Bizleri Ehl-i Beyt’in feyzi, muhabbeti, bereketi ile buluşturan Ehl-i Beyt sempozyumlarının dördüncüsü bugün Nevşehir’de gerçekleştirilecek.
Nevşehir, Anadolu’nun manevi sultanlarının hünkârı Hacı Bektaşi Veli’nin mekânıdır.
Bursa’da geçen yıl gerçekleştirilen ilk sempozyumun ardından yaşanan gelişmelerde gördük ki, Ehl-i Beyt mayası tutmuştur.
Bir Sünni olarak bizler bu toplantıdan sonra Alevi kardeşlerimizin varlığını kabul ettik, onlarla tanıştık, aynı meclislerde bir araya geldik.
Bir Sünni olan bizler, Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın önderliğinde Hacı Bektaşi Veli Hazretlerini ziyaret ettik. Bektaşi Kültür Derneği yetkililerini dinledik.
Şehrin kültür ataşesinin evine konuk olduk.
Demek ki, karşındakini eleştirmeden dinleyebilmek, onun inancına saygı duymak da mümkün olabiliyor.
Sayın Baş, Ehl-i Beyt konusunu ele alana kadar haberimizin olmadığı, bu zamana kadar gizlenen büyük bir hazinenin kapılarını Ehl-i Beyt Külliyatı ile bizlere açmıştır.
Açılan öyle bir hazinedir ki, İslam’ı yaşam tarzı olarak hayatına geçiren, sabrın, şükrün, kanaatin, tevekkülün, tefekkürün, cömertliğin vs. ahlaki hâmidenin en güzel örnekleri buradadır.
Ehl-i Beyt tabirini Kuran’da Cenab-ı Hak ve hadislerinde Hz. Peygamber buyurmuştur.
Ehl-i Beyt’i bizzat Allah işaret etmiş, övmüş, örnek almamızı, sevmemizi emretmiştir.
Ehl-i Beyt’i, Hz. Peygamber (sav) sevmiş, yetiştirmiş, korumuş ve bizlere emanet etmiştir.
Hem emanettirler, hem rehberdirler, hem sevilmeleri farz olan seçilmişlerdir.
Beşeri bir terim olan Ehl-i Sünnet tabiri ise İslam dışı akımların ortaya çıkmaya başladığı dönemlerde, Kur’an’a ve Hz. Peygamberin (sav) sünnetine bağlılığı ifade etmek için sahabenin son dönemlerinde ve tabiin zamanında ortaya atılmıştır.
Demek ki, Ehl-i Sünnet aslında Ehl-i Beyt’e ne kadar bağlı ise o kadar sünnete yakındır. O kadar Ehl-i Sünnettir.
Diyalog faaliyetlerinin temelinde Hz. Peygamber’siz bir İslam’ın da olacağı uzun yıllardır ana tema olarak işlenmiştir.
Ancak Hz. Peygambersiz bir din olmaz.
Onun Ehl-i Beyt’i de Emeviler ile başlayan hilafet ve imametin birbirinden ayrıldığı dönemde aynı mantık ile ümmetten gizlenmiş ve imamet olmadan da hilafetin devam edeceği halka kabul ettirilmiştir.
Oysaki Hz. Peygambersiz bir İslam olamayacağı gibi, İslam onun neslinden gelen pak imamlar vasıtası ile korunmuş ve nesilden nesile yaşanarak öğrenilmiştir.
Bugün Ortadoğu coğrafyasında yaşanan kan ve gözyaşı, İslam inancı üzerinde yüzyıllardır gerçekleştirilen misyonerlik çalışmalarının eseridir.
Şii-Sünni çatışması körüklenerek ümmet parçalanmış, birliği bozulmuş ve ancak Müslümanların kardeş olduğu fikri unutturulmuştur.
Hal böyle iken, Hıristiyan Batı kurtuluşun ve refahın adresi olarak kabul ettirilmiştir.
“Siz onlardan olmadıkça onlar sizden olmaz” ilahi ikazına göre, Hıristiyanın veya Yahudinin yanımızda yer alması ancak onlardan olmakla gerçekleşebilir.
Herkes istediğine inanmakta serbesttir.
İslam dininin diğer dinlere bakışına göre, Müslümanın Müslümanla ittifakı olabilir. Ve Müslüman Müslümanı katledemez.
Prof. Dr. Haydar Baş’ın Ehl-i Beyt külliyatı işte bu noktada bir turnusoldür.
Çünkü Ehl-i Beyt’i ancak Müslüman sever. Ancak bir Müslüman ondan feyiz ve muhabbet alır.
Sünniyi, Aleviyi, Bektaşiyi, Caferiyi ancak bir Müslüman bir araya getirebilir. Kardeş olduklarını, bir olduklarını hatırlatabilir.
Ve İslam âlemi ancak Ehl-i Beyt paydasında buluşabilir.
Bu kongrenin de diğerleri gibi hayırlara vesile olacağına inancımız tamdır.
Hacı Bektaş Veli gibi, Yunus Emre gibi, Sarı Saltuk gibi, Hacım Sultan gibi, Sarı İsmail gibi biz de bu kervana katıldık.
Demir çarıklarını giyerek yola düşen Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın yanında bir olmak için, yeniden Ehl-i Beyt sevdasını yaşamak için onunla ilerliyoruz.
Ve biliyoruz ki, Allah’ın rızası bundadır, Hz. Peygamberin (sav) duası bizimledir.
