"Belediye Başkanlığı döneminde de bu tip hizmetleri aksatmadan yürüten" sayın Başbakan, hizmetlere hizmet katmaya devam ediyor.
3 Kasım seçimleri öncesi dindarlığıyla malum ve meşhur Of İlçesi'nde yaptığı seçim konuşmasında "dört hak dinden" bahseden Tayyip bey, bu konuda ne kadar geniş bir zemine sahip olduğunu da ispatlamış oluyordu.
Çünkü o ana kadar herkes "üç Hak din" diye biliyordu!
Antalya Balak'te açılan "dinler bahçesi" üç dinin mabedini içeriyor, dördüncü hak dinin ismi ve mabedini ben de merak ediyorum.
Bolca duyduğumuz "cam piramit" dördüncü dinin mabedi mi yoksa?
Bu tip bazı rivayetler dolaşmıştı bir ara.
Antalya/Belek'te kurulan dinler bahçesinin ne İslam tarihinde, ne de diğer tarihlerde ikinci bir benzeri yok.
Yeni Şafak'ta Ahmet Taşgetiren, Fatih'in uygulamasını boşuna çarpıtmasın.
Dinler Bahçeşi, üç dinin de hak olduğu iddiasının müşahhas(!) örneği olmuş oluyor.
Allah'a rağmen,
İslam'a rağmen,
Kur'an'a rağmen,
Hz. Muhammed'e (as) rağmen...
Çünkü tek hak din ve tek meşru mabet vardır, o da İslam ve onun mabedi olan camidir.
İslamî ölçülerde kiliseye hak demek küfürdür. (Cumartesi günkü yazısında M. Emin kardeşim, delilleriyle birlikte yazdı)
Sayın Başbakan tarafından açılan "Dinler Bahçesi" caminin ikinci bir örneği Medine/Kuba'da açılmıştı.
Miladi 630 yılında münafıklar tarafından, son derece makul ve masum gerekçelerle açılan bu mescide bizzat Cenab-ı Hak isim koydu; "Mescid-i dırar/muzır mescit."
Aşağıda o mescit hakkında inen ayetleri okuyacaksınız.
Ama önce mescit hakkında kısa bir bilgi var.
Bakın o bilgi ile, bugünün "Dinler Bahçesi" hakkında yapılan iddia nasıl da örtüşüyor.
Önce "muzır mescit" hakkındaki bilgi.
Medine'de İslâm'dan önce Ebu Âmir isminde birisi Hıristiyan papazı olmuş ve Resûlullah'ın peygamberliğine haset ederek Uhud ve Huneyn'de ona karşı savaşmıştı. Bu adam müşriklerin mağlubiyeti üzerine ümit keserek Şam'a kaçtı. Oradan münafıklara, "Elinizden geldiği kadar silahlanın, hazırlanın ve benim için bir mabet yapın. Ben Rum Kayseri'ne gidiyorum, oradan büyük bir ordu ile gelip Muhammed ve arkadaşlarını sürüp çıkaracağım" diye haber gönderdi. Münafıklar da Kuba Mescidi'nin cemaatini bölmek, müminler arasına nifak sokmak ve adı geçen papaza bir mabet hazırlamak maksadıyla bir mescit yaptılar. Resûlullah Tebük seferinden dönünce, yaptıkları mescitte namaz kılması için onu dâvet ettiler. Resûlullah dâveti kabul edip gitmeye hazırlanırken bu âyet indi.
...Ve ayetler;
"(Münafıklar arasında) bir de (müminlere) zarar vermek, (hakkı) inkâr etmek, müminlerin arasına ayrılık sokmak ve daha önce Allah ve Resûlüne karşı savaşmış olan adamı beklemek için bir mescid kuranlar ve: (Bununla) iyilikten başka birşey istemedik, diye mutlaka yemin edecek olanlar da vardır. Halbuki Allah onların kesinlikle yalancı olduklarına şahitlik eder.
Onun içinde asla namaz kılma! İlk günden takvâ üzerine kurulan mescit (Kuba Mescidi) içinde namaz kılman elbette daha doğrudur. Onda temizlenmeyi seven adamlar vardır. Allah da çok temizlenenleri sever.
Binasını Allah korkusu ve rızası üzerine kuran kimse mi daha hayırlıdır, yoksa yapısını yıkılacak bir yarın kenarına kurup, onunla beraber kendisi de çöküp cehennem ateşine giden kimse mi? Allah zalimler topluluğunu doğru yola iletmez.
Yaptıkları bina, (ölüp de) kalpleri parçalanıncaya kadar yüreklerine devamlı olarak bir kuşku (sebebi) olacaktır. Allah çok iyi bilendir, hikmet sahibidir." (Tevbe, 9/107-110).
Tam bir Kur'an'a uygunluk dönemi yaşıyoruz(!)
Birilerinin her şeye rağmen hala AKP'den umutlu olması bundan olsa gerek.
Bu kadar din referanslı parti kaç ülkede var?
Ne yapsa mutlaka dinen bir delili var(!)
Delili yoksa, benzeri var.
Tuvalet kağıdı yerine sıfır numara zımpara kağıdı misali.
Ne mutlu AKP'ye rey veren hacı-hoca efendilere.
Ne mutlu dini bütün zevata.
Ne mutlu kafir diyen(!), boyna takılan kravata.
Film ne alemde Gani Şavata?
Yalama yaptı malum cıvata.
Takılıp kaldı havada cıvada.
(Bu son bölüm önceki kısımdan bağımsız da okunabilir.)
3 Kasım seçimleri öncesi dindarlığıyla malum ve meşhur Of İlçesi'nde yaptığı seçim konuşmasında "dört hak dinden" bahseden Tayyip bey, bu konuda ne kadar geniş bir zemine sahip olduğunu da ispatlamış oluyordu.
Çünkü o ana kadar herkes "üç Hak din" diye biliyordu!
Antalya Balak'te açılan "dinler bahçesi" üç dinin mabedini içeriyor, dördüncü hak dinin ismi ve mabedini ben de merak ediyorum.
Bolca duyduğumuz "cam piramit" dördüncü dinin mabedi mi yoksa?
Bu tip bazı rivayetler dolaşmıştı bir ara.
Antalya/Belek'te kurulan dinler bahçesinin ne İslam tarihinde, ne de diğer tarihlerde ikinci bir benzeri yok.
Yeni Şafak'ta Ahmet Taşgetiren, Fatih'in uygulamasını boşuna çarpıtmasın.
Dinler Bahçeşi, üç dinin de hak olduğu iddiasının müşahhas(!) örneği olmuş oluyor.
Allah'a rağmen,
İslam'a rağmen,
Kur'an'a rağmen,
Hz. Muhammed'e (as) rağmen...
Çünkü tek hak din ve tek meşru mabet vardır, o da İslam ve onun mabedi olan camidir.
İslamî ölçülerde kiliseye hak demek küfürdür. (Cumartesi günkü yazısında M. Emin kardeşim, delilleriyle birlikte yazdı)
Sayın Başbakan tarafından açılan "Dinler Bahçesi" caminin ikinci bir örneği Medine/Kuba'da açılmıştı.
Miladi 630 yılında münafıklar tarafından, son derece makul ve masum gerekçelerle açılan bu mescide bizzat Cenab-ı Hak isim koydu; "Mescid-i dırar/muzır mescit."
Aşağıda o mescit hakkında inen ayetleri okuyacaksınız.
Ama önce mescit hakkında kısa bir bilgi var.
Bakın o bilgi ile, bugünün "Dinler Bahçesi" hakkında yapılan iddia nasıl da örtüşüyor.
Önce "muzır mescit" hakkındaki bilgi.
Medine'de İslâm'dan önce Ebu Âmir isminde birisi Hıristiyan papazı olmuş ve Resûlullah'ın peygamberliğine haset ederek Uhud ve Huneyn'de ona karşı savaşmıştı. Bu adam müşriklerin mağlubiyeti üzerine ümit keserek Şam'a kaçtı. Oradan münafıklara, "Elinizden geldiği kadar silahlanın, hazırlanın ve benim için bir mabet yapın. Ben Rum Kayseri'ne gidiyorum, oradan büyük bir ordu ile gelip Muhammed ve arkadaşlarını sürüp çıkaracağım" diye haber gönderdi. Münafıklar da Kuba Mescidi'nin cemaatini bölmek, müminler arasına nifak sokmak ve adı geçen papaza bir mabet hazırlamak maksadıyla bir mescit yaptılar. Resûlullah Tebük seferinden dönünce, yaptıkları mescitte namaz kılması için onu dâvet ettiler. Resûlullah dâveti kabul edip gitmeye hazırlanırken bu âyet indi.
...Ve ayetler;
"(Münafıklar arasında) bir de (müminlere) zarar vermek, (hakkı) inkâr etmek, müminlerin arasına ayrılık sokmak ve daha önce Allah ve Resûlüne karşı savaşmış olan adamı beklemek için bir mescid kuranlar ve: (Bununla) iyilikten başka birşey istemedik, diye mutlaka yemin edecek olanlar da vardır. Halbuki Allah onların kesinlikle yalancı olduklarına şahitlik eder.
Onun içinde asla namaz kılma! İlk günden takvâ üzerine kurulan mescit (Kuba Mescidi) içinde namaz kılman elbette daha doğrudur. Onda temizlenmeyi seven adamlar vardır. Allah da çok temizlenenleri sever.
Binasını Allah korkusu ve rızası üzerine kuran kimse mi daha hayırlıdır, yoksa yapısını yıkılacak bir yarın kenarına kurup, onunla beraber kendisi de çöküp cehennem ateşine giden kimse mi? Allah zalimler topluluğunu doğru yola iletmez.
Yaptıkları bina, (ölüp de) kalpleri parçalanıncaya kadar yüreklerine devamlı olarak bir kuşku (sebebi) olacaktır. Allah çok iyi bilendir, hikmet sahibidir." (Tevbe, 9/107-110).
Tam bir Kur'an'a uygunluk dönemi yaşıyoruz(!)
Birilerinin her şeye rağmen hala AKP'den umutlu olması bundan olsa gerek.
Bu kadar din referanslı parti kaç ülkede var?
Ne yapsa mutlaka dinen bir delili var(!)
Delili yoksa, benzeri var.
Tuvalet kağıdı yerine sıfır numara zımpara kağıdı misali.
Ne mutlu AKP'ye rey veren hacı-hoca efendilere.
Ne mutlu dini bütün zevata.
Ne mutlu kafir diyen(!), boyna takılan kravata.
Film ne alemde Gani Şavata?
Yalama yaptı malum cıvata.
Takılıp kaldı havada cıvada.
(Bu son bölüm önceki kısımdan bağımsız da okunabilir.)
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Hz. Muhammed'den (saa) kim niye rahatsız olur? / 17.03.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024