Altın vuruş futbol camiasında mı olacak?

Çok düşündüm! 22 yıl tek başına ve de başına buyruk bir yönetim mantığı ortaya koyacaksın. Yerine göre orduyu, yerine göre medyayı, yerine göre iş dünyasını ve her daim CHP'yi hedef tahtası yapacaksın, olumsuzluklara fail göstereceksin. 

Yetmedi! Yine yerine göre kanunları hatta anayasa mahkemesini bile yok hükmünde olduğunu açıklayacaksın! Hatta dinde bile yasak olanı meşru, meşru olanı da yasak kapsamına alacaksın. 

Günün sonunda ekonomide, iç ve dış politikada, üretimde, tüketimde, sağlıkta, eğitimde hülasa her başlıkta başarısız olacaksın. 

Ve de toplumsal cinnet vakalarına ve göz göre göre yaşanan afetlere, facialar mazeretler arayacak, başkalarını suçlayacaksın.

AKP ve ittifakı bitti

Bu tablo Erdoğan ve ittifakının bittiğinin delilidir. Ama Erdoğan ve ittifakı bu gerçeği çok net gördükleri halde kabul etmiyorlar. Bittiklerini, tükendiklerini inkar ediyorlar.

Tek hedefleri var, o da bulundukları makamları muhafaza ve müdafaa etmek. Bu gayretle her yolu mubah gören ve noktaya geldiler.

Orta çağ Avrupa'sının siyasetçilerinden Niccolo Machiavelli'nin; 'Amaç, araçları meşru kılar. Amaca ulaşmak için her araç, yasal ve ahlakidir. 

Din, ahlak ve hukuk, devlete bağlıdır. Amacı gerçekleştirmek için gerektiğinde devlet, bunları alet olarak kullanmalıdır' mantığını şimdi alenen uygulamaya geçirdiler.

Artık demokrasi, hukuk-adalet, bürokrasi en önemlisi dini ve milli değerler, Erdoğan ve ittifakının bir aracı haline gelmiştir. 

Oysa iç cepheyi sağlamlaştıralım diyorlardı

Daha birkaç ay evvel bu ittifak, 'Türkiye, emperyalistlerin hedefinde, Şam'ı bombalayanlar Ankara'yı bombalanabilir, bu yüzden iç cepheyi güçlendirmemiz lazım' demiyorlar mıydı?

Mantık doğruydu! Peki, bu çağrıyı yapanlar, ne yaptı? İmralı canisine gittiler. Ardından, BTP'yi, CHP'yi, İYİ Parti'yi, Zafer Partisi ve SP'yi hedefe koydular. 

BTP Lideri Hüseyin Baş hakkında yurt dışı yasağı ve imza zorunluluğu gibi kanuna rağmen başlatılan süreç tüm hızıyla devam ediyor.

Ümit Özdağ Silivri'de. Bu kış günü partililer, Silivri'de alan kiralamış, çadır kurmuş ve bekliyorlar.

Buna bile tahammül edemediler. Çadırlarını parçalayıp ardından beklemeyi yasakladılar. 

CHP'liler zaten yargının yakın markajında. İmamoğlu'nun her cümlesi didik didik inceleniyor, virgül de hata bulduklarında ifadeye çağırıyorlar.   

Cemal Enginyurt başta olmak üzere TBMM'de öne çıkan vekiller hakkında tezkere hazırlandı. Muhalif medya yakın takipte. Gazetecilerin cümlesi bitmeden ifadeye çağrılıyor. 

Sokakta da yakın markaj

İnsanlar yaşadıkları sıkıntıları, sorunları ve de tek parti iktidarına eleştirilerini gerek kendilerine uzatılan mikrofonlardan ve gerekse sosyal medyada dile getiriyor. 

Tek parti rejimi, milyonların üzerine nasıl bir düzenek kurmuşsa anında gözaltılar yaptırıyor. 

Menzil'deki miras kavgasına elçi gönderenler, Ankara'da, kendilerine muhalif bir yapının Miraç kandili broşür dağıtmasına tahammül edemedi. Çarşaflı kadınların tekmelenmesi, coplanması 28 Şubat'ta bile yaşanmamıştı. 

Dizi sektörü

Menajer Ayşe Barım. Tanıyor musunuz? Bir hafta önceye kadar sadece sektördekiler tanırdı. Şimdi bütün ülke tanıyor. 

İlk önce milyar dolarların döndüğü dizi sektöründe, 'kendi, oyuncularını öne çıkardığı' iddiaları ile gündeme geldi.

Gündem eğrildi ve "Türkiye Cumhuriyeti hükumetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını engellemeye teşebbüse yardım etme" yani Gezi olaylarına destek vermek suçundan (!) tutuklandı.

Dava kapsamında Halit Ergenç, Dolunay Soysert,  Rıza Kocaoğlu, Mehmet Günsür, Ceyda Düvenci ve Nejat İşler de polis eşliğinde adliyeye getirilerek ifade verdi.

AK troller devreye girdi

Halkında inandırılması lazım ya! Hemen devreye girdiler. Menajer Ayşe Barım'ın 2013-2014 yıllarında Gezi Davası sanıklarından Osman Kavala ile 39 kez, Çiğdem Mater ile 14 kez ve Mehmet Ali Alabora ile 3 kez görüştüğünü iddia ettiler. 12 yıl önce attığı twitler güncellendi.

Sahi bu bilgileri kimden almış olabilirler?

Diğer taraftan lüks aracından pudra çekerken yakalanan ve 'siyasi büyüklere yakın olursam daha güçlü olurum düşüncesiyle AKP'de işe girdiğini' ifade eden Kürşat Ayvatoğlu ile gündeme gelen AKP Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ; "Gezi'yi organize edenler, zaman aşımı süresi içinde her zaman yargılanmayla karşı karşıya kalacak. O gün vandallık yapanlar, yakıp, yıkanlar yanına kar kalacağını mı zannetti? Hukuk tabii hesabını soracak' açıklamasını yaptı.

Sayın Dağ! Dönemin MHP genel başkan yardımcıları Gezi Protestolarına destek için Taksim'deydiler. Vandallık mı yaptılar?

Ya bırak Osman Kavala ile telefon görüşmesini! Biz, Pensilvanya'ya kimlerin, kimi elçi gönderdiğini de biliyoruz.

Bırak twit atmayı! Kimlerin, kimlere her istediğini verdiğini de biliyoruz. 

Bırak Gezi olaylarına desteği, FETÖ ile nasıl işbirliği yaptıklarını Türkiye'nin önünde dile getirenleri de biliyoruz. 

Bu yaşanılanların hukuk ile milli ve manevi değerler ile demokrasi ile izahı yoktur.

Anlaşın o ki, altın vuruş zaten karmaşa halindeki futbol camiasında olacak.

Türk milleti kendine gelir ve Atatürk merkezinde ortak bir duruş ortaya koyarsa yeniden ayağı kalkabiliriz.

Yoksa CHP'liler kendilerini, Zafer Partililer kendilerini, medyanın meşhurları kendilerini öne çıkararak bu birlik asla sağlanamaz.