AKP, ANAP'ın çöküş sürecini yaşıyor

Turgut Özal'ın ANAP'ı, 12 Eylül şartlarının getirdiği birçok eğilimi toparlamış bir partiydi. Tayyip Erdoğan'ın AKP'si de ma'lum 28 Şubat'ın mahsulü ANAP benzeri bir siyasi oluşum olarak türedi.Siyam ikizleri: AKP-The Cemaat12 yıldan beri AKP ile kanki vaziyetteki The Cemaat'in 28 Şubatçı bağlantılarını konuşmaya bile gerek yok? Aslında AKP ile The Cemaati, birbirine Siyam ikizleri gibi yapışık dünyaya getiren ve "gizli ortaklar" yapan, 28 Şubat'ın küresel ve yerel toplum mühendisleriydi. Toplum mühendisleri, Türk milleti ve devletine dönük yapmak istediklerini her ikisine yaptırdılar. İş toparlanınca; inşa ettikleri AKP-Cemaat ortaklığını, birkaç tape ve yolsuzluk dosyalarıyla bozdular. AKP'yi de ANAP'ın yaşadığı kadere terk ettiler. AKP, son 1 yıldan beri üç aşağı-beş yukarı ANAP'ın çöküş kaderini yaşıyor.AKP-ANAP benzeşmesiSiyasi oluşum süreçlerine, genel karakteristiklerine, Amerikancı liberal tonlarına, nihayet dağılma evreleri ve sebeplerine göz atıldığında ANAP ile AKP çok benzeşirler.Ancak ANAP'ın kuruluş vizyonu, kadrosu ve küresel bağlantıları, AKP'nin 3. sınıf Milli Görüş kaçağı ekibi ve vizyonu ile mukayese dahi edilemeyecek kadar güçlü ve yetkindi.Biri 12 Eylül ihtilalinin, diğeri de 28 Şubat'ın askeri ikliminin mahsulleri olmasına rağmen; her ikisi de, asker karşıtlığı söylemleri, yasakları ortadan kaldırma vaatleri, Avrupacı-Amerikancı muhafazakar liberalizm tonlarıyla ortaya çıktılar.ANAP "yasaklar" konusunda çuvalladıANAP, dört eğilimi toparladı. Sağından-soluna toplumun her kesimi ANAP'a yöneldi. 6 Kasım 1983'teki genel seçimlerde yüzde 45,14 oy oranıyla tek başına iktidara geldi. ANAP, ilk sınavını "siyasi yasaklar" konusunda verdi; yasakçı safta yer aldı, ilk sınavı kaybetti. ANAP'ın yerli bir ekonomi modeli yoktu. Liberal ekonomi düzenlemeleriyle faiz lobisine, Amerika ve Avrupa'ya çalıştı; bir avuç elit kesim şişti, millet fakirleşti. ABD'nin Körfez müdahalesinde, 1 koyup 3 alacağız yaklaşımıyla Amerika'nın safında yer aldı; bölgeye Amerika ve Çekiç Güç yerleşti, PKK terörü türedi, yaygınlaştı. Türkiye 1 koydu, 10 kaybetti. Toplum koca ANAP'ı yüzde 5'lere çarptıDerken İsmail Özdağlar ve Mesut Yılmaz gibi ANAP'lıların Yüce divanlık dosyalarına, Özal ailesinin aykırı vaziyetleri ve bazı ANAP'lı vekillerin sanatçı ve sekreterleriyle olan aşk-meşk ilişkileri eklendi. Akl-ı selim ikazlara kulak tıkadılar. Böylece içten içe eriyen koca ANAP'a, toplum öyle sürpriz bir şamar attı ki, bir anda tepetaklak oldu. Toplum, merhum Özal'ın yüzde 45,14'luk ANAP'ına, yüzde 5,11'lik oy oranıyla elveda dedirtti.AKP'nin kuluçka döneminde Türkiye, 28 Şubat süreci ve ANASOL-M hükümeti eliyle her bakımdan tam dibe vurduruldu. Böylece AKP'ye özel alan açıldı. AKP'nin balonu özel şişirildiErdoğan'ın AKP balonu, ANAP benzeri bir asker karşıtlığı, 3Y'nin (Yoksulluk, Yolsuzluk, Yasaklar) ortadan kaldırılması, muhafazakar demokratlık ve Erdoğan'ın "şiir mağduriyeti" söylemleri