Allah adına aldatan din tüccarları genelde siyasetçi, ilim adamı, tüccar, abid olarak Müslümanların karşısına çıkarlar. Bu dört zümre ve benzerleri amaçlarına ulaşmak için her türlü vesileyi mubah görürler, kendilerini çok dindar, çok fedakâr, cefakâr, bilgili olarak çevrelerine lanse ederler. Ancak toplum mühendisleri tarafından anlaşıldıklarını hissettiklerinde, farklı söylemler içerisine girerek kendilerini temize çıkarmak için olağan üstü bir gayret ve çaba içerisine girerler, iftiralar atarlar, yalanlar konuşurlar ve böylelikle Allah katında ve inançlı basiretli insanlar yanında kendilerini daha da alçaltırlar.
Böyleleri şunu asla unutmamalıdırlar ki yapılan hizmetler, fedakârlıklar eğer İhlâs ile yapılmamış ise, İnsan birilerini mutlaka ezmek ister ve bu işi yapmak için de her türlü yolu mubah görür. Ama yapılan hizmetler, fedakârlıklar İhlâs ile yapılmış olursa, fedakârlık yapanın aklından şeytani şeyler asla geçmez.
Böyleleri bu şekilde devam ettikleri durumda İlahi adalet gereği Allah-u Teâlâ böylelerinin çok geçmeden maskesini düşürür ve böylelikle takva görüntüsü veren ahlaksız olan bu türler rezil rüsva olurlar, ahret azabı da bunun peşinden gelir. Zira Allah kendi dinini, dinine samimi olarak inananların kullanılmasına müsaade etmez ve bu çirkinlikleri yapanlara da kutsal din vadisinde fırsat vermez.
Allah azze ve celle'nin cezasını hem bu dünyada ve hem de ahirette verdiği bir takım günahlar vardır. O günahlardan bir tanesi Allah, din, mukaddes değerler adına insanları aldatarak şeytani, şehevi, sapkın amaçlara ulaşmaktır. Onun için bu tür hastalıkları olanlar unutmasınlar ki, ilahi adalet er ya da geç böylelerinin maskesini düşürür. Zira şehitler efendisi İmam Hüseyin şöyle buyurmuştur: "Allah'a isyan ederek bir şeye ulaşmak isteyen kimse, umduğundan uzaklaşarak korktuğu şeye yaklaşır." İşte bundan dolayı böylelerine tavsiyemiz geç olmadan bu şeytani yoldan dönmeleri ve tevbe etmeleridir.
Allah, Kur'an, Peygamber, Ehl-i Beyt için çalıştığını, hizmet ettiğini iddia edip de başkaları tarafından din, inanç, Peygamber, Ehl-i Beyt, dirlik, birlik adına yapılan güzelliklere engel olmak isteyenlerin, nefsanî çıkar ve hesaplarından dolayı bir çuval pirinç içerisinde beyaz bir taş parçası arayanların bu tutumları da Allah adına aldatmanın bir versiyonudur. Bu tür insanların adı ne olursa olsun safı bellidir ve bunlar İlahi değerlere karşı olanlara hizmet ettiklerini bilmelidirler. İnsanlığın hidayeti, Kur'anî değerler, Hz. Peygamber ve Ehl-i Beyt imamlarının davaları uğrunda güzelliklere imza atanların da safı bellidir. Her Müslüman bir şey yapmadan önce kimliğine ve safına bakmalı. Safının da, adı gibi Ali safı olmasına dikkat ve gayret etmelidir.
Bütün Müslümanlar Allah, din, Kur'an, Peygamber ve Ehl-i Beyt değerlerini nefsi amaçları doğrultusunda çıkar amaçlı araç ve malzeme edinen dindar görünümlü din tacirlerine çok dikkat etmeli ve bunların oyunlarına kanmamalıdırlar. Şeytan evliyası olan bazı ahlaksız insanlar Müslümanların temiz ve saf inanç duygularını kendi şehevi ve nefsanî dürtüleri alanlarında sömürmek için kendilerini din diyanet ehli göstererek ahlaksızlıklar yaparlar ve böylelikle birilerinin dinden, inançtan uzaklaşmasına sebep olurlar. Müslümanların bu tür sapkınlıklara mahal vermemeleri ve böylelerinin oyunlarına gelmemeleri gerekir.
Selam ve dua ile…
Böyleleri şunu asla unutmamalıdırlar ki yapılan hizmetler, fedakârlıklar eğer İhlâs ile yapılmamış ise, İnsan birilerini mutlaka ezmek ister ve bu işi yapmak için de her türlü yolu mubah görür. Ama yapılan hizmetler, fedakârlıklar İhlâs ile yapılmış olursa, fedakârlık yapanın aklından şeytani şeyler asla geçmez.
