Çocuk, oyuncakla kanar. "Oyun, eğlence" diyor. Ne zamana kadar? Akıl-baliğ olana kadar. Akıl-baliğ olduktan sonra da: "Ben enayi imişim. Nedir ki ben bu bir odun parçası ile, bir bebekle kendimi avutuyorum" der. İşin hakikatini ister. Dünya, Kur'an'ın beyanıyla böyle bir aldatmadır. Yani aslına baktığınız zaman, koskoca kainat, galaksiler, yıldızlar topluluğu, içinde yaşadığımız dünya, Samanyolu, gözümüzle görmemiz mümkün olmayan, bazı teknik cihazlarla ancak görülmesi mümkün olan elektronlardan vücut bulmuştur.Cenab-ı Vacibu'l Vücud Hazretleri bir ayet-i kerimede "Ben her an bir oluştayım" buyuruyor. Yani Cenab-ı Hak, her an yaratıyor. Fizikçiler, "Bu elektronların bu gücü nereden alıp da, şu kadar bin asır geçmiş olmasına rağmen, bu hareketin hâlâ devam ediyor" olmasını izah edemiyor. İnancı tevhid olan kardeşimiz hemen onu çıkartıyor. "Allah her an oluştadır. Onu güçlendiriyor." Einstein'ın enteresan bir tespiti var. "Bakıyorsun, maddenin özü bazen bir enerji, bazen bir yoğunluk. Karşımıza öyle çıkıyor." diyor. "Burada ben Cenab-ı Hakk'ın gücünü görüyorum" diyor. Onun için müspet ilim aslında insanları çok ciddi bir ikrara sürükler. Allah'ın varlığını bulmaya sürükler. Eğer insan bu kadar delillerden sonra gene de inkar ediyorsa, artık ona çok acımak lazımdır. Bu insan nasipsiz demektir.Şimdi geçiyorum asıl konumuza. Yani bu elektron hareketi mutlaka bir noktada duruyor. Elektronların hareketi durduğu zaman "atom" denilen o en küçük maddenin yapısında çöküş oluyor. Buna fizik ilminde "nötron çöküşü" deniliyor. Her atomun nötronlarına doğru çöküş başlıyor. Çöküş başladı mı aradaki boşluklar yok oluyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.