Akşener ve Kılıçdaroğlu huzurlu yolu seçerler mi?

14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinde hezimet yaşamadan önce bu konudaki çağrılara kulaklarını tıkayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin dünkü grup toplantısındaki konuşmasında, "Hiçbirimiz umutsuzluğa kapılmayacağız. Türkiye'nin aydınlığa çıkması için değil 6'lı masa, gerekirse 16'lı masa kuracağım'' sözlerini sarf etti.

Günaydın mı desek, hoşça kal mı desek bilemedim.

Zira bu 14 Mayıs'taki ilk tur seçimlerinden aylar önce alınması gereken karardı. 

Artık atı alan Üsküdar'ı geçtiği için bu sözlerin toplum nezdinde hiçbir karşılığı olduğunu düşünmüyorum.

Olsa olsa CHP mekânında hafif bir esinti oluşturacak kadar bir etkisi olabilir.

Bu ifadelerin Kılıçdaroğlu cephesinde yegâne anlamı, 'CHP liderliğini bırakmıyorum, hiçbir yere de gitmiyorum' mesajından başkası değil.

Subliminal mesajları bir kenara bırakırsak, yenik lider kategorisinde Guinness rekoru kırmaya namzet Kılıçdaroğlu, yeni bir masa gerçekten kurabilir mi?

Bence elbette yeni bir masa kurabilir Kılıçdaroğlu.

Ancak 24 ve 28 Mayıs hezimetlerinden sonra Kılıçdaroğlu, kursa kursa torunlarıyla 'Büyükbaba' masası kurabilir. 

O masa da büyük ihtimalle 16'lı olmaz...

Ana muhalefet partisinin lideri Kılıçdaroğlu bu vaziyetteyken, muhalefet cephesinin bir diğer önemli figürü İYİ Parti lideri Meral Akşener'in hali de pek de iyi değil.

Malumunuz üst düzey isimler Aytun Çıray, Ahat Andican, Emine Küçakali ve Taylan Yıldız kısa süre önce İYİ Parti'den istifa ettiler.

İYİ Parti'nin kaynamakta olduğunu gösteren bir işaret de dün İYİ Parti Genel Merkez Disiplin Kurulu Başkanı Ethem Baykal'dan geldi. 

Akşener'in 'başbakan olamazsam babaannelik yaparım' sözünü hatırlatan Baykal, "Sayın Akşener'e biz de babaannelik yapmasını öneriyoruz. Masadan kalk otur taktiği yüzünden parti yerinde saydı. Asena Meral'den Meral Mommy'e ideolojik bir dönüşüm oldu" dedi.

Bu açıklamalar gösteriyor ki, muhalefet cephesinin iki aktörü, Kılıçdaroğlu ve Akşener, tam bir yol ayrımında bulunuyorlar.

Akşener, ya İYİ Parti'de genel başkanlık koltuğunda oturmaya devam etmek için çetin bir mücadele verecek, ya da daha önce ifade ettiği gibi torunlarına huzur içinde babaannelik yapmayı tercih edecek.

Kılıçdaroğlu da ya CHP'de liderlik için çetin bir mücadeleyi göze alacak, ya da huzur içinde torunlarına büyük babalık yapmayı seçecek.

Aslında hem bu iki lider için, hem Türkiye hem de torunları için en huzurlu yol ikinci seçenek olacaktır.