AKP'den, bana mektup geldi

AKP İstanbul il başkanlığı kapıma yukarıdaki mektubu bırakmış. Açtım, okudum. Sorularım çoğaldı ama muhatap bulamayacağımı bildiğim için siz değerli okuyucularımla paylaşmak istedim.AKP diyor ki, "12 yıllık iktidarımızda sağlıktan ulaşıma, vesayetsiz demokrasiden, IMF'siz ekonomiye, eğitimden savunmaya, birlik ve kardeşlikten huzur ve güvenliğimize kadar her alanda nereden alıp, nereye getirdiğini en iyi sen biliyorsun." Evet, Sayın İl Başkanı! Ben çok iyi biliyorum. Mesela, üretildiği ülkede bile kullanılması yasak olan stentlerin ülkemizde yılda en az 120 bin hastaya takıldığı, bir zaman sonra paslanan bu stentlerin ithalatına Sağlık Bakanlığının izin verdiğini de biliyorum. Domuz gribi adıyla verilen 43 milyon dozluk aşı ihalesini ve sadece 3 milyon dozun kullanılmasını, geriye kalan 40 milyon doz aşının hem akıbetini, hem de maliyetini merak ediyoruz. Aynı şekilde kuş gribi ve diğer salgın hastalıklara karşı medyanın neden haber yapma özgürlüğünün kısıtlandığının, bu salgınların neden ve sonuçlarının niçin açıklanmadığını da merak ediyorum. Sahi! Kaç senedir "kene" ile verdiğiniz savaşta kim önde? Sağlık bedava, denildi ama sadece geçen yıl şu reçetelere ödediğimiz 4 milyar (katrilyon) TL'yi bir türlü de anlayamadım. Evet, birçok ilde hastaneler yapıldı. Ama ısrarla cevap alamadığımız soru, bu hastaneler neden böyle yüksek maliyetli yapılıyor ve neden hep tanıdık şirketler yapıyor?  Kadro konusuna girmiyorum. Ama merak ettiğim! Sağlık Bakanları neden sağlık personellerinin eğitim ve görevleriyle değil de ısrarla kıyafetleriyle ilgileniyor ve gündem oluyorlar?Sayın İl başkanı!Ulaşım hizmetlerinden bahsediyor. AKP, devlet ve millete ait kurumları, 60 milyar dolara (150 katrilyon) çok tanıdık şirket ve holdinglere sattı. Devletin, milletin malından aldığı bu parayla, maliyetleri en yüksek bedelden 70 katrilyonu geçmeyen otoyol, köprü, metro, metrobüs, marmaray, havaalanı gibi hizmetleri yine bildik firmalara ihale etti. Parası benden çok çok fazlasıyla çıkan şeye hizmet değil başka bir şey denir gibime geliyor?Sayın İl Başkanı! IMF'siz ekonomiden bahsediyor. Evet, AKP, IMF'ye borcu bitirdi. Ama nasıl bitirdi? 60 milyar dolara (150 katrilyon) yani hiç fiyatına satılan devlet ve millet mallarını yukarıda yazdım. Sonra Maliye Bakanına sordular; "99 depreminden sonra "deprem vergisi" adı altına toplanan 40 katrilyon ne oldu?" diye, bakan dedi ki, borç ödedik. Başka, Türkiye Cumhuriyeti son 50 yılda 130 milyar dolar dış borçlanırken son 12 yılda 399 milyar dolar borçlandı. AKP, IMF'ye borcu nasıl bitirmiş? Ya milletin malını satarak, ya da borç alarak. Bu övünülecek değil utanılacak bir icraattır.  Sayın Başkan! Eğitimde aldıkları mesafeden bahsediyor. Hangi eğitim? AKP'nin bir eğitim model veya sistemi var mı? Olsaydı 3 dönemlik iktidarları döneminde 5 Milli eğitim Bakanı ve 4 eğitim sistemi değiştirirler miydi? Sigara, alkol ve uyuşturucu kullanımı ortaokullara kadar indi. Hangi eğitimden bahsediyorsunuz!   2002'de 70 bin öğretmen adayı kadro bekliyordu. Söz verdiniz, oy aldınız. Bu rakam şimdi 350 bin. Başarınızı alkışlayıp, beklesinler. Öyle mi?  Sayın Başkan! Ülke savunmasından bahsediyor. Her halde Çin ile yapılan füze anlaşmasının neden uygulamaya geçemediğini, iptal edildiğini bilmiyor. Kürecik'teki düğme kimin elinde? İncirlik üssüne kim girebilir? Petriotları kim kontrol ediyor? Afyon'da 25 askerimizin hayatına mal olan patlama neden oldu? Bu uçaklar neden peş peşe düşüyor? ABD, 40 yıllık gemilerini hibe etmekten neden vazgeçti? Doğu ve güneydoğu sınırlarımızdan kimin girip, çıktığı belli mi? Türbe kaçırırken 9 tankımız Suriye topraklarında neden rehin kaldı? Ege'deki 16 adadan haberi var mı? Ne savunması, kim vurdu ya döndü Türkiye. AKP döneminde son üç yıllık teslimiyete rağmen 1200 askerim savunmadan mı yoksa savunmasızlıktan mı şehit oldu? Terör örgütüyle el sıkışan bir iktidar hangi ülke savunmasından bahsediyor? Ve en önemlisi devlet ve milletimizin birlik ve beraberliği ülkeyi yönetenler tarafından böylesine rencide edilmemiş, alenen tartışmaya açılmamıştı. AKP başardı bunu! Evet, Sayın Başkan! Ben bunları çok iyi biliyorum. Daha fazlasını da biliyorum. Bak, anlatayım. (yarın)