Ahlak arayışı
31.03.2019 00:00:00
Bugün siyasette ve sokakta bir ahlak serzenişi, bir ahlak arayışı var. Öte yandan ise herkesin bir ahlak tabiri var.
Bu serzeniş veya şikayetlere çok şahit oluyorum. Şikayet sahiplerine, 'ahlak nedir' diye soruyorum. Kendince bir tablo çiziyor. Bir başkasına soruyorum, o da başka bir tablo çiziyor.
Bu serzeniş veya şikayetlere çok şahit oluyorum. Şikayet sahiplerine, 'ahlak nedir' diye soruyorum. Kendince bir tablo çiziyor. Bir başkasına soruyorum, o da başka bir tablo çiziyor.
İşte bundan olsa gerek ki, ortak paydada buluşamıyor ve özlenen ahlaklı insan, ahlaklı toplumu oluşturamıyoruz.
Oysa toplumun, toplumu oluşturan bireylerin ahlakının temeli inanç ve kültürdür. Hele biz Müslümanlar için ahlak, imanın temel taşlarından biri hatta en önde gelenidir.
Öyle ki bu dinin Peygamberi (s.a.a.v); 'Ben güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim' buyurmuştur.
Kuran'ı Kerimde güzel ahlaka nasıl erişilebileceği detaylı bir şekilde vurgulanmış, canlı Kuran olan Allah Resulü'de bizzat güzel ahlakı hayatında sergilemiştir.
Örneğin zor bir zaman diliminde yaşıyoruz. Fitne her tarafı sarmış, dillerden, ellerden alenen buğz, hased, kin dökülüyor. Her an bir tehlike ve tehdit altındayız adeta.
Oldu ya! Böyle bir tehlike veya kötülük ile muhatap olduk. Ne yapacağız?
"Sen o kötülüğü en güzel bir davranışla defet" (Mü'minun 96)
Hz. Peygamber'de (s.a.a.v) "Senden ilişkisini kesenle sen ilişki kur. Sana zulmedeni bağışla, sana kötülük edene de iyilikle mukabelede bulun" buyuruyor.
O kötülüğü, saldırıyı, fitneyi defetmek için bir çıkış arayacağız. Nasıl bir çıkış? Ortak bir payda arayarak, affederek, iyilikle karşılık vererek. Başarabilirsek sonuç çok güzel olur.
"İyilikle, kötülük bir olmaz. Sen kötülüğü, en güzel olan iyi hareketle önle. O vakit bakarsın ki, seninle arasında bir düşmanlık bulunan, yakın bir dost gibi olmuştur." ( Fussilet 34)
Ha! Olmadı. Karşı taraf iftirasından, saldırısından, kötülüğünden vazgeçmedi. Ne yapacağız?
"İşte onlara, sabretmelerinden ötürü, mükâfatları iki defa verilecektir. Bunlar kötülüğü iyilikle savarlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan da Allah rızası için harcarlar." (Kasas 54)
Tabi burada Müslüman'ın şamar oğlanı olması mı gerekir, haksızlığa susması, göz yumması mı gerekir gibi bir anlam çıkmasın. Çünkü bu yasaktır.
Çünkü Peygamberimiz, haksızlık karşısında susanı dilsiz şeytana benzetmiştir. İmam Ali (a.s) ise "Haklıysan korkma, Hak seni korur' diyerek hem haklıya, hem de Hakk'a vurgu yapmıştır.
Yine İmam Ali'nin; "Haksızlığa karşı çıkıp hakkını aramayan hem hakkını, hem de şerefini kaybeder" ölçüsü fert ve toplumların omurgası niteliğindedir.
Hakkını aramayan insan ve toplumlar iyiliği emredemez, kötülükten de neyh edemez.
Oysa müminlerin ahlak başlıklarından biri de iyiliği emir (tavsiye) kötülüğü yasaklamadır. (sakındırma)
Çünkü Allah (c.c); "Onlar, Allah'a ve ahiret gününe inanırlar; iyiliği emreder, kötülükten menederler." (Ali İmran 114) buyurur.
Güzel ahlakın bir başlığı da adalettir.
"Şüphesiz ki Allah emanetleri ehline vermenizi, insanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emreder. Doğrusu Allah, bununla size ne güzel öğüt verir! Şüphesiz ki Allah her şeyi işiten ve görendir." (Nisa 58)
Bir başka ayette ise "Ey İnananlar! Allah için adaleti ayakta tutup gözeten şahidler olun. Bir topluluğa olan öfkeniz sizi adaletsizliğe sürüklemesin; adil olun.
Bu Allah'a karşı gelmekten sakınmaya daha yakındır. Allah'tan sakının, doğrusu Allah işlediklerinizden haberdar'dır." (Maide 8) buyuruyor.
Bu Allah'a karşı gelmekten sakınmaya daha yakındır. Allah'tan sakının, doğrusu Allah işlediklerinizden haberdar'dır." (Maide 8) buyuruyor.
Ahlakın bir başka başlığı ise zalimlere meyletmemektir.
"Bir de sakın zulmedenlere meyletmeyin, sempati duymayın. Yoksa size ateş dokunur. Sizin Allah'tan başka dostunuz yoktur; sonra yardım da göremezsiniz." (Hud 113)
Nasıl meyledilir, sorusunun cevabını iyi düşünelim. Mesela bir zalimi alkışlamak, desteklemek meyletmek midir?
Akın Aydın / diğer yazıları
- Arzusu millî egemenliğe dayanan Türk devleti kurmaktı / 23.04.2024
- Ekrem İmamoğlu’na açık mektup / 22.04.2024
- Erdoğan anlattığı kıssayı bile unuttu / 21.04.2024
- Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz / 20.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- İktidarın İsrail laubaliliği / 13.04.2024
- Ekrem İmamoğlu’na açık mektup / 22.04.2024
- Erdoğan anlattığı kıssayı bile unuttu / 21.04.2024
- Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz / 20.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- İktidarın İsrail laubaliliği / 13.04.2024