ile şişirildi. AKP, tabansızdır; ANAP gibi toplamadır. AKP'nin reel tabanı, yüzde 4-5'ler seviyesindeki Milli Görüş'ten ayrılan kesimdir. "Mağdur İslamcı Erdoğan"ın etrafı, yerel ve küresel toplum mühendisleri tarafından, cemaatler, muhafazakar STK'lar ve liboşlarla tahkim edildi. AKP, 3 Kasım 2002'teki ilk seçimlerde yüzde 34,63'luk oy oranıyla iktidar oldu. Seçim barajı cambazlığıyla, aldığı oy oranının karşılığından daha fazla sayıda koltuk sahibi oldu, 365 vekil aldı. AKP ilk olarak İslamcılıktan sıyrıldı AKP iktidarının ilk icraatı, İslamcı gömleği çıkartmak oldu; Amerika'nın Büyük Ortadoğu Projesi'nde eş-başkanlık misyonu üstlendi. İşgalci Amerika'nı Ortadoğu'ya yerleşmesinde teşrifatçılık yaptı, BOP ortaklığını sürdürdü. O gün bugündür Ortadoğu, kan ağlamaya devam ediyor. AB ile Katolik nikahı kıydıklarını deklare etti. Güya şimdilerde meydanlarda kendisine köpürdüğü Fetullah Gülen'in Papa II. J. Paul'dan devralıp sivil inisiyatif olarak kör-topal yürüttüğü Dinlerarası Diyalog'u ve Medeniyetler arası İttifak projelerini hükümet politikası haline getirdi, icraata koydu. Domuz etini kasaplık hayvan eti yaptı, zinayı serbest bıraktı, Gülen'in söylemlerine paralel vaziyette din dersi kitaplarında Kelime-i Tevhid'e makas attı. Türk ekonomisini küresel tefecilerin kasasına ve aklına bağladı; vatan toprakları, kaynaklar ve işletmeler elden çıkartıldı. Devlet 900 milyar dolar, vatandaş ise 340 milyar TL borç ve faiz batağına batırıl. AB'ye verilen taahhütler kapsamında tarım, hayvancılık kesimi bitirildi; 35 milyon çiftçi-köylü, bağını-bahçesini terk etmek zorunda kalarak 10-15 milyona düşürüldü. Demokratik krallığa geçildiApo ve PKK'nin yasakları yumuşatıldı, önleri açıldı; vatandaşa ise yasaklar getirildi. "Demokratik krallık" dönemi icraatları başlatıldı. Twitter'i bile yasaklandı. Devletin erkleri ve milletin temel dayanakları darmadağın edildi.Demokratik krallık sürecine, Erdoğan'ın bakanlarının ve yakınlarının yolsuzluk dosyaları, kasetler ve tapeler tuz-biber ekti.AKP'nin 3Y'si, yokluk, yoksulluk ve yasaklar aldı başını gitti. Vekillerin dokunulamayan 1 100 fezlekesinde, sahtekarlıktan rüşvete, yolsuzluğa neler yok ki? Toplum artık AKP'yi reddediyorSiyasetin ağzı ve ahlakı öyle bozuldu ki, toplum çocuklarına haber izletemiyor. Bu yasakçı, saldırgan ve feodal AKP tablosunu, onlara bugüne kadar destek veren toplumun geniş muhafazakar, demokrat, sosyal demokrat ve liberal kesiminin hazmetmesi mümkün değildir. Hazmetmiyor. Bu sebeple toplumun akl-ı selim sahibi her kesimi, AKP'den kaçıyor. AKP, ANAP'ın çöküş kaderini yaşıyor. Erdoğan'daki agresif ve saldırgan hal ile bindirilmiş kıtalarla meydanları dolu gösterme çabası bundandır.AKP'nin çöküşü ve siyasetin yeniden karılması sürecinde, Türk milletinin önünde toplumun tamamını kuşatan, yerli duruşu, donanımlı kadrosu, güçlü lideri ve Milli Ekonomi Modeli ile Bağımsız Türkiye Partisi vardır. Türk milleti bu gerçeği idrak ettiği nispette bahtı açıktır.