50 artı 1’den çark

Dünkü yazımda MHP ve BBP'li yetkililerden gelen açıklamalara dikkatinizi çekip Ak Parti'nin yalnız kaldığını ifade ederek, Ak Parti'den gelecek açıklamaların satır aralarına dikkat edilmesi gerektiğini hatırlatmıştım.

Bu meyandaki açıklamalardan biri seçimleri kazanabilmek için gerekli oy oranı olan yüzde 50 artı 1 konusunda geldi.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan, geçtiğimiz hafta ortası görüştüğü Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'na, "50 artı 1'i bu kadar katı bir kurala bağlanmamalıydık' şeklinde ifadeler kullandı. 

Bu açıklama 50 artı 1 pişmanlığının Ak Parti'de en üst düzeyden dillendirildiğini göstermektedir.

Peki neden rakip ittifakta yer alan bir partinin lideriyle görüşürken Erdoğan bu yakınmada bulunuyor?

Bence Karamollaoğlu'na Erdoğan tarafından dile getirilen bu ifade muhalefete 'Siz 50 artı 1'i değiştirme teklifiyle gelin, biz de destek verelim' teklifidir. 

Erdoğan, yukarıdaki açıklamasından önce de bu konuda önemli çıkışlar yapmıştı. 

AKP hükümetlerinde uzun süre bakanlık yapan Faruk Çelik, Eylül sonunda cumhurbaşkanı seçilebilmek için yüzde 50 artı 1 oy oranı zorunluluğunun yüzde 40 artı 1'e çekilmesi konusunda bir öneride bulunmuş ve Çelik, "İlk turda yüzde 40 ve üzeri oy alan seçilsin. Yüzde 50 artı 1 formülü Türkiye'yi yorar" demişti. 

Çelik'in bu önerisinden birkaç gün sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan önce "iktidar ile muhalefet el ele vererek böyle bir değişikliği yapabiliriz" demiş, aynı gün daha sonra, "Bu Faruk Bey'in kendi düşüncesidir. Partimizin düşüncesi değildir. Bizim gündemimizde böyle bir şey yok. 50 artı 1 zaten bizim milletimizin onayına sunduğumuz ve milletimizin de onayladığı bir sistemdir. Bu geriye gitmek olur, milletimizi de yorar" ifadelerini kullanmıştı. 

Konu geçen hafta başka bir Ak Partili tarafından yine gündeme getirildi. 

Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi Cemil Çiçek bir gazeteciye, "Beştepe'deki bir Anayasa toplantısında yüzde 50 artı 1'in hem bugün, hem de gelecekte sıkıntıya sebebiyet vereceğini, Türkiye'yi kaosa sürükleyeceğini söyledim, yine söylüyorum" şeklinde açıklamada bulundu. 

Ak Partili başka isimlerden gelen benzer açıklamalar da var.

Bütün bunlar Ak Parti'nin 50 artı 1'den pişmanlık yaşadığını gösteriyor. 

Elbette bu pişmanlığın en önemli nedeni Ak Parti'deki önlemeyen oy kaybıdır. Zira oy kaybettikçe Cumhur İttifakı'ndaki ortağı MHP'ye daha da mahkûm olan Ak Parti, bu mahkûmiyetten kurtulmak için bir formül aramaktadır. Muhalefete Temel Karamollaoğlu üzerinden mesaj verilmesinin nedeni de budur.

Ancak MHP cephesinden gelen açıklamalar, AK Parti'ye vurdukları 50 artık 1 prangasından vazgeçmeye hiç ama hiç niyetli olmadıklarını göstermektedir. 

MHP, mevcut 50 artı 1 sistemi kendisine iktidar olmadan iktidar olmuş gibi imkânlar sunduğu için bundan vazgeçmek istemezken, muhalefet partileri de Ak Parti için yolun sonu göründüğü için bu şartlarda 50 artı 1'in Faruk Çelik'in teklif ettiği gibi 40 artık 1'e düşürülmesine neden olacak bir teklif götürmeyecekleri de kesin gibi.

Bütün bunlar Türkiye'nin 50 artık 1 ile ilk seçime gideceğini gösteriyor. Millet İttifakı mümkün olduğunca geniş tabanlı bir ittifakla Cumhur İttifakı'nın karşısına çıkmayı başarabilirse, seçimin ilk turunda ip rahatlıkla göğüslenebilir. 

Ancak, '5-6 parti bir araya gelirsek galibiyeti garanti ederiz, fazlasına gerek yok' gibi bir düşünce ağır basarsa yapılanın büyük bir hata olduğu anlaşıldığında iş işten geçmiş olur ve Cumhur İttifakı artı 1 ile dahi olsa seçimi almış olabilir.