logo
29 MART 2024

Arap Birliği Bush'a hizmet etti

03.03.2007 00:00:00
Odak noktası Suudi barış planıymış gibi görünen Arap Birliği zirvesinin arka planında, Bush'un 'ılımlılar ekseni'nin ve İran'a karşı Sünni ittifakının güçlendirilmesi hedeflendi. Fakat ılımlılığı yayma kararının anlamı yok, zira 'ılımlı' sınıflamasına girmenin tek şartı ABD'yi desteklemek 19.Arap Birliği zirvesi çalışmalarını Arap barış girişimini canlandırarak bitirdi ancak, ABD Dışişleri bakanı Condolezza Rice'ın ılımlılık kültürünün yayılması ve eğitim yöntemlerinin düzeltilmesi gibi talimatlarını yansıtan Batılı kararlar da alındı. Suudi Barış Planı'nın yeniden baz alınması Arap liderlerin bu girişimin maddelerine harfiyen tutunacakları anlamına gelmez. Özellikle de Arap Birliği Genel Sekreteri Emir Musa dahil birçok yetkilinin, girişimin gelecekte yapılacak müzakereler için çerçeve olacağını teyidi sonrası... Eğitim reformu direniş karşıtı Mekke'de yapılan Filistin uzlaşı anlaşması, Arap girişiminin yeniden gündeme getirilmesinin temeliydi. Bu anlaşma, Filistin birlik hükümetinin başbakanı İsmail Haniye'nin Başkan Mahmud Abbas'ın arkasına geçirilmesini amaçlıyordu. Abbas konuşmasında, 'Ortadoğu dörtlüsü'nün teröre son verilmesi ve İsrail'in tanınması taleplerini tekrarlamakta ısrar etmişti. Bu durum Hamas'ın gözlemci sıfatıyla da olsa ılımlılar kampına katılımının teyididir. Zirvenin yaymaya çalıştığı ılımlılığın türünü bilemiyoruz. Bu kavram, İsrail'in Lübnan saldırısı sırasında ortaya çıktı; Hizbullah'ı üç İsrail askerinin ölümüne ve ikisinin yaralanmasına yol açan eylemi nedeniyle İbrani devletini kışkırtmakla sorumlu tutarak İsrail'i dolaylı yolla destekleyen ülkeler 'ılımlı' sayıldı. Görünen o ki, Arap Birliği zirvesi değişmezlere bağlı oldukları için 'ılımlı' sayılmayanlarla savaşmayı bazı alıyor. Zira toprağın kurtuluşu için direniş silahını kullanma talebi ılımlılığın tersi; İbrani devletinin nükleer silahlardan arındırılmasına dair her konuşma da yeni hoşgörü eğilimleriyle çelişen bir bozulma! Zirvede alınan eğitim yöntemlerinin düzeltilmesi kararının hedefi de, Arap üniversitelerini Harvard veya Oxford üniversitelerinden daha gelişmiş hale getirmek değil, direnişi veya cihadı teşvik eden, ümmetin sorunlarının ve saygınlığının başarısını isteyen her şeyi ortadan kaldırmak. Yeni zirvede, Arap vatanında siyasi, ekonomik ve sosyal reforma dair hiçbir şey duymadık. Peki önceki zirvelerde önceliğe sahip olan bu tür hassas konular karşısındaki bu donukluğun nedeni ne? Zirvenin kapanış bildirisinde de geçtiği gibi ılımlılık diktatörlüğün, baskının, işkencenin ve özgürlükleri müsadere etmenin adresi oldu. Zira ABD'nin desteklediği ılımlı Arap ülkelerinin çoğu en sert rejimlerce yönetiliyor. Fas gibi övgüyü hak eden demokratik deneyimler yaşamış ülkelerse bu eksenin dışında. Zirvenin bazı İslamcı liderlerin de katılımıyla ılımlılık kültürünü pohpohlaması, Arapların aşırılık ve terör kaynağı olduğuna dair görülmemiş ve aşırı derecede tehlikeli bir itiraftır. Zira, ABD tarafından ve onun Irak'taki yıkıcı savaşlarıyla, Filistin'deki İsrail saldırılarına desteğiyle, Arapların aşırılık yanlısı olduğu iddia ediliyor. Bu politikalar, aciz, diktatör ve işbirlikçi Arap rejimlerinin gölgesinde hayal kırıklığı