Türkiye ve Türk milleti, bu ceremeyi çekmek zorunda mıydı?Herkes bu soruyu soruyor."Elim kırılsaydı da bunlara oy vermeseydim" diyen geniş halk kitlelerinden AKP beslemelerine kadar herkes, bu sorgulamanın içine girdi.Türkiye, bu ceremeyi çekmek zorunda mıydı? Hangi ceremeyi mi?4 yıllık AKP iktidarının "ağır fatura"sını?Bu sorgulama, dip dalgası şeklinde yükseliyor? Derin bir dip dalgası? Ekranlara ve gazete sayfalarına yansıyan haberlere şöyle bir göz atın; toplumda, bazen Başbakan R. T. Erdoğan'a ve bakanlara hakarete varan, bazen AKP'li vekilleri haşlayıp silkelemeye uzanan, hatta Ordu'da yaşandığı üzere sopalamaya ve şamarlamaya varan bir tepki var AKP hükümetine? Daha çok AKP'ye oy veren seçmen kesiminden bu tepkiler. Aldanmışlığın ve aldatılmışlığın acı feryadı bunlar.Bir nevi tansiyon hapı bu tepkiler. Asıl tepki, sandıkta? Kimse böylesi haller zuhur etsin istemez. Ama vatandaşın canı gırtlağına dayandı. Türk milleti burnundan soluyor. Tansiyon, ister istemez yüksek? Erdoğan ve AKP kurmayları ise son derece gergin; Erdoğan'ın meydanlardaki çıkışları ve yandaşı olmayan medya mensuplarına yönelik tazminat davaları bunun göstergesi.Ancak insaf ehli herkes şu "ortak muhasebe"yi yapıyor: Vatan satılıyor, satanlara dokunan yok. Hatta ecnebiye vatan satmak iftihar vesilesi? Milletin kaynakları ve işletmeleri, yabancılara peşkeş çekiliyor, ekonomi battıkça batırılıyor, hesap soran yok. Soykırımcı söylemler ve etnik parselasyon arzuları ayyuka çıkmış, "bu kadarı fazla" diyen yok; hatta taltife eden çok. Türklüğe ve Türk devletine hakaret edenlerin sırtı sıvazlanıyor, onlar için 301. madde zırhı hazırlanıyor. Ama gel gör ki, mağdur vatandaşın, hükümete veya Erdoğan'a yönelik sitemi, çok ağır bir tazminat, çok ağır bir hakaret veya çok ağır bir fırça olarak karşılık buluyor? Kamu gücünün cenderesinde kıvrandırarak veya kimi kamu imkanlarından mahrum bırakarak haddini bildirmek de işin cabası? Erdoğan tarafından tazminata çarptırılan gazetecilerden "ananı al da git" zılgıtını yiyen çiftçiye ve "askerlik öyle yan gelip yatma yeri değil" diye fırça yiyen şehit yakınına kadar pek çok "vahim tablo" gördü Türkiye, görüyor.Toplumun AKP'ye tepkisi, biraz da bu "kamu gücüyle fırça" yüzünden "içten içe" kabarıyor. AKP hükümetinin icraatlarına ve Erdoğan'ın "gayr-ı milli pozisyonu"na karşı tepki, biraz da bu "kamusal karşılık" yüzünden dip dalgası halinde olgunlaşıyor.Bu sessizlik ve bu derin dip dalgası, çok ciddi fırtınalara gebe. Önümüzdeki günler, "politik tsunami günleri"dir desek yanlış olmaz.Akıl vermek bize düşmez, ama "bir dost ikazı" olarak hatırlatırsak; Erdoğan ve hükümetinin yapması gereken iş, yanlışta ısrar etmek değildir. Erdoğan ve hükümetinin yapması gereken iş, Türk milleti ve devletini yoran ve bitiren icraatlarda ısrarcı olmak değildir.Erdoğan'ın ve AKP'nin, "boy aynası"nda kendilerini görmeleridir. AKP, çok yanlış ve vahim yanlış kulvarda geziniyor. AKP, çok yanlış adreslerden himmet dileniyor. AKP, çok yanlış adreslerden para dileniyor. AKP, çok yanlış adreslerden çare dileniyor.AKP, Türk milletini "çare, çözüm, akıl ve irade adresi" olarak görmüyor. Daha doğrusu AKP, aklı da, çareyi de, parayı da, kudreti de ABD'den dileniyor, AB'den dileniyor, IMF'den dileniyor? Böyle olunca da, milletimizden ve milletimizin dertlerinde uzağa, devletimizden ve devletimizin problemlerinde uzağa, medeniyetimizden ve medeniyetimizin dertlerinde uzağa savruluyor. Böylece milletin iradesinin hakim olması ve milletin dertlerinin çözüm yeri olması gereken TBMM, ABD'nin taleplerinin karşılandığı, AB'nin ve IMF'nin talimatlarının yerine getirildiği, Vatikan'ın ve gayr-ı müslim azınlıkların isteklerinin düzenlendiği bir mekanizma haline dönüşüyor. Dolayısıyla ortada ne vatanın toprakları ve kaynakları kalıyor, ne hazinenin parası, ne devletin bağımsızlığı, ne de milletin bütünlüğü?Tam bu noktada, herkes, işte bu soruyu soruyor: Türkiye ve Türk milleti, bu ceremeyi çekmek zorunda mıydı? El-cevap zorunda değildir, politik şamarı da saklı bu sualin içinde.AKP, icraatlarıyla "bir avuç azınlık hariç" 70 milyonun yüreğini bitirmiş; buna mukabil milletimiz, 4 yıllık ağır tecrübeden sonra AKP'yi yüreğinde bitirmiş. Çareye gelince, yeni bir AKP değildir, zembereği AB veya ABD'den kurmalı yeni bir mandacı iktidar değildir... Türk milleti, bu gerçeği gördü.Kolektif akıl şu kanaate sarıldı: Çare, ABD'nin veya AB'nin veya IMF'nin boyayıp milletimize servis etmeye çalıştığı "güya yenilenmiş eski mandacı parti"ler değildir.Aklın yolu birdir; dolayısıyla çare, milli çözüm ve milli duruş sahibi olan, milli birlik ve milli bütünlük sevdası bulunan, devlet-millet sivil-asker tek yürek tek bilek olmak kaçınılmazdır imanı taşıyan, sunduğu milli ekonomi modeli ile namı dünyayı tutan BTP'dir. Türkiye ve Türk milleti, bu ceremeyi çekmek zorunda değildir, diyenlerin, "bu sefer BTP ve bu sefer Haydar Baş" demeleri de, işte bu milli pozisyondandır. BTP iktidarı, artık "milli bir arzu ve milli bir uyanış"tır, yegane "milli alternatif"tir. Türk milletinin bu "milli arzusu" öyle veya böyle gerçekleşecektir; zira bu yüce millet, dualı bir millettir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019