logo
29 MART 2024

AKP’nin “Irak Kürdistan’ı” hamiliği

29.05.2012 00:00:00
Şam-Bağdat-Tahran’ın son zamanlardaki birlikte ortak hareketi, Irak’ın İran yakınlaşmasına doğru bir seyir aldığının doğal bir sonucudur. Şimdi, sormak lazım değil mi? Irak, Şii hilalinin oluşumunu kesintiye uğratan, engelleyen bir ülke değil miydi? Peki, n’oldu da ABD Şii Hilalinin oluşumuna yardım etti, bununla da kalmadı, bir de üstüne üstlük yapıcı bir rol oynamak zorunda kaldı. Oysa kitle imha silahları sahibi olmakla itham ettiği Saddam Hüseyin’e karşı, 19 Mart 2003 tarihinde başlayan Irak işgali, 4 bin 747 Amerikan askerinin hayatına mal olmuştu. Savaşın Amerikan hazinesine maliyeti ise; 800 milyar doları aşmıştı. ABD’nin Irak’ta bayrak gösterdiği yaklaşık sekiz yıl içersinde 500 üs bölgesinde 170 bin ABD askeri görev yapmış, bu süre içersinde yüz binlerce Iraklı da yaşamını yitirmişti. ABD Saddam Hüseyin’i devirdi, devirmekle kalmadı, Saddam’ı bile astı, ama Irak’a huzur ve barış ortamı getiremediği gibi, asayişi de çökertti. Neredeyse 200 bin askeriyle mezhep çatışmalarını da tırmandırdı, toplumlararası çatışmaları da içinden çıkılamayacak bir duruma sokmadı mı? Bütün bunlara hep birlikte şahit olduk. İşte bu yüzden ABD, yüz binlerce masum çoluk, çocuk ve ihtiyar sivilin bu çatışmalarda öldürülmesinin de bir anlamda müsebbibidir. Başka? Başkası toplumlararası çatışmaların durdurulamayacak kadar vahim hale gelmesinin de sorumlusudur. ABD, daha 2003 yılında, BAAS partisini tasfiye, Irak Ordusunu terhis ederek, kendi elleriyle kuzeydeki yönetimi Kürtlere, orta ve güney bölgesini de Şiilere teslim ederek, bir anlamda bir çuval inciri de berbat etmiştir. Bu durum Anglo-Sakson sömürgeciliğinin genel kurallarına da aykırıdır. ABD, kuzey bölgesine öylesine büyük önem vermiştir ki, bölgede çıkması muhtemel karışıklık ve ihtilaflara karşı burada bulundurduğu bir tür önleyici kuvvetle yatıştırıcı ve önleyici bir görev icra etmiştir. Bu kuvvet Kürt bölgesi sınırları ile Arap bölgesi sınırları arasında bir tür tampon kuvvet görevi yerine getirmek için Musul, Kerkük bölgesinde bulundurulmuştu. Sonra da hiç beklenmeyecek bir biçimde çekilip gitmişlerdi. ABD’nin çekilip gitmesini müteakip, Irak’taki Sünnilerden sonra, Şiileri de karşısına alan kuzeydeki Kürt hareketi iyi bir durum muhakemesi ve manevra ile Türkiye’ye yanaşmasını bilmiştir. Bu durumda Kürt hareketi PKK’yla birleşip, Türkiye’nin düşmanlığını kaldırabilir miydi? Hâşâ, onlar da ABD’nin kendilerine ve Türkiye’ye önerdiği bilinen ezberi yürürlüğe koymuşlar ve hemen AKP ile flört etmeye başlamışlardır. Harp oyunu gibi bu durum kapalı kapılar ardında dört ay kadar sürmüştür. Nihayet, ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM)’na bağlı Irak’taki güçler çekilmesinden dört ay sonra, 26 Nisan 2012 tarihinde Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun TBMM’de Türkiye’nin Ortadoğu’da merkez ülke konumunu ve geleceğe ait eylem planının aşağıdaki şekilde açıklamıştır:
“Türkiye olarak bundan sonra Ortadoğu’da değişim dalgasını yöneteceğiz. Bu değişim dalgasının öncüsü olmaya devam edeceğiz.”
Bu sözler ABD ile yapılan her türlü teşrik-i mesaiyi, birlikteliği ve bir icazet alınmışlığını ve Türkiye’nin geleneksel dış politikasının dışındaki bir anlayış ve açılımı ifade etmektedir. AKP bir konuda gerçekten çok iddialıdır. Bu sav öylesine iddialıdır ki, Türkiye’nin liderliğinde ve öncülüğünde “Neo-Osmanlı” perspektifinde yeni bir Ortadoğu’nun kurulmasını hedeflemektedir. Buraya kadar her şey güzeldir. Ancak durumu değerlendiren AKP, bir başka tehlikeli atağa da kalkışmıştır. PKK’nın tasfiye edilmesi bağlamında Kürt İslamcılığını devreye sokulmasını önemli ve ivedi görmüştür. Bu durum Erdoğan-Barzani görüşmeleri kapsamında, Irak Bölgesel Kürt Yönetimiyle birlikte hareket etme yetisini de beraberinde getirmiştir. Bu kapsamda AKP, kriz-fırsat durumundan yararlanarak güneydoğuyu süratle AKP’leştirip, Türkiyeli Kürtlerin liderliği ile Iraklı Kürtlerin hamiliğini hedeflemiştir. AKP’nin bu yönelimi karşılığını hemen bulmuş, tehdit algılaması bağlamında Suriye, Irak ve İran’ı Türkiye’ye karşı birleştirmiştir. İlginçtir, Irak Başbakanı Maliki’nin desteklenmesi daha doğru bir deyişle Irak’taki Şii kartı da ABD tarafından Erdoğan-Barzani yakınlaşmasına karşı açılmıştır. Bunun nedeni ise açıktır. AKP’nin Kürt kartını devreye sokması hem Irak’ın Sünni kesimini hem de Şii kesimini kaygılandırmasından kaynaklanmıştır. Şimdi düşünebiliyor ve anlayabiliyor musunuz, Türkiye’nin İsrail dâhil bölgedeki bütün ülkeler ile kanlı bıçaklı hale gelmesinin gerekçelerini?
İsterseniz, akıl yürütmeyi biraz daha ilerletelim, olası bir senaryoda Mesut Barzani Irak’tan ayrılıp, 4 Parçada Kürdistan’ın birinci ayağı olan “Kuzey Kürdistan’ı” ilan edince, Türkiye Kürdistan’ı tanıyan ilk ülke olabilecektir, duyduk duymadık demeyin. Kendi ayağına kurşun sıkmak işte buna denir. Bunun emareleri var mıdır? Vardır, elbet… Irak Bölgesel Kürt Yönetimi, Bağdat yönetimini atlayarak Ankara’yla Türkiye’den uluslararası piyasaya petrol ihraç etmesine imkân tanıyacak bir anlaşmaya vardığını açıklamıştır. Irak’taki merkezi hükümet de, Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’ni Türkiye’yle yapacağı petrol anlaşmalarında Bağdat’ın onayını alması gerektiği konusunda uyarması, biraz daha ileri giderek söyleyelim ki, gerektiğinde Türkiye Irak’a karşı Kürdistan’ı askerle koruyacağının teminatını da vermiş olmasını düşündürmüştür. Hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Kur’an-ı Kerim’de ve Hadis-i Şeriflerde, “işlerin ehli olana yani layık olduğu kimselere verilmesi emredilmektedir. AKP’nin oynamağa çalıştığı bu oyun, açıkça İslam Şeriatının ihlali, değil de nedir? Sevgili okurlar. Durumu değerlendirmenizi, takdirlerinize bırakıyorum. Sizlere bir de küçük sorum olacak, bilmem derdimi anlatabildim mi?
 
YeniMesaj / diğer yazıları
Mansur Yavaş, Haymana'da vatandaşlarla buluştu
"Bir oy çok önemli"
Vatandaş geçim için karta yüklendi
Yüzde 122 artış!
Moskova'daki terör saldırısı
Can kaybı 144'e yükseldi
Patlamanın ardından yangın çıktı
Villanın bodrumunda ceset bulundu
AKP'li başkan 2 bin lira için halkı sıraya dizdi
Paralar seçimden sonra yatacak!
İsrail bu kez Suriye'ye saldırdı
38 kişi hayatını kaybetti
Seçil Erzan davasında önemli gelişme
Belgedeki imza sahte çıktı
Otomobilini park edip dilenmeye gitti
Yaşı daha da şaşırttı
Seçim zoruyla çevreci oldu
'Gündemimizde yok'
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler
Namazın hikmeti
2 suç örgütü lideri daha İstanbul'da yakalandı
Kırmızı bültenle aranıyorlardı
Müzakereler katliama zaman kazandırmak için
Takas önerisini Netanyahu reddetti
3 büyük takım taraftarı iftarda buluştu
'Futbol sahada, dostluk her yerde'
Oy sayımı iftar saatine denk geliyor
YSK 'iftar' konusunda karar verdi
Mansur Yavaş, Haymana'da vatandaşlarla buluştu
"Bir oy çok önemli"
Vatandaş geçim için karta yüklendi
Yüzde 122 artış!
Moskova'daki terör saldırısı
Can kaybı 144'e yükseldi
Patlamanın ardından yangın çıktı
Villanın bodrumunda ceset bulundu
AKP'li başkan 2 bin lira için halkı sıraya dizdi
Paralar seçimden sonra yatacak!
İsrail bu kez Suriye'ye saldırdı
38 kişi hayatını kaybetti
Seçil Erzan davasında önemli gelişme
Belgedeki imza sahte çıktı
Otomobilini park edip dilenmeye gitti
Yaşı daha da şaşırttı
Seçim zoruyla çevreci oldu
'Gündemimizde yok'
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler
Namazın hikmeti
2 suç örgütü lideri daha İstanbul'da yakalandı
Kırmızı bültenle aranıyorlardı
Müzakereler katliama zaman kazandırmak için
Takas önerisini Netanyahu reddetti
3 büyük takım taraftarı iftarda buluştu
'Futbol sahada, dostluk her yerde'
Oy sayımı iftar saatine denk geliyor
YSK 'iftar' konusunda karar verdi
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.