AKP-BOP süreci ve Lozan gerçeği

BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş Bey, teorisiyle-pratiğiyle, maddesiyle-manasıyla ve topyekûn bağımsızlık ruhuyla Lozan gerçeğini Türk milletinin ve siyasetin gündemine oturttu, taşı gediğine koydu.

Prof. Dr. Baş, "Lozan Antlaşması, Türkiye Cumhuriyeti'nin tapusu, Türk milletinin bağımsızlık belgesidir" diyor yıllardan beri.

Gazi M. Kemal ise 24 Temmuz 1927'de Darülfünun Konferans Salonu'nda düzenlenen Lozan Antlaşması konulu toplantı üstüne şöyle diyordu:

"Lozan Antlaşması imza gününün ilmi bayram sayılmasında isabet vardır. Lozan Barışı, Türk tarihinin dönüm noktasıdır" (Atatürk'ün Bütün Eserleri, c.18, s.359, Kaynak Yayınları, İstanbul-2006).

Dün de, bugün de, yarın da Lozan işte budur?

Çok partili siyasi hayatımızda demokratından halkçısına, Atatürkçü'sünden milliyetçisine, hatta nihayet kıyamet alameti nev'inden türeyip kendilerini İslamcı diye pazarlayan çeşitli iktidarlar ve partiler gelip geçti. 

Türkiye Cumhuriyeti devletini yönetmeye talip olmuş, TBMM'de yer kapmışlar. Devleti yönetiyor, hükümetlik yapıyorlar? Lakin hiçbirinden Prof. Dr. Baş gibi, "Lozan Antlaşması, Türkiye Cumhuriyeti'nin tapusudur, Türk milletinin bağımsızlık belgesidir" diye bir çıkış duydunuz mu? 

Maalesef!

Prof. Dr. Baş "Ehl-i Beyt soylu M. Kemal Atatürk", "Madenlerimiz" ve "Türk milleti kimliğimiz" eksenli esaslı söylem ve projeleriyle, Lozan gerçeğimizi somutlaştırdı. Türkiyeli Amerikancılar ve Avrupa Birlikçiler, işte bu somut Lozan gerçeklerinin karşısındalar.

Lozan gerçeği bağlamında AKP toptan çuvalladı. 

Nitekim siyasetleri gösteriyor ki,AKP kadrosu ve yandaşlarının tarih hafızası, 65'li yıllardan bu yana kırmızı fesli tarihçi müsveddesinin Lozan'a dair palavraları ve İngiliz-Yunan istihbaratı öğretileriyle iğdiş olmuş... "Lozan zafer mi, hezimet mi" türünden Yunan-İngiliz evhamının bulandırdığı zihniyetleriyle Amerika'nın Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) eş başkanlığına balıklama atlamışlar, bir gece ansızın AB'ci kesilmişler.

Benzer AB ve ABD bağımlılığı CHP, MHP ve HDP'de de söz konusudur? Bu yüzden maalesef bunlarında Lozan'a dair fiili yaklaşımları, AKP'den farklı değil. Cin çarpmış gibi, bunları da kırmızı fesli kasaba tarihçisinin palavraları çarpmış, yalpalıyorlar. Dilleri lâl olmuş, hiçbiri Lozan'ı, madenlerimizi konuşamıyor.

ABD, her ne kadar Lozan Barış Konferansı'nda sadece "gözlemci" statüsünde olsa da; attığı adımlar ve yaptığı planlarla, Lozan'ı tanımadığını göstermiştir.

ABD'nin BOP süreci, Lozan'ı fiilen ortadan kaldırmıştır. AB süreci ve D. Bahçeli'nin içinde bulunduğu ANASOL-M koalisyonunca imzalanan AB müktesebatı da, Prof. Dr. Baş'ın tespitiyle devletin tapusu olan Lozan'ı ortada kaldırma sürecidir.

Dolayısıyla AB ve ABD'ye kapı kulu olmuş siyasetin, Prof. Dr. Baş'ın teşhisiyle "Lozan anlaşmasıyla elde ettiğimiz ve milletimizin hakkı olan madenlerimizden de söz etmesi mümkün değildir."

Her seçim öncesi, iktidar ve muhalefet, Prof. Dr. Baş'ın asgari ücret, vatandaşlık maaşı, ev hanımı maaşı, ücretsiz sağlık hizmeti, kira öder gibi konut sahibi yapma, faizsiz evlilik kredisi, sınavsız üniversite? vs. gibi projelerini aşırsa da; hiçbir tanesini uygulayamaz.

İşin sahibi de, uygulayıcısı da Prof. Dr. Baş'tır; "proje hırsızları" ise sadece halkı aldatırlar.

Baş'ın projelerinin kaynağı bellidir: Lozan'la elde ettiğimiz madenler ve bağımsızlık hakkı olan senyoraj? 

Bunun da hesabı-kitabı ortadadır: İlk yılda 7 trilyon 700 milyarlık finansman.

Prof. Dr. Baş'ın ortaya koyduğu bu Lozan gerçeğini "madenler ve yeraltı kaynaklarımız" perspektifinden dahi göremeyen AKP, CHP, MHP ve HDP sadece havanda su dövüyor. Milletimizin madenlerini ise ecnebiler ve yandaşlar hortumluyor.

Prof. Dr. Baş'ın haykırdığı bir başka gerçek ise "Lozan'daki Türk milleti tanımı ve milli birlik anlayışı"dır.

Lozan'ın öngördüğü tanım şudur: Hangi halk kesiminden olursa olsun, bu vatan toprakları üzerindeMüslüman olan herkes Türk milletidir; vatanın-devletin asıl ve eşit sahibidir. Azınlık ise ancak gayr-ı müslim olanlardır.

Lozan'da tanımlanan bu millet ve medeniyet kimliğinde, İslam'ın Tevhid mayası, Ehl-i Beyt ve Hacı Bektaş-ı Veli nefesi ve ortak değerlerimizle yoğrulmuş birlik harcı vardır? Prof. Dr. Baş, yıllardan beri, Lozan'ın tesis ettiği bu millet tanımı etrafında bir olarak müreffeh ve huzurlu bir Türkiye oluşturma sevdasındadır.

Bu adreste buluşamayan vatan evlatları, ya ABD ve AB'ye yem oluyor yahut BOP taşeronlarının kündesine gelip yok oluyor.

Zira BOP işgalcisi ABD ve AB Türkiye'yi yutmak için Lozan'ın bu "millet" tanımını kabul etmiyor. AKP başta olmak üzere Batı'ya kapı kulu olmuş siyaset de fiilen bu birlik ve kimlikten savruluyor, milleti de savuruyor.

Bu bağlamda HDP de, AKP'nin BOP tuzağına düşmüştür. AKP iktidarının Güneydoğulu kardeşlerimize ve HDP'ye "çözüm süreci" adı altında oynadığı oyun Lozan'ı yok eden BOP oyunudur ve bunca cana mal olmuştur? Prof. Dr. Baş'ın onca ikazına rağmen AKP'nin bu BOP oyununu göremeyen HDP ve Kürt kardeşlerimiz de vebal sahibidir.

Can alıcı bu oyunları bozmanın yolu ne o, ne bu; sadece BTP'dir. Lozan'ın bize sağladığı maddi ve manevi zenginliklerle hepimizin yaralarını saracak olan tek adres vardır; BTP, Prof. Dr. Haydar Baş ve donanımlı kadrosu? 

1 Kasım bu bakımdan tarihi fırsattır.