Adaletin de, sadakatin de güneşi Ali'dir

Ülkemizde 27 tane 'Ömer'in adaleti' konulu film çekilmiş ve değişik konular işlenmiştir. Böylece insanların beynine 'adalet' denince Ömer sembolü konulmuştur. Bu algı yönlendirmesidir. Diğer taraftan da İmam Ali ve misyonunun gizlenmesi için yüz yıllardır kurgulanan oyunların günümüzdeki tezahürüdür.
Halbuki gerçek çok farklıdır. İmam Ali'de (a.s) nübüvvet hariç Peygamber Efendimizde bulunan bütün vasıflar mevcuttur. Faruk da O'dur. Sıddık'ta O'dur. Nurlandırılmış, tertemiz kılınmışta, seçilmişte, sevilmişte O'dur. O'nun soyudur.
Nasıl olmasın ki, Allah'u Teala Ahzap Suresi 33. Ayette Ehl-i Beyt'i tertemiz kıldığını ilan etmiştir. Hz. Resulüllah ise "Ben ilmin şehriyim. Ali ise kapısıdır. İlim isteyen kapıya gelsin" buyurmaktadır.
Faruk mu (hakkı batıldan ayıran) olmak mı istiyorsun? Ali kapısına geleceksin. Sadık mı olmak istiyorsun? Ali kapısına geleceksin. Nurlandırılmış mı olmak istiyorsun? Ali kapısına geleceksin. Yiğit mi, cömert mi, hilm sahibi mi hülasa ne kadar güzellik varsa onlara ulaşmak mı istiyorsun? Ali kapısına geleceksin. 
Hz. Ömer bu gerçeği, 'Ali olmasaydı Ömer helak olurdu' sözüyle itiraf etmiştir.
Muhammed bin Yusuf-u Genci eş-Şafii "Menakıb-ı Ali bin Ebi Talib"in 57. babında Huzeyfe bin Yemanî'nin hadisini senetleriyle nakletmiştir:
Bir gün Ömer, Huzeyfe bin Yemani ile karşılaştığında; "Nasıl sabahladın?" diye sordu.
Huzeyfe (r.a) "Öyle bir halde sabahladım ki hakkı sevmiyorum, fitneyi seviyorum; görmediğim şeye şahadet ediyorum; mahluk olmayanı koruyorum, abdestsiz namaz kılıyorum; benim için yerde olan Allah için gökte yoktur." Diye cevap verdi.
Hz. Ömer, bu sözlerden dolayı öfkelenip onu incitmek istedi. Bu sırada Hz. Ali (a.s) geldi; Ömer'i sinirli görünce nedenini sordu. Ömer olayı anlatınca, Hazret şöyle buyurdu:
"Önemli değil, hepsini doğru söylemiştir. Onun sevmediği haktan maksat, ölümdür. Fitneyi sevmesinden maksat, mal ve evlattır. Görmediği şeye şahadet etmesinden maksat, Allah'ın varlığı, kıyamet günü öldükten sonra dirilmek, cennet-cehennem, sorgu-sualdir.
Mahluk olmayanı koruyorum demesinden maksat, Kur'ân-ı Kerim'dir -ki o mahluk değildir. Abdestsiz namaz kılıyorum demesinden maksat, Resulullah'a (s.a.a) salat göndermesidir. "Benim için yerde var ama gökte Allah için yoktur" sözünden maksat ise kendi hanımı ve ailesidir ki, onun yeryüzünde bir hanımı var; ama Allah-u Teâla bundan beri ve münezzehtir."
Ömer, Hz. Ali'nin bu açıklamasını duyunca; "Ali bin Ebi Talib olmasaydı, neredeyse Hattap oğlu helak olacaktı." Dedi.
Bir başka adalet örneği verelim;
"Ömer zamanında beş adamı getirip bunların bir kadınla zina ettiğini söylediler. Ömer, o beş kişinin hemen recm edilmesini emretti. O sırada camiye gelen Hz. Ali (a.s) hükmü duyunca Ömer'e; "Burada Allah'ın hükmü, senin verdiğin hükümden farklıdır." diye buyurdu.
Ömer: "Ey Ali, zina ettikleri sabittir; hükümleri de recmdir." dedi.
Hz. Ali (a.s): "Zina hükmü insanlara oranla farklıdır; burada farklı olan yerlerden biridir." buyurdu.
Ömer: "O halde Allah'ın ve Resulünün hükmünü beyan et. Çünkü Peygamber (s.a.a) defalarca; "Ali en bilgili olanınız ve en iyi hüküm vereninizdir." buyurmuştur, dedi.
Hz. Ali (a.s) o beş kişinin getirilmesini istedi. Birinin boynunun vurulmasını, ikincisinin recm edilmesini, üçüncüsüne yüz kırbaç, dördüncüsüne elli kırbaç, beşincisine de yirmi beş kırbaç vurulmasını emretti.
Ömer şaşkınlık içinde şöyle dedi: "Ey Ali, bu nasıl iş! Bir hüküm hakkında beş ayrı hüküm verdin!
Bunun üzerine Hz. Ali (a.s) şöyle buyurdu: "Birincisi zimmi idi. Müslüman kadınla zina etmiş olduğu için İslâm zimmetinden çıkmıştı. İkincisi evliydi, bu yüzden onu taşladık. Üçüncüsü bekardı, yüz kırbaç vurduk. Dördüncüsü köleydi, haddin yarısını uyguladık. Beşincisi de akılsızdı bu yüzden yirmi beş kırbaç vurduk."
Bunun üzerine Ömer şöyle dedi: "Ali olmasaydı Ömer helak olurdu. Ey Ali, senin olmadığın ümmet arasında bir gün yaşamak istemem."
Bir başka örnek;
Ömer bin Hattab'ın yanına hamile bir kadını getirdiler. Kadın zina ettiğini itiraf etti. Ömer de bunun üzerine recm edilmesini emretti. Ali (as), Ömer'e şöyle dedi: "Senin hükmün kadın hakkında geçerlidir, ama rahminde olan çocuk hakkında geçerli değildir (Çünkü çocuk suçsuzdur, katli câiz değildir)."
Hz. Ali'nin (as) bu sözü üzerine kadını bıraktılar. Ömer şöyle dedi: "Kadınlar, Ali gibi birini doğurmaktan acizdir; eğer Ali olmasaydı Ömer helâk olurdu. Allah'ım, Ali hayatta olmadığı hiçbir karmaşık sorunda beni hayatta bırakma."
(geniş bilgi için Prof. Dr. Haydar Baş'ın İmam Ali eserine bknz.)