AKP ve yandaşları iddiaları kabul mü ediyor?

Şimdi nerden çıktı bu, diyeceksiniz. Ahiret haber ajansından, haber mi aldın? Yoksa bi şekilde Arasat meydanına canlı bağlantı mı yaptın? Vs. diye soranlarınız olabilir. Yok, hiçbiri değil. Sadece bir vatandaş olarak iktidar ve partisinin söylemlerine, medyadaki dolma kalemlerinin duruşlarına, dün "dostum, dostum" dediklerine, bugün "taa senin?" demelerine bakınca, her şey kendiliğinden gözüküyor. Beraber bakalım?Erdoğan'ın yardımcısı Bülent Arınç; "Yolsuzluk yok, diyemem?" AKP vekili, hukukçu, Anayasa Profu. Burhan Kuzu; "İddialar doğru bile olsa halk inanmaz." AKP vekili Mehmet Metiner; "para dolu ayakkabı kutularını paralel yapı koydu." AKP vekili Metin Külünk; "günah işleme özgürlüğümüz var." Eski iç işleri bakanı Muammer Güler; (Zarraf'a) "Sana bir şey olmaması için önüne yatarım?" Eski bakan Erdoğan Bayraktar; (iddialar için) Ne yaptımsa başbakanın emriyle yaptım?"Eski bakan şimdi İzmir B. Başkan adayı Binali Yıldırım; "Bilal Erdoğan'a kefil olur musunuz?" sorusuna; "Evet" diyemedi. Hükümet sözcüsü Hüseyin Çelik; "Bir yolsuzluk varsa bunun üzerine usulsüzlük yapılarak gidilemez?" Saray fetvacısı Hayrettin Karaman; "(Kısaca) AKP'nin her yaptığında bir hayır vardır." AKP dolma kalemlerinden Abdurrrahman Dilipak; "Yolsuzluk yok diyemem Ama?" Dün Erbakan'ın, bugün AKP'nin yılmaz savunucusu Emine Şenlikoğlu; "O paralar, Erdoğan'a dağıtması için verilen zekât ve sadaka paralarıdır." Erdoğan medyası; "Erdoğan ve iktidarını çekemiyorlar. Bu işin arkasında İsrail var. Erdoğan'ın önünü kesiyorlar. Erdoğan'a suikast bile düzenleyebilirler?" Hadi hepsini geçtik Recep Tayyip Erdoğan'ı bu süreçteki duruşunu geçemeyiz. Çünkü asıl itiraf Erdoğan'ın duruş ve sözlerinde gizli? Geçen seçimler öncesi Erdoğan, Gülen ile dostu. İçtikleri su ayrı gitmezdi. Aynı dağın gülüydüler! Bu sırada bir kaset bombardımanı yaşadık. Hepsi uçkurla ilgiliydi. Yani özeldi. Devleti ve milleti ilgilendiren bir şey olmadığı gibi zarara uğratan bir şey de yoktu. O günahın bedeli ise kul ile Allah arasındaydı. Ama bu kasetleri, kimin veya hangi odakların piyasaya sürdüğünü ne azından tahmin eden Erdoğan'ın, "bu özel hayattır, kimseyi alakadar etmez", mantığına itirazı vardı; "Bunlar özel olamaz, neresi özel? Bunlar genel genel" diyerek, meydanları galeyana getirmiş, iyi de oy toplamıştı.Şimdi ortada bir sürü kaset ve dinleme kayıtları var. Kasetçilerde, pazarlayanlarda belli... Bu kasetlerde devletin ve milletin katrilyonlara varan rakamlarının nasıl iç edildiği gösteriliyor veya iddia ediliyor. Şimdi Sayın Erdoğan'a soruyorum; Bunlar özel olabilir mi? Bunlar genel genel? Artı devlet ve milletimizin uğratıldığı itibar kaybının miktarı ölçülemez zaten?Erdoğan bu süreçte aile ve ekibiyle bir numaralı zanlı oldukları için ortalığı darmadağın etti. Yapması gerekeni yapmadı ve yapmıyor. Neydi yapması gereken? Hukuka gitmek, iddiaları çürütüp, aklanmak ve temiz bir şekilde milletin önüne çıkmak. Tabi diyeceksiniz ki! Hukukun bir bölümünü ele geçirmişler. Diğer bölü de (başbakanın, eski adalet bakanıyla konuşması şahittir) Erdoğan'ın elinde. O bölüme gitsin. Gitmedi. Ne yaptı?Emniyet teşkilatını kanuni dayanak göstermeden darmadağın etti. Aynı mantığı adalet ve diğer devlet kurumlarında da gösterdi. Karşıt medyayı linç etti, ediyor. Muhalefeti suçladı, suçluyor. Dün dost olduğu Gülen ve hareketini en ağır laflarla aşağılıyor. Haliyle bu hırçınlığın bir sebebi olmalı?  Ele geçirilen paralar, sayma makineleri vs. şeyler ile ilgili "tık" yok. Kasetler ve ses kayıtları ile ilgili olarak ise "montajdır". O kadar. O sesler benim değil, yalandır vs. demiyor. Sadece "montajdır". Eee bununda bir anlamı olmalı.