı eğitim altında öğrenciler şehir okullarına taşınmakta köy okulları ise yıkılmış. Toplumun üzerine ölü toprağı serpilmiş.
İşte 24 Ocak kararları 40 yılda ülkemize getirdikleri kısaca bunlar.
Aksini söyleyen varsa söylesin. Saygı duyarım.
- Ulusal günümüz ve çocuklarımız / 24.04.2023
- Neden köy enstitüleri? / 19.04.2023
- Lider olmak kolay mı? / 06.04.2023
- Doğru paylaşmak / 27.03.2023
- Bir ulusun direnişi (18 Mart) / 20.03.2023
- Okullarımız / 13.03.2023
- Önemli olan sistemdir / 01.03.2023
- İnsan olmak / 20.02.2023
- Dağ başını duman aldı / 12.02.2023