Böyleleri bu şekilde devam ettikleri durumda İlahi adalet gereği Allah-u Teâlâ böylelerinin çok geçmeden maskesini düşürür ve böylelikle takva görüntüsü veren ahlaksız olan bu türler rezil rüsva olurlar, ahret azabı da bunun peşinden gelir. Zira Allah kendi dinini, dinine samimi olarak inananların kullanılmasına müsaade etmez ve bu çirkinlikleri yapanlara da kutsal din vadisinde fırsat vermez.
Allah azze ve celle'nin cezasını hem bu dünyada ve hem de ahirette verdiği bir takım günahlar vardır. O günahlardan bir tanesi Allah, din, mukaddes değerler adına insanları aldatarak şeytani, şehevi, sapkın amaçlara ulaşmaktır. Onun için bu tür hastalıkları olanlar unutmasınlar ki, ilahi adalet er ya da geç böylelerinin maskesini düşürür. Zira şehitler efendisi İmam Hüseyin şöyle buyurmuştur: "Allah'a isyan ederek bir şeye ulaşmak isteyen kimse, umduğundan uzaklaşarak korktuğu şeye yaklaşır." İşte bundan dolayı böylelerine tavsiyemiz geç olmadan bu şeytani yoldan dönmeleri ve tevbe etmeleridir.
Allah, Kur'an, Peygamber, Ehl-i Beyt için çalıştığını, hizmet ettiğini iddia edip de başkaları tarafından din, inanç, Peygamber, Ehl-i Beyt, dirlik, birlik adına yapılan güzelliklere engel olmak isteyenlerin, nefsanî çıkar ve hesaplarından dolayı bir çuval pirinç içerisinde beyaz bir taş parçası arayanların bu tutumları da Allah adına aldatmanın bir versiyonudur. Bu tür insanların adı ne olursa olsun safı bellidir ve bunlar İlahi değerlere karşı olanlara hizmet ettiklerini bilmelidirler. İnsanlığın hidayeti, Kur'anî değerler, Hz. Peygamber ve Ehl-i Beyt imamlarının davaları uğrunda güzelliklere imza atanların da safı bellidir. Her Müslüman bir şey yapmadan önce kimliğine ve safına bakmalı. Safının da, adı gibi Ali safı olmasına dikkat ve gayret etmelidir.
Bütün Müslümanlar Allah, din, Kur'an, Peygamber ve Ehl-i Beyt değerlerini nefsi amaçları doğrultusunda çıkar amaçlı araç ve malzeme edinen dindar görünümlü din tacirlerine çok dikkat etmeli ve bunların oyunlarına kanmamalıdırlar. Şeytan evliyası olan bazı ahlaksız insanlar Müslümanların temiz ve saf inanç duygularını kendi şehevi ve nefsanî dürtüleri alanlarında sömürmek için kendilerini din diyanet ehli göstererek ahlaksızlıklar yaparlar ve böylelikle birilerinin dinden, inançtan uzaklaşmasına sebep olurlar. Müslümanların bu tür sapkınlıklara mahal vermemeleri ve böylelerinin oyunlarına gelmemeleri gerekir.
Selam ve dua ile…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mehdi Aksu / diğer yazıları
- Eleştiri nedir ve nasıl olmalıdır? / 03.12.2012
- Maruf’a davet terk edilince değerler yozlaşır / 02.12.2012
- Hayırlı ümmetin önemli özelliği / 28.11.2012
- Marufa davet etmenin yöntemleri / 27.11.2012
- Marufa emretme ve münkerden nehyetme / 25.11.2012
- Bu mudur Ehl-i Beyt sevgisi / 22.11.2012
- İmam Hüseyin ve sünnet kavramı / 21.11.2012
- Muharrem aylarında genelde konuşulmayanlar / 20.11.2012
- İmam Hüseyin’i anlayabildik mi? / 19.11.2012
- Sönmeyen ebedi aşkın Hüseyin / 17.11.2012
- Maruf’a davet terk edilince değerler yozlaşır / 02.12.2012
- Hayırlı ümmetin önemli özelliği / 28.11.2012
- Marufa davet etmenin yöntemleri / 27.11.2012
- Marufa emretme ve münkerden nehyetme / 25.11.2012
- Bu mudur Ehl-i Beyt sevgisi / 22.11.2012
- İmam Hüseyin ve sünnet kavramı / 21.11.2012
- Muharrem aylarında genelde konuşulmayanlar / 20.11.2012
- İmam Hüseyin’i anlayabildik mi? / 19.11.2012
- Sönmeyen ebedi aşkın Hüseyin / 17.11.2012