AKP’nin yeni hikayesi

İktidara geldikleri gün, 'bizden 3 yıl bir şey beklemeyin', dediler alkışladık. 19 yıl geçti alkışlar azalsa da hala alkışlayanlar ve alkış almak isteyenler var.

Yolsuzlukları, yasakları ve yoksulluğu bitireceğiz, dediler. Alkışladık. Saros ile masaya oturdular, alkışladık. ABD ve AB ile her türlü imzalarını alkışladık. 

IMF, one munit, Ergenekon, balyoz süreçlerini alkışladık. 'Türkiye bağırsaklarını temizliyor' dediklerinde de alkışladık. 'Bu davanın savcısı benim' dediklerinde de alkışladık.

'Alnı secde görenlerden zarar gelmez' dediklerinde de alkışladık, 'O papazı, bize verin' dediklerinde de alkışladık.

Oslu'yu alkışladık. İmralı'yı alkışladık. Kandil'e elçi gönderilmesini alkışladık. Dolmabahçe'deki imzaları alkışladık. Şimdi Diyarbakır'daki annelerle verilen pozları da alkışlıyoruz.

'Babalar gibi sattık' dediklerinde de alkışladık. 'Borçlanarak büyüyoruz' dediklerinde de alkışladık. Yabancı sermayeyi davet ettiklerinde de alkışladık.

'Artık emir alan o eski Türkiye yok, ekonomik büyümeden dünya birincisiyiz, paranın itibarı, ülkenin itibarıdır, faiz bütün kötülüklerin anasıdır, tarım ve hayvancılıkta Avrupa birincisiyiz, Dicle kenarındaki koyunun hesabı bizden sorulur, bu ülkede açlığı sıfırladık, adalette çağ atladık, Türkiye'yi hiç olmadığı kadar özgürleştirdik' gibi nice cümleleri alkışladık. 

Bu alkışlar görme, duyma, koklama, hissetme organlarımızın işlevlerini köreltti. Düşünebilme yetimizi kaybettirdi.

Artık alkışlanacak bir şey kalmadığı için bütün işlevlerimiz yeniden çalışmaya başladı. 

Birde baktık ki, her taraftan yolsuzluk damlıyor. Devletin malı denize çevrilmiş. Belgelerin, iddiaların ardı arkası kesilmiyor.

Ekonomide piyasa kontrolü kaybolmuş. 'Fahiş fiyat ile mücadele' ediyoruz, dediler. Zanlı olarak beş marketi açıkladılar. Elde ne bulgu var, ne de belge. 

Temel gıda maddelerine zam yağıyor. Faturalara, vergilere, cezalara zam yağıyor. 

Dolar 9 buçuklarda, Euro 10 buçuklarda. Benzin ve mazot, dolara yetişme gayretinde ama iktidarın derdi bambaşka! İktidar o alkışlı günleri arıyor. Alkış seslerinin yükselmesi için söylemler geliştiriyor.

Cumhurbaşkanı ve AKP genel başkanı Erdoğan: 'İmam hatiplerin fetret dönemini biz bitirdik' diyor.

'Türkiye, Allah ve ahlak demenin yasak olduğu ızdırap dolu günlere şahitlik etti. Bu ülkede insanlar kılık kıyafetinden dolayı polis tarafından sokaklardan toplandı…

Dinsiz nesil olsun diyenler yok mu? Var. Ucube nesil olsun diyenler yok mu? Var. Onlar işine bakacak, biz de işimize bakacağız…

Cumhuriyet tarihinde yapılanların hepsinin 3, 5, 10 katı hizmetlerle ülkemize çağ atlattık… diyorlar. 

Hatta en son 'merhum Erbakan'ın hayalini kurduğu, uğruna ömrünü adadığı, çile çektiği ideallerinin önemli bir kısmını hamdolsun son 19 yılda gerçeğe dönüştürdük' bile dediler.

Ama görünen o ki, bu sözler eskisi gibi alkış almıyor.

Sebebini ise bizzat AKP'li vekillerden Şamil Tayyar açıklıyor: "Toplum 2002 öncesi ve sonrasını karşılaştırmıyor. Zira o hesabı gördü. Düşük gelir de, mega proje heyecanını azalttı. Yeni hikayeye ihtiyaç var."

Yeni hikayeyi ise AKP'nin kurmayları çoktan anlatmaya başladı bile.

Örneğin AKP'nin 2 numaralı isimi Numan Kurtulmuş, "Ekonomi daralmadı. Ekonomi daraldı fikri bilimsel bir söz değildir" diyor.

AKP Konya eski milletvekili Dr. Hüsniye Erdoğan: 'Yahu kardeşim büyüyen bir ülkeyiz. Doğalgaz ve elektrik zammını, muhalefetin şişirdiğini düşünüyorum. Zam yapılmıyor değil, yapılmak zorunda. Ama mini mini zam'.

İmam Hatipler, Erbakan, mega projeler, mini mini zamlar aklıma yine Charlie Chaplin ve Goebbels'i getirdi.

Ne diyordu Goebbels?

"Hatalı olduğunuzu ya da yanlış yaptığınızı asla kabul etmeyin ve asla kabahat ve suç üstlenmeyin…

Mutlaka yalan söyleyin inanan çıkacaktır. Yalan söylemeye devam edin.  Bir şeyi ne kadar uzun süre tekrarlarsanız insanlar, ona o kadar fazla inanırlar… 

Halkı her zaman ateşleyin, asla soğumasına ve düşünmesine izin vermeyin…

Ya Charlie Chaplin!  'Halkı diğerlerine karşı öfkelendirirsek, karınlarının açlığını unuturlar.'

Yeni hikaye bu olsa gerek!