2.5 yılda benzini bir dolardan iki dolara çıkartma yüksek başarısını gösteren AKP hükümetini eleştirmek büyük haksızlık değilse, sizin,
haklı haksız,
saklı saksız,
çaplı çapsız, anlayışınızda sorun var.
Dile kolay,
Bakıra kalay,
Şinanay yavrum şinanay.
Bir dolardı benzin AKP iktidar olduğu gün, bugün iki dolar seviyesinde.
Tam da burada bir siyaset bilimci kalkıp şu tarihî tespiti yapabilir; iyi de bugün dolar kuru hükümet sayesinde çok düşük. Eğer dolar iki milyon olsaydı, bu mantığı yürütemezdin.
Tam bu noktada şöyle bir hesap yapın.
AKP muktedir olamayıp iktidar olduğu gün bin dolarını bozdurup faize yatıranın bugün dört bin doları var.
Hesabını tutturamazsanız Külhanbey Unakıtan'a sorun.
Hükümet sadece akar-yakıt konusunda büyük icraatlara imza atmadı.
Millî şef döneminde bile yapılmayan vergilendirmeyi yaptı.
Akla ne gelirse ya yeni vergi kondu, ya da vergisi arttırıldı.
Tavuğa,
Kavuğa,
Lavuğa vergi geldi.
Horoza,
Yoroza,
Yakamoza da vergi geldi.
Tarhanaya,
Dar hanaya,
Haymana'ya vergi geldi.
Arabaya,
Marabaya,
Tramvaya da vergi geldi.
Rampaya,
Rumbaya,
Tumbaya vergi geldi.
Lambaya,
Lumbaya,
Tulumbaya vergi geldi.
Ayıya,
Dayıya,
Sayıya da vergi geldi.
Sadece;
yalakalığa,
yağdanlığa,
çaydanlığa vergi gelmedi.
Sadece bu kadar mı?
Keşke...
Vergi geldi,
Yergi geldi,
Yargı geldi.
İş istiyoruz diye bağıran vatandaşa Başbakan öyle bir bağırdı ki, adam ne istediğini hala hatırlamıyor.
Aş isteyene tıraş,
Kürek isteyen faraş,
Odun isteyen talaş tavsiye edildi.
Kısaca, bir şiirle Başbakan olan Başbakan, tam bir gazeller diyarı haline getirdi ülkeyi.
Amaaan!
Keyfime dur diyen yoook,
Peynir ekmek yiyen yoook,
Bu iş böyle sürerseeeee.
Amaaaan,
Bu gidişin sonu ...oooo(?)
Hani demişti ya Neyanî;
Yardım edeli İMF,
Haciz geldi kenefe,
Peynir zeytin yok ama,
Herkes yesin künefe.
Kısaca iki buçuk yıl içinde ülke Osmanlı'nın son dönemlerine dönüverdi, döndürüldü.
Müttefik,
Refik,
Trafik,
Ortak,
Orak,
Tırpan,
Türban,
Keban herşey herc-ü mert olmuş vaziyette.
Her 24 Nisan'da yetmiş milyon nefeslerini tutmuş ABD Başkanın ağzında "soykırımı" sözcüğü mü, yoksa "Soya kırımı" sözcüğü mü çıkacak diye bekliyor. Tam bir tecavüz işkencesi.
O;
Diyorum ha!
Bizim ki;
Deme ha!
O;
O zaman isterim ha!
Bizimki;
Ne istersen aha!
"Soykırımı" değil de "soya kırımı" deyip bu senede İncirlik Üssü'nden sonsuz faydalanma tavizini koparan Bush'un ABD'sinin bir eyalet valisi 24 Nisan'ı çoktan "Soykırımı" yılı ilan etti bile. Ne demokrat ülke şu ABD. ABD dışında bütün dünya ülkeleri bir bir 24 Nisan'ı "soykırımı günü ilan ederken" Başbakan Koçaryan'a aşk mektupları yazmakla meşgul.
Tayyip;
Ey Koçaryan Koçaryan,
Niye çiziyorsun yan,
Her 24 Nisan'da
Benden daha beter yan.
***
Uyma elin sözüne,
Çöp kaçmasın gözüne,
Görüşüp halleşelim,
Gel Çankaya düzüne.
***
Ne istersin al götür,
İster kep ister fötür,
Ben bilmem diplomasi,
Sana son sözüm budur.
Koçaryan;
Benim adım Koçaryan,
Olmaz bende yön ve yan,
Benden ümit bekleme,
Sen Bush amcana dayan.
***
O diyorsa doğrudur,
Onun gönlü böğrüdür,
Bizim asıl derdimiz,
Kars, Ardahan, Eğridir.
***
Bu kadar olma zelil,
Zillet en büyük alil,
Biz dönmeyiz bu yoldan,
Bize neylesin delil.
Vay be!
Sarı Tel'e çıksam amma şöhret olurdum. Neylersin ki, nice kabiliyetler böyle kaybolup gidiyor, benim gibi.
haklı haksız,
saklı saksız,
çaplı çapsız, anlayışınızda sorun var.
Dile kolay,
Bakıra kalay,
Şinanay yavrum şinanay.
Bir dolardı benzin AKP iktidar olduğu gün, bugün iki dolar seviyesinde.
Tam da burada bir siyaset bilimci kalkıp şu tarihî tespiti yapabilir; iyi de bugün dolar kuru hükümet sayesinde çok düşük. Eğer dolar iki milyon olsaydı, bu mantığı yürütemezdin.
Tam bu noktada şöyle bir hesap yapın.
AKP muktedir olamayıp iktidar olduğu gün bin dolarını bozdurup faize yatıranın bugün dört bin doları var.
Hesabını tutturamazsanız Külhanbey Unakıtan'a sorun.
Hükümet sadece akar-yakıt konusunda büyük icraatlara imza atmadı.
Millî şef döneminde bile yapılmayan vergilendirmeyi yaptı.
Akla ne gelirse ya yeni vergi kondu, ya da vergisi arttırıldı.
Tavuğa,
Kavuğa,
Lavuğa vergi geldi.
Horoza,
Yoroza,
Yakamoza da vergi geldi.
Tarhanaya,
Dar hanaya,
Haymana'ya vergi geldi.
Arabaya,
Marabaya,
Tramvaya da vergi geldi.
Rampaya,
Rumbaya,
Tumbaya vergi geldi.
Lambaya,
Lumbaya,
Tulumbaya vergi geldi.
Ayıya,
Dayıya,
Sayıya da vergi geldi.
Sadece;
yalakalığa,
yağdanlığa,
çaydanlığa vergi gelmedi.
Sadece bu kadar mı?
Keşke...
Vergi geldi,
Yergi geldi,
Yargı geldi.
İş istiyoruz diye bağıran vatandaşa Başbakan öyle bir bağırdı ki, adam ne istediğini hala hatırlamıyor.
Aş isteyene tıraş,
Kürek isteyen faraş,
Odun isteyen talaş tavsiye edildi.
Kısaca, bir şiirle Başbakan olan Başbakan, tam bir gazeller diyarı haline getirdi ülkeyi.
Amaaan!
Keyfime dur diyen yoook,
Peynir ekmek yiyen yoook,
Bu iş böyle sürerseeeee.
Amaaaan,
Bu gidişin sonu ...oooo(?)
Hani demişti ya Neyanî;
Yardım edeli İMF,
Haciz geldi kenefe,
Peynir zeytin yok ama,
Herkes yesin künefe.
Kısaca iki buçuk yıl içinde ülke Osmanlı'nın son dönemlerine dönüverdi, döndürüldü.
Müttefik,
Refik,
Trafik,
Ortak,
Orak,
Tırpan,
Türban,
Keban herşey herc-ü mert olmuş vaziyette.
Her 24 Nisan'da yetmiş milyon nefeslerini tutmuş ABD Başkanın ağzında "soykırımı" sözcüğü mü, yoksa "Soya kırımı" sözcüğü mü çıkacak diye bekliyor. Tam bir tecavüz işkencesi.
O;
Diyorum ha!
Bizim ki;
Deme ha!
O;
O zaman isterim ha!
Bizimki;
Ne istersen aha!
"Soykırımı" değil de "soya kırımı" deyip bu senede İncirlik Üssü'nden sonsuz faydalanma tavizini koparan Bush'un ABD'sinin bir eyalet valisi 24 Nisan'ı çoktan "Soykırımı" yılı ilan etti bile. Ne demokrat ülke şu ABD. ABD dışında bütün dünya ülkeleri bir bir 24 Nisan'ı "soykırımı günü ilan ederken" Başbakan Koçaryan'a aşk mektupları yazmakla meşgul.
Tayyip;
Ey Koçaryan Koçaryan,
Niye çiziyorsun yan,
Her 24 Nisan'da
Benden daha beter yan.
***
Uyma elin sözüne,
Çöp kaçmasın gözüne,
Görüşüp halleşelim,
Gel Çankaya düzüne.
***
Ne istersin al götür,
İster kep ister fötür,
Ben bilmem diplomasi,
Sana son sözüm budur.
Koçaryan;
Benim adım Koçaryan,
Olmaz bende yön ve yan,
Benden ümit bekleme,
Sen Bush amcana dayan.
***
O diyorsa doğrudur,
Onun gönlü böğrüdür,
Bizim asıl derdimiz,
Kars, Ardahan, Eğridir.
***
Bu kadar olma zelil,
Zillet en büyük alil,
Biz dönmeyiz bu yoldan,
Bize neylesin delil.
Vay be!
Sarı Tel'e çıksam amma şöhret olurdum. Neylersin ki, nice kabiliyetler böyle kaybolup gidiyor, benim gibi.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Hz. Muhammed'den (saa) kim niye rahatsız olur? / 17.03.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024