Günümüzde, yaşam koşullarımız doğallığını yitirdikçe sağlığımız da buna paralel olarak bozulmaktadır. Allah?u Teala'nın bizi koruması için verdiği bağışıklık sistemimiz hastalıklarla ve sağlığımızı bozan şartlarla mücadelede yorgun düşmekte onu dışarıdan desteklemek gerekmektedir. Bağışıklık sisteminin zayıflaması başka hastalıklara zemin hazırlamakta veya hastalıkların kronikleşmesi söz konusu olmaktadır. Mümkün olan en doğal gıdalarla beslenmeli, bunları da bilinçli tüketmeliyiz. Doğal yaşam bir yaşam şekli haline gelmeli. Tabii bu sadece bizim gayretlerimizle olamıyor maalesef. Ülkemiz bir tarım ülkesi olmasına rağmen tohumların yurtdışından ithal ediliyor olması, çiftçinin yeterince desteklenmemesi, dolayısıyla verimi artırmak için kontrolsüz ilaçlama ve yapay büyütme yollarına gidilmesi sağlığımızı "balık baştan kokar'' nevinden, en baştan baltalamaktadır. Hastalandığımızda uygulanan tedavi yolları da tarımdaki manzaradan pek farklı değil doğrusu. Doktorların, yaptığı ameliyat ve baktığı hasta sayısı ile orantılı maaş alması; doğru endikasyon olmadan gereksiz ameliyatların yapılmasına sebep oluyor. Kullanılan poşet poşet ilaçlar bir tarafı yaparken diğerini bozuyor. Tıbbi tedavi inkar edilemez ama amaç en az ilaçla en doğal yöntemlerle hastayı tedavi etmek olmalıdır. Gereksiz kullanılan antibiyotikler ve diğer her türlü ilacın bize zarar verdiğini unutmamalıyız. Bu konuda bizlerin bilinçlenmesi doktorlarımızı da yönlendirecektir. Tıp fakültelerinde; doğal tedavi yolları, bitkiler, sülükler, akupunktur v.s. konusunda hiçbir eğitim verilmemesi ne acıdır. Bilim adı altında yönlendirilmiş birtakım bilgilerin bizlere okutulmuş olduğunu 13 yıl evvel anne olduğumda fark ettiğimi itiraf etmeliyim. Çocuğumu nasıl en sağlıklı büyütürüm diye araştırma içine girdikçe birtakım konularda nasıl yanlış yönlendirildiğimizi fark ettim. En basit örnek olarak köy sütü ve köy yoğurdunu söyleyebilirim. İl il gezerek seminerlerle hazır süt içilmesi gerektiğini anlatan bir hocamız bunu bize ders olarak okuttu. Mis gibi köy yoğurtlarımız dururken, güvenilir yerlerden alınan mis gibi sütlerimiz dururken, bize; kalıp gibi, ekşimeyen, bir ay geçse bozulmayan, hatta süt tozu ile imal edilmiş yapay yoğurtları sağlıklı diye allayıp pulladılar. Ben şimdi üç çocuğuma sütçümden aldığım köy sütünü ve doğal yoğurt mayasıyla mayaladığım ev yoğurdunu yediriyorum. Doğal yaşamak için gayretimiz arttıkça, talebimiz arttıkça bu şartların değişeceğine inanıyorum. Bizler bilinçli birer tüketici olarak yediğimizi içtiğimizi sorgulayalım, iyisini sağlıklısını talep edelim. Allah'ın bize bahşettiği yaşamımızı en doğal şekilde yaşamak suretiyle koruyalım.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
YeniMesaj / diğer yazıları
- Gaflette ısrar / 24.01.2015
- 'Namaz kılan kimse felaha ermiştir' / 10.11.2014
- Saftan Başbakan olur mu? / 06.03.2014
- Ulusal devlet üzerine / 03.03.2014
- Anne sütü / 08.02.2014
- Minik cerrahlar / 20.01.2014
- Doğal yaşam / 13.01.2014
- Basit ve sade / 12.05.2013
- Faiz sarmalı / 24.03.2013
- Topraklarımız elimizden alınıyor / 20.03.2013
- 'Namaz kılan kimse felaha ermiştir' / 10.11.2014
- Saftan Başbakan olur mu? / 06.03.2014
- Ulusal devlet üzerine / 03.03.2014
- Anne sütü / 08.02.2014
- Minik cerrahlar / 20.01.2014
- Doğal yaşam / 13.01.2014
- Basit ve sade / 12.05.2013
- Faiz sarmalı / 24.03.2013
- Topraklarımız elimizden alınıyor / 20.03.2013