Ahlaksızlık şikâyetle değil terbiye ile giderilir -2-

Dünkü yazımda toplumun genelinin ahlaki değerleri kaybettiğimizden şikâyetçi olduğunu ve ahlaksızlığın şikâyetle değil tedavi ile giderilebileceğini; insanın ahlaki vasıflar kazanabileceğini ve bunun adresinin Kur'an ve de Ehl-i Beyt olduğunu ifade etmeye çalışmıştım. 

Bugün yine "Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim" diyen Peygamber Efendimizin ve İmam Ali'nin (a.s) ahlak üzerine söyledikleri söz ve emirlerinden bir demet aktarayım:

Mü'min cömert kimsedir:

Sevgili Peygamberimiz (sav) buyuruyor ki; "Cömert olan Allah'a da, insanlara da, cennete de yakındır. Cimri kimse Allah'tan da, insanlardan da, cennetten de uzaktır, cehenneme yakındır. Allah katında cömert bir cahil, cimri bir abitten daha sevimlidir." (Tarikat-ı Muhammediye s.222)  

Sevgili Peygamberimiz (sav) buyuruyor ki; "İki haslet var ki mü'minde birleşmez; cimrilik ve kötü ahlak." (Tarikat-ı Muhammediye s.224)

Mü'min ayıplayıcı değildir:

Sevgili Peygamberimiz (sav) buyuruyor ki; "Sende bulunan bir kusur ile seni ayıplayan kimseyi sen de, onda bulunan bir kusur ile ayıplama… Karşılıklı olarak birbirine kötü söz söyleyenler, birbirinin şerefini kirleten iki şeytan gibidirler." (İhya, c.3, s.2716)

Mü'min sınırı zorlamaz:

Sevgili Peygamberimiz (sav) buyuruyor ki; "Yiyiniz, içiniz, giyiniz, harcayınız. Bütün bunları yaparken sınırı aşmaktan ve kibirlenmekten sakınınız." (İhya, c.3, s.3211)

Mü'min iyilikte ayrım yapmaz:

Sevgili Peygamberimiz (sav) buyuruyor ki; "Ehil olsa da, olmasa da, sen yine de iyilik yap. Eğer yardımı ehline yaparsan çok güzel, fakat ehlini bulamazsan, sen iyilik yapmaya ehil olursun." (İhya, c.2, s.1662)   

Mü'min yalan söylemez:

"Resûlullah'a (sav) soruldu ki; mü'min zina yapar mı? "Olabilir, mümkündür" dedi. Yalan söyler mi? diye soruldu. "Hayır, yalan konuşamaz" diye buyurdu ve şu ayeti okudu; "Yalancılar, yalan söyleyenler Allah'ın ayetlerine inanmayan kimselerdir." (Nahl Suresi, 105) (İhya, c.3 s.2571)  

Mü'min gıybet etmez:

"Gıybetten sakının, çünkü gıybet, zinadan daha kötüdür. Zira zina eden sonradan tövbe eder. Allah da (c.c), onu affeder. Fakat gıybet böyle değildir. Gıybet edilen kimse affedinceye kadar, gıybet eden affa uğramaz…

Miraç gecesi gördüğüm insanlardan bir kısmı yüzlerini tırmalıyorlardı. Cebrail'e sordum; kimdir bunlar? Dedi ki; "Bunlar, insanların gizli hallerini araştırıp, gıybet edenlerdir." (İhya, c.3, s.2592)

Mü'minin, insan ilişkileri zirvededir:

"İki kişi vardır ki, Allah(c.c) kıyamette onlara (rahmet nazarı ile) bakmaz. Akraba ile alakayı kesen, biri de kötü komşu." (Ramuz'ül Ehadis H. no; 150)

"Komşuların senin iyi bir insan olduğunu söyleyerek methederlerse mutlaka sen iyisin. Komşuların seni kötü tanıyorlarsa mutlaka sen kötüsün." (Ramuz'ül Ehadis hadis 256)

* * *

Ehl-i Beyt'in ilk imamı, Peygamberimizin maddi ve manevi halifesi İmam Ali (a.s) ise şöyle der:

- Kendi ayıbına bakan kişi, başkasının ayıbı ile ilgilenmez. 

- Allah'ın (c.c) verdiği rızka razı olan kaçırdığı şeylere üzülmez. 

- İsyan kılıcını çeken kişi, o kılıçla öldürülür. 

- İşlerin sebeplerini hazırlamadan onlara girişen telef olur. 

- Denizin derinliklerine hızla atılan boğulur. 

- Kötülük yerlerine giren itham altında kalır. 

- Çok konuşan, çok hata yapar. Çok hata yapanın hayâsı azalır. Hayâsı azalanın takvası azalır. Takvası azalanın kalbi ölür. Kalbi ölen cehenneme girer. 

- İnsanların ayıplarına bakıp, onları yadsıyan sonra da (o ayıpları) kendisi için kabul eden kişi bizzat ahmaktır. 

- Kanaat tükenmeyen bir maldır. 

- Kim ölümü çok hatırlarsa, dünyadan önemsiz olana da razı olur. 

- Sözünün amelinden olduğunu bilen kişinin, kendisini ilgilendirmeyen şeyler dışında sözü azalır." (Nehcü'l Belağa, s.375)