Araban varsa konuşma!

Hükümet, Türkiye ekonomisi üzerine kendisine yöneltilen eleştirileri asla kabul etmiyor.

Bu reddediş Ak Parti'nin en tepesinde de en alt kademesinde de var.

Oysa dolar kuru 9.50 TL'nin, Euro ise 11.07 TL'nin üzerine seyrediyor.

İşsizlik oranı yüzde 12'yi, resmi işsiz sayısı ise 4 milyonu aşmış durumda. 

Türk-İş'in dün açıkladığı Ekim ayı Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması'na göre ülkemizde 4 kişilik bir aile için yoksulluk sınırı 10 bin 75 lirayı, açlık sınırı ise 3 bin 93 lirayı aştı.

Dün aldığınız akaryakıtı bugün aynı fiyattan alamıyorsunuz.

Elektrikten doğalgaza, gıdadan konfeksiyona kadar hemen her kalem ürüne zam üstüne zam geliyor.

Tarım kesimi üretimden kaçıyor.

Ülke ekonomisi öyle bir hale geldi ki vatandaş ay sonunu getirebildiği zaman kendini şanslı addediyor. 

Ancak hükümete göre bunlar gerçek değil.

Cebinizde cep telefonunuz varsa, kapınızda arabanız varsa şikâyet etme hakkınız yok!

Nitekim Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, hafta başındaki kabine toplantısı sonrasında yaptığı konuşmada, muhalefetten gelen, 'vatandaşın yiyecek aşı, evine götürecek ekmeği yok' şeklindeki açıklamalar üzerine, "Şu anda her evde araba var, kapıcısında araba var, şu anda ikinci el araba yetişmiyor. Bunları nasıl görmemezlikten geliyorsun? Bunu televizyon ekranlarından vatandaşa anlatır, vatandaşı kandırabilirsiniz ama bizi kandıramazsınız. Hepsinin istatistiklerini tutuyoruz. Nerede ne oluyor, ne satılıyor bunların hepsini gayet iyi biliyoruz" ifadelerini kullanmıştı. 

Yani Erdoğan'a göre; her evde araba olması, ikinci el araç bulunamaması ekonomideki güzelliğin bir göstergesi ve muhalefet partileri bunu görmek istemiyor.

Öncelikle Beştepe'deki fildişi kuleden öyle görünüyor olabilir ama Türkiye'de her evde araba yok. 

Madem Sayın Cumhurbaşkanı otomobil sahipliği üzerinde bir ekonomi fotoğrafı ortaya koyuyor, bugün bende aynı mantıkla bazı veriler paylaşmak istiyorum. Bakalım veriler Erdoğan'ı doğruluyor mu yoksa yalanlıyor mu?

Avrupa Birliği (AB) İstatistik Kuruluşu Eurostat verilerine göre AB'de kişi başına düşen araç sayısına bakıldığın ülkemiz maalesef son sırada yer alıyor. 

AB ülkelerinde 100 kişiye ortalama 50.5 otomobil düşerken, ülkemizde 100 kişiye 14.2 otomobil düşüyor.

Mesela ekonomisi krizde olduğu için o beğenmediğimiz Yunanistan'da 100 kişiye düşen otomobil sayısı 50. 

Hükümete göre 'bizi kıskanan' Almanya'da ise bu sayı 55.

Lüksemburg, İtalya, Malta, Finlandiya ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nde ise 100 kişiye düşen otomobil sayısı 60 ve üstü…

İşte verileri kıyasladığımızda Türkiye'de herkesin kapısında araba olmadığını, hatta bu konuda AB'de en kötü durumda olan ülkenin Türkiye olduğunu görüyoruz. 

Yani veriler maalesef Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı doğrulamıyor. 

İşin asıl ilginç tarafı ise bu Avrupa ülkelerinin hiçbirinde bir politikacı çıkıp, 'herkesin kapısında arabası var' diyerek ekonomi üzerine ahkâm kesmeye kalkmıyor. 

Zira Avrupa 'da böyle bir şey yapmak, siyasi olarak intiharla eşdeğerdir.

Ancak biz Türkiye'de maalesef ülke ekonomisindeki gerçekleri görmek istemeyen siyasilerden böyle açıklamalar duyuyoruz. 

Oysa bir hükümet ülkesindeki gerçekleri görmek dahi istemiyor ve bugün müşahede ettiğimiz araba polemiğinde olduğu gibi üstüne örtmeye çalışıyorsa, o siyaset artık miadını doldurmuş, uzatmaları oynuyor demektir.