Arap kabileleri arasında Ficar muharabeleri 4 kere vuku bulmuş, toplam 9 sene sürmüştü. İlk Ficar harbinde on yaşlarında bulunan Allah Resulü, 20 yaşlarında iken bu harplerin dördüncüsüne katılmıştır.
Kinâne ile Havâzin kabileleri arasında patlak veren bu savaşa, Kureyşliler müttefikleri olan Kinâne'lilerle beraber iştirak etmişlerdir. Rivâyetlere göre; Hz. Resûlullah, savaşa bizzat iştirak etmemiş; sadece atılan düşman oklarını toplayıp amcasına vermekle yetinmiştir.Peygamber Efendimiz Hilfu'l-Fudûl cemiyetindeSon Ficâr harbinde yüzlerce aile perişan hale gelmiş; yağmacılıkla beraber güçlü olan güçsüzün malına el koymaya başlamıştı. Çığ gibi büyümeye müsait olan bu anarşi ortamına set çekmenin gereğini gören Haşim, Zühre ve Teym ailelerinin büyükleri, Abdullah b. Cûd'ân'ın evinde toplanarak aralarında bir misak yaptılar.Bu misak hükümlerine göre onlar, mazlum ve zayıflara yardım ederek, zalimlerin her türlü zulmüne mani olacaklardı. Habîbullah (sav), 20 yaşında olmalarına rağmen, Mekke'nin ileri gelen büyükleriyle bu misaka iştirak etmiştir. Bu da, onun peygamber olmadan önce toplumdaki mevkiini ve de mazluma karşı duyduğu şefkat ve merhametin boyutlarını göstermesi bakımından çok manidardır.Habîbullah, bu cemiyet bünyesinde kendisine düşen vazifeyi en güzel şekilde icra etmiştir. Öyle ki; amcası Ebu Leheb, bir defasında bir şahsın malına çok düşük fiyatla el koyduğunda, mal sahibi Hz. Muhammed (sav)'e gelmiş; o da amcasına giderek, malın karşılığı olan parayı kendisine ödetmişlerdi. Zaten, Ebu Leheb'in Peygamberimize olan kin ve düşmanlığı da buradan başlamıştı.Peygamber Efendimizin ticari münasebetleriResulullah'ın (sav) ve ailesinin, tarım ve ziraatle uğraştığına dair hiçbir bilgi mevcut değildir. Hz.İbrahim (a.s) şu duasında da zikrettiği gibi "Ey Rabbimiz, Namazı dosdoğru kılmaları için ben; çocuklarımdan bir kısmını senin Beyt-i Harem'inin (Kabe) yanında, eksiksiz bir vadiye yerleştirdim.. " (İbrahim: 37).Mekke vadisinde ziraat yoktur. Geriye yalnız ticaret kalıyor. Bu ticaret de daha çok; kumaş, yiyecek kuru yemiş ve güzellik malzemeleri üzerine idi. Habibullah (sav) gençlik dönemine girmesiyle beraber ticaretle uğraşmaya başlamıştır. Mekkeli tüccar, Kays b. es-Saib İslam'dan önce O'nunla ticari münasebetleri olduğunu ve ondan daha iyi bir ortağa rastlamadığını anlatır. "İşini, her zaman en iyi şekilde yapardı. Kervanla beraber Mekke'ye döndüğüm zaman herkes bana ne elde ettiğimi sorarken, O, nasıl olduğumu sorardı" diyor, Kays b. es-Saib.
RAHMETEN Lİ'L-ÂLEMÎN HZ. MUHAMMED (SAV) / Prof. Dr. Haydar BAŞ'ın kaleminden Gönül Sohbetleri
Kinâne ile Havâzin kabileleri arasında patlak veren bu savaşa, Kureyşliler müttefikleri olan Kinâne'lilerle beraber iştirak etmişlerdir. Rivâyetlere göre; Hz. Resûlullah, savaşa bizzat iştirak etmemiş; sadece atılan düşman oklarını toplayıp amcasına vermekle yetinmiştir.Peygamber Efendimiz Hilfu'l-Fudûl cemiyetindeSon Ficâr harbinde yüzlerce aile perişan hale gelmiş; yağmacılıkla beraber güçlü olan güçsüzün malına el koymaya başlamıştı. Çığ gibi büyümeye müsait olan bu anarşi ortamına set çekmenin gereğini gören Haşim, Zühre ve Teym ailelerinin büyükleri, Abdullah b. Cûd'ân'ın evinde toplanarak aralarında bir misak yaptılar.Bu misak hükümlerine göre onlar, mazlum ve zayıflara yardım ederek, zalimlerin her türlü zulmüne mani olacaklardı. Habîbullah (sav), 20 yaşında olmalarına rağmen, Mekke'nin ileri gelen büyükleriyle bu misaka iştirak etmiştir. Bu da, onun peygamber olmadan önce toplumdaki mevkiini ve de mazluma karşı duyduğu şefkat ve merhametin boyutlarını göstermesi bakımından çok manidardır.Habîbullah, bu cemiyet bünyesinde kendisine düşen vazifeyi en güzel şekilde icra etmiştir. Öyle ki; amcası Ebu Leheb, bir defasında bir şahsın malına çok düşük fiyatla el koyduğunda, mal sahibi Hz. Muhammed (sav)'e gelmiş; o da amcasına giderek, malın karşılığı olan parayı kendisine ödetmişlerdi. Zaten, Ebu Leheb'in Peygamberimize olan kin ve düşmanlığı da buradan başlamıştı.Peygamber Efendimizin ticari münasebetleriResulullah'ın (sav) ve ailesinin, tarım ve ziraatle uğraştığına dair hiçbir bilgi mevcut değildir. Hz.İbrahim (a.s) şu duasında da zikrettiği gibi "Ey Rabbimiz, Namazı dosdoğru kılmaları için ben; çocuklarımdan bir kısmını senin Beyt-i Harem'inin (Kabe) yanında, eksiksiz bir vadiye yerleştirdim.. " (İbrahim: 37).Mekke vadisinde ziraat yoktur. Geriye yalnız ticaret kalıyor. Bu ticaret de daha çok; kumaş, yiyecek kuru yemiş ve güzellik malzemeleri üzerine idi. Habibullah (sav) gençlik dönemine girmesiyle beraber ticaretle uğraşmaya başlamıştır. Mekkeli tüccar, Kays b. es-Saib İslam'dan önce O'nunla ticari münasebetleri olduğunu ve ondan daha iyi bir ortağa rastlamadığını anlatır. "İşini, her zaman en iyi şekilde yapardı. Kervanla beraber Mekke'ye döndüğüm zaman herkes bana ne elde ettiğimi sorarken, O, nasıl olduğumu sorardı" diyor, Kays b. es-Saib.
RAHMETEN Lİ'L-ÂLEMÎN HZ. MUHAMMED (SAV) / Prof. Dr. Haydar BAŞ'ın kaleminden Gönül Sohbetleri