Nevşehir, Anadolu’nun manevi sultanlarının hünkârı Hacı Bektaşi Veli’nin mekânıdır.
Bursa’da geçen yıl gerçekleştirilen ilk sempozyumun ardından yaşanan gelişmelerde gördük ki, Ehl-i Beyt mayası tutmuştur.
Bir Sünni olarak bizler bu toplantıdan sonra Alevi kardeşlerimizin varlığını kabul ettik, onlarla tanıştık, aynı meclislerde bir araya geldik.
Bir Sünni olan bizler, Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın önderliğinde Hacı Bektaşi Veli Hazretlerini ziyaret ettik. Bektaşi Kültür Derneği yetkililerini dinledik.
Şehrin kültür ataşesinin evine konuk olduk.
Demek ki, karşındakini eleştirmeden dinleyebilmek, onun inancına saygı duymak da mümkün olabiliyor.
Sayın Baş, Ehl-i Beyt konusunu ele alana kadar haberimizin olmadığı, bu zamana kadar gizlenen büyük bir hazinenin kapılarını Ehl-i Beyt Külliyatı ile bizlere açmıştır.
Açılan öyle bir hazinedir ki, İslam’ı yaşam tarzı olarak hayatına geçiren, sabrın, şükrün, kanaatin, tevekkülün, tefekkürün, cömertliğin vs. ahlaki hâmidenin en güzel örnekleri buradadır.
Ehl-i Beyt tabirini Kuran’da Cenab-ı Hak ve hadislerinde Hz. Peygamber buyurmuştur.
Ehl-i Beyt’i bizzat Allah işaret etmiş, övmüş, örnek almamızı, sevmemizi emretmiştir.
Ehl-i Beyt’i, Hz. Peygamber (sav) sevmiş, yetiştirmiş, korumuş ve bizlere emanet etmiştir.
Hem emanettirler, hem rehberdirler, hem sevilmeleri farz olan seçilmişlerdir.
Beşeri bir terim olan Ehl-i Sünnet tabiri ise İslam dışı akımların ortaya çıkmaya başladığı dönemlerde, Kur’an’a ve Hz. Peygamberin (sav) sünnetine bağlılığı ifade etmek için sahabenin son dönemlerinde ve tabiin zamanında ortaya atılmıştır.
Demek ki, Ehl-i Sünnet aslında Ehl-i Beyt’e ne kadar bağlı ise o kadar sünnete yakındır. O kadar Ehl-i Sünnettir.
Diyalog faaliyetlerinin temelinde Hz. Peygamber’siz bir İslam’ın da olacağı uzun yıllardır ana tema olarak işlenmiştir.
Ancak Hz. Peygambersiz bir din olmaz.
Onun Ehl-i Beyt’i de Emeviler ile başlayan hilafet ve imametin birbirinden ayrıldığı dönemde aynı mantık ile ümmetten gizlenmiş ve imamet olmadan da hilafetin devam edeceği halka kabul ettirilmiştir.
Oysaki Hz. Peygambersiz bir İslam olamayacağı gibi, İslam onun neslinden gelen pak imamlar vasıtası ile korunmuş ve nesilden nesile yaşanarak öğrenilmiştir.
Bugün Ortadoğu coğrafyasında yaşanan kan ve gözyaşı, İslam inancı üzerinde yüzyıllardır gerçekleştirilen misyonerlik çalışmalarının eseridir.
Şii-Sünni çatışması körüklenerek ümmet parçalanmış, birliği bozulmuş ve ancak Müslümanların kardeş olduğu fikri unutturulmuştur.
Hal böyle iken, Hıristiyan Batı kurtuluşun ve refahın adresi olarak kabul ettirilmiştir.
“Siz onlardan olmadıkça onlar sizden olmaz” ilahi ikazına göre, Hıristiyanın veya Yahudinin yanımızda yer alması ancak onlardan olmakla gerçekleşebilir.
Herkes istediğine inanmakta serbesttir.
İslam dininin diğer dinlere bakışına göre, Müslümanın Müslümanla ittifakı olabilir. Ve Müslüman Müslümanı katledemez.
Prof. Dr. Haydar Baş’ın Ehl-i Beyt külliyatı işte bu noktada bir turnusoldür.
Çünkü Ehl-i Beyt’i ancak Müslüman sever. Ancak bir Müslüman ondan feyiz ve muhabbet alır.
Sünniyi, Aleviyi, Bektaşiyi, Caferiyi ancak bir Müslüman bir araya getirebilir. Kardeş olduklarını, bir olduklarını hatırlatabilir.
Ve İslam âlemi ancak Ehl-i Beyt paydasında buluşabilir.
Bu kongrenin de diğerleri gibi hayırlara vesile olacağına inancımız tamdır.
Hacı Bektaş Veli gibi, Yunus Emre gibi, Sarı Saltuk gibi, Hacım Sultan gibi, Sarı İsmail gibi biz de bu kervana katıldık.
Demir çarıklarını giyerek yola düşen Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın yanında bir olmak için, yeniden Ehl-i Beyt sevdasını yaşamak için onunla ilerliyoruz.
Ve biliyoruz ki, Allah’ın rızası bundadır, Hz. Peygamberin (sav) duası bizimledir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Sinem Baş / diğer yazıları
- Geçmiş olsun Sayın Baş / 23.03.2020
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018