Ağlanacak halimize gülelim

İnsan hayatında istikrar çok önemlidir. Hele hele bu insan milyonların peşinden sürüklüyor, bir milleti, devleti direk etkileyecek bir role, makama sahipse istikrarın kıymeti daha da kıymetleniyor? Siyasi tarihimizde birçok farklı karakterler milletimize seslendi. Kimi iktidar oldu, kimi muhalefette kaldı. Birçok hatalar yapıldı, hatalarda ısrar edildi, dün dündür bugün bugün, denildi. Ama şunu tüm varlığımla iddia ediyorum ki, söz ve icraatlarında AKP ve Sayın Erdoğan kadar diniyle, medeniyetiyle, tarihiyle, kendisiyle ters düşen, istikrarsızlık gösteren başka bir siyasi karakter ve kişiler topluluğu yoktur.Bakın! "Sen olmasaydın alemleri yaratmazdım" ilahi övgüsüne sahip, maddi ve manevi her türlü kirden ter temiz edilmiş, Ehli Beyt'in bir numarası, alemlere rahmet Hz. Muhammed'e (sav), AKP'li bir bakan iftira atıyor. Diyanet bile bu konunun hükmünü açıkladı. Amma (kendiside yanlış okuduğu halde) Ekmel Beyin İstiklal Marşındaki hatasını, beyit, kıta edebiyatı ile meydanlarda bin bir rencide edici cümle kuran Erdoğan, bakanının Hz. Muhammed'e (sav) iftirasına neden sessiz kaldı? (kalıyor) Aynı Erdoğan, CHP'li Önder Sav'ı aylarca gündem etmişti. Yeri gelsin yine gündem edecektir. Önder Sav'ı gazete köşelerinden, cami minberlerinden ve çakma postlarında "kafir" ilan edenler Efkan ala için neden görüş belirtmiyor? En önemlisi ise kardeşim, sen bu ikileme nasıl kanıyorsun? *Ağlanacak halimize gülmek için az geri gidelim? Ne demişti Erdoğan; "Saygı duruşu sap gibi durmaktır. Saygı duruşu yerine dua edilmeli. Sap gibi durmanın manasını anlayamıyorum?" Sonra gitti, o bahsettiği duruşu, şimdilerde laf atmakla meşgul olduğu Siyonizm'in kurucusu, İsrail'in babası Theoder Herzl'in mezarı başında, hem de eşiyle birlikte gerçekleştirdi.  *Laikliğe düşmandılar. Hatta laiklik eşittir, dinsizlik, diye tarif yaparlardı. O yıllarda Erdoğan şöyle silkelenirdi; "Tutturmuşlar laiklik elden gidiyor diye. Yahu millet istedikten sonra laiklik tabii elden gidecek?"Bu Erdoğan, yıllar sonra Başbakan oldu. Mısır'a gitti. Bir dayatma, zorlamada yoktu. Ne dedi Mısır'da; "Ben, Mısır'a laik bir anayasa tavsiye ediyorum. Çünkü laiklik din düşmanlığı değildir. Laiklikten korkmayın, Umarım Mısır'da yeni rejim laik olacaktır. Umarım ki, benim bu açıklamalarımdan sonra Mısır halkının laikliğe bakışı değişecektir."2007 yılıydı. Daha ayakkabı kutuları, para sayma makineleri ve para sıfırlama yöntemleriyle milletimiz tanışmamıştı. Arınç'ın meşhur ifadesiyle; Türkiye bağırsaklarını temizliyordu (!) Erdoğan ise "Türkiye'nin mutlu ve müreffeh yarınlara emin adımlarla ilerlemesi için, İtalya'da 'Temiz Eller' operasyonu yapıldığı zaman "Bizde bu ne zaman yapılacak?" diye, hayran hayran bakanlar, ülkemizde bu adımlar atıldığı zaman niçin rahatsız oluyorlar? Soğuk savaş yıllarından kalma yanlış alışkanlıklardan, gayri meşru arayışlardan, hukuk dışı yapılanmalardan Türkiye er ya da geç kurtulmak durumundadır." Diyordu.O zaman bağırsak temizliğinden bahsedenler, temiz ellerini havaya kaldıranlar bir anda kabız oldu.  Yeni bir bağırsak temizliğine ihtiyaç vardı. Ama kabul etmediler, rahatsız 7 ve 25 Aralık süreçlerinden rahatsız oldular. 22 Temmuz intikam vaktiydi. Ortadaki gerçek ise kirin kirle temizlenmesinin mümkün olmayacağıydı?Örnekleme çok? Devamda ederiz ama bugünlük şu soruyla bitirelim; Yaklaşan seçimlere binaen sevgi, adalet, hak, hukuk, şeffaflıktan vs. bahsedenlere, böyle bir özgeçmişleri varken ben, nasıl güvenip de destek olayım?