ve ümitsizlik halini körüklüyor, gençleri inançlarından uzaklaştırıyor ve İslamcı grupların içine sokuyor. Bizler eğitim yöntemlerinin düzeltilmesini ve ılımlılığın yayılmasını istiyoruz ama bunu, bölgenin Amerikan savaşlarına hizmet etmesi, Bush'un rızasını almak için Filistin sorunundan ödün vermek ve İbrani devletini onun şartları temelinde yapılacak barış girişimine katmak amacıyla değil, gerçekçi iç reformların yapılabilmesi için istiyoruz. Birçokları Suudi Arabistan Kralı Abdullah'ı Irak'ın gayrimeşru bir yabancı işgali altında olduğunu itiraf etmesiyle ilgili konuşmasından dolayı kutladı. Fakat hiç kimse, Irak işgalini kimin kolaylaştırdığını, kimin işgalle işbirliği yaptığını, kimin Irak'ı şu an yaşadığı ve vatandaşlarının kanıyla bedelini ödediği iç savaşa götürdüğünü sormadı. Savaşı ve 10 yılı aşkın süredir Irak'a dayatılan ambargoyu destekleyen, rejimin devrilmesini isteyenler 'ılımlı' Araplardır. Şimdi de bu ülkenin içinde bulunduğu durum nedeniyle ağlaşıyorlar, işgalden hoşlanmıyorlar. Çünkü savaş İran'ın nüfuzunu artırdı. İran, bölge ülkelerinin istikrarını tehdit eden kaynak olarak Irak'taki Baas rejiminin yerini aldı. Peki İsrail girişimin asıl kaynağı olan Suudi Arabistan'la ayrıntıları konuşmak amacıyla doğrudan görüşme talebinde bulunduğu takdirde ne olacak? Suudi Arabistan bu talebi kabul edecek mi? Amaç İran savaşına hazırlık mı? Girişimin etkinleştirilmesi, bütün alanlarda diplomatik çaba harcamak demektir. İsrail'in bu etkinleştirmede birinci hedef olması gayet doğal. Sorun öteki tarafın zayıflığı. Zira İsrail Başbakanı Ehud Olmert halkının yüzde 5'inden azı tarafından destekleniyor ve bir dizi yolsuzluk suçlamasıyla boğuşuyor. Olmert bu konumdayken Arap tarafına esaslı ödünleri nasıl sunacak? Pakistan Devlet Başkanı Pervez Müşerref, Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan ve Malezya Başbakanı Abdullah Bedevi gibi Sünni liderlerin yoğun katılımı da büyük anlamlar içeriyor: Bizler İslam dünyasının Sünni ve Şii kamplar temelinde bölünmesini kabul ediyoruz. Belki bu zirve İran'a karşı önümüzdeki savaşa katılacak eksenin ilk adımı olabilir. Görünen o ki, barış girişimlerinden konuşmak bölgedeki savaşların adresi. 1991'de böyleydi, 2003'teki Irak işgalinde de... İran'ı vurmaya hazırlık bağlamında da aynısını yapıyorlar.
2 suç örgütü lideri daha İstanbul'da yakalandı
Kırmızı bültenle aranıyorlardı
Müzakereler katliama zaman kazandırmak için
Takas önerisini Netanyahu reddetti
3 büyük takım taraftarı iftarda buluştu
'Futbol sahada, dostluk her yerde'
Oy sayımı iftar saatine denk geliyor
YSK 'iftar' konusunda karar verdi
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Gençler BTP’ye akın ediyor'
Zeytinburnu'nda BTP coşkusu
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
2 suç örgütü lideri daha İstanbul'da yakalandı
Kırmızı bültenle aranıyorlardı
Müzakereler katliama zaman kazandırmak için
Takas önerisini Netanyahu reddetti
3 büyük takım taraftarı iftarda buluştu
'Futbol sahada, dostluk her yerde'
Oy sayımı iftar saatine denk geliyor
YSK 'iftar' konusunda karar verdi
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Gençler BTP’ye akın ediyor'
Zeytinburnu'nda BTP coşkusu
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'

180 milyonluk sazan sarmalı operasyonu: 20 tutuklama

Mersin polisinin, bilinen alışveriş sitelerinin kopya linkini üreten, sahte hukuk bürolarından arama ve sazan sarmalı yöntemi ile dolandırıcılık yaparak 180 milyon lira haksız kazanç elde eden çeteyi çökertti, yakalanan şüphelilerden 20'si tutuklandı. 
29.03.2024 09:21:00 / Güncelleme: 29.03.2024 09:25:23
İhlas Haber Ajansı
180 milyonluk sazan sarmalı operasyonu: 20 tutuklama
180 milyonluk sazan sarmalı operasyonu: 20 tutuklama
Edinilen bilgiye göre, İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri, çeşitli yöntemlerle dolandırıcılık yapan şüphelilere yönelik çalışma gerçekleştirildi.

Polisin planlı çalışmasında Facebook Market Palace ve bilinen sitelerin sahte linkini üretmek sureti ile bungalov ev, elektrikli ev aletleri ilanları veren, sahte hukuk bürosundan uzlaştırmacı olarak arayarak para talep eden ve internet sitelerinden araç almak isteyen kişileri sazan sarmalı yöntemi ile organize bir şekilde dolandıran şüphelileri belirledi. Şüphelilerin bu yöntemle 180 milyon TL haksız kazanç elde ettiklerini tespit eden polis 4 gün öne Mersin merkezli 4 ilde eş zamanlı operasyon yaptı. Operasyonda aralarında suç örgütü liderinin de bulunduğu 36 şüpheli yakalandı. Şahısların ev, iş yeri ve araçlarında yapılan aramalarda ise 70 adet cep telefonu, 4 adet ruhsatsız silah, 1 adet para atma makinesi, farklı şahıslara ait 62 adet banka kartı ile 120 bin TL para ele geçirildi.

Gözaltına alınan 36 şüphelinin emniyette ifadeleri tamamlandı, adliyeye sevk edildi. Mahkemeye çıkartılan şüphelilerden 20'si tutuklandı, 10'u ev hapsi alırken, 6'sı ise adli kontrol şartı ile serbest kaldı.



Şüphelilerin paraları döviz ve altına çevirirken görüntüsü ortaya çıkmıştı

Polisin teknik takip çalışmasında şüphelilerin güven sağladıkları vatandaşlardan paraları aldıktan sonra döviz büroları ve sarraflara götürdükleri belirlenmişti. Nakit parayı altın ve dövize çevirdiği belirlenen şüphelilerin o anlara ait güvenlik kameralarına yansıyan görüntüleri de ortaya çıkmıştı.

Tutuklanan zanlıların ortaya çıkan görüntüsünde mağdurlardan dolandırıp nakit olarak getirdikleri yüklü miktardaki TL'yi altın ve dövize çevirdiği anlar yer almıştı.

Kırmızı bültenle aranan 2 suç örgütü lideri da İstanbul'da yakalandı

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya İnterpol kırmızı bülteniyle 'Yasa Dışı Örgüt Faaliyetleri ve Kaçakçılık' suçundan uluslararası seviyede aranan Talgat Baisaov ve 'Dolandırıcılık' suçundan uluslararası seviyede aranan Maxat Rakhishov'un İstanbul'da düzenlenen 'Mahzen-23' Operasyonuyla yakalandığını açıkladı.
29.03.2024 08:28:00
Haber Merkezi
Kırmızı bültenle aranan 2 suç örgütü lideri da İstanbul'da yakalandı
Kırmızı bültenle aranan 2 suç örgütü lideri da İstanbul'da yakalandı
Bakan Yerlikaya X hesabından yaptığı paylaşımda Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Başkanlığı koordinesinde; İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü KOM Şube Müdürlüğünce gerçekleştirilen 'MAHZEN-23' Operasyonu sonucu İnterpol kırmızı bülteniyle 'Yasa Dışı Örgüt Faaliyetleri ve Kaