Meral Akşener'in 28 Şubat-AKP derin ilişkileri konusundaki açıklamaları bir çok bilinmeyenin ortaya dökülmesine katkı sağladı.İçişleri eski Bakanı Meral Akşener'in iddiasının özü şu: "Çevik Bir Paşa AKP'nin İsrail ve Amerika'daki Yahudi lobisi ile iletişimini sağlayan bir danışman."Ve şu önemli tesbit ve sorularla postmodern darbecilerle AKP arasındaki derin muhabbeti sergiliyor: "28 Şubatta balans ayarı yapacaksınız, bir taraftan mürteci kovalayacaksınız, bir iktidar (Refahyol) sizin yüzünüzden yıkılacak sonra o iktidardaki kişiler, başka bir yapılanma ile tekrar iktidar olacak ve siz çıkıp bütün yabancı gazetelere bu iktidarı öven konuşmalar yapacaksınız. Ne demek bu? İrtica korkularınıza ne oldu? İslami rejim paranoyalarınız nerede kaldı? Ne oldu o gün hissettiklerinize. Sadece Çevik Bir değil, Atilla Kıyat için de bu sözlerim. Madem bu kadar demokrattınız beyler niye balans ayarı yaptınız? Niye 28 Şubat oldu? Çok şaşırıyorum olup bitenlere. Bu 28 Şubat'la övünen paşalar değil miydi?"Ve şimdi Başbakana fikir verip bakanlarla kol kola Yahudi lobilerinde buluştuklarını, Tayyib Erdoğan'ı İsrail ve ABD'ye pazarlamaya çalıştıklarını söylüyor.Bu sözler bir dönem Susurluk'taki derin devlet tartışmalarının odağında gösterildiği halde, 28 Şubat derin darbesiyle yıkılan ve bakanken bazı derin paşalar tarafından "yağlı kazığa oturtulmakla" tehdit edilen bir eski bakan tarafından sarfedilince manşetlere oturması normal.İktidarını 28 Şubat'ın mağdurlaşmasına borçlu olan ve hala iktidarın üçüncü yılında başarısızlığının faturasını derin devlete çıkaran AKP'nin bu sözlere homurdanması normal.Ancak ne ilgili paşalardan, ne de küresel derin güçlerle kurbiyet içindeki iktidardan ikna edici bir cevap gelmiş değil.Gelemez de. Çünkü AKP ile bu derin güçler arasındaki irtibat ve ittifaklar fikri bir mukarenete dönüşmüş durumda. Hatta birebir örtüşmekte.Şöyle ki, bu postmodern darbenin mimarları ile AKP iktidarı ABD ile stratejik ittifaktan yana. Her iki taraf da İsrail'e yakınlığı yüzünden Yahudi lobileri tarafından ödüllere mazhar olmakta. Her iki taraf da AB üyeliğine kayıtsız şartsız destek olmakta. Her iki taraf da Kıbrıs ve G.Doğu konusunda AB kriterlerine uygun davranmayı savunmakta.Zaten AKP ile 28 Şubatçı paşalar arasındaki derin mehabetin menbaını Yahudi lobileri ve BOP oluşturmakta.Daha doğrusu derin irtibatlar derin devlet sınırlarını aşıp Atlantik ötesine ve Akdeniz'e uzanmaktadır.Abdullah Gül seçimden önce bu gerçeği şöyle ağzından kaçırmamış mıydı: "Biz 11 Eylül'ün çocuğuyuz." Tercümesi: 11 Eylül konseptine göre ABD'nin dizayn ettiği bir oluşumun çocuğu...Şöyle toparlayabiliriz:28 Şubat süreci ile AKP kadrolarına balans ayarı yapıldı. AKP iktidarı ile de millete balans ayarı yapılıyor.Künyeyi deşifre edelim. Baba adı: 11 Eylül. Ana adı: 28 Şubat. Göbek adı: Yenilikçi HareketAdı: AKP Soyadı: MuhafazakarDemokrat Soyağacı: Hristiyan Demokrat.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
İbrahim Berk / diğer yazıları
- Cübbe düştü haç göründü / 07.01.2020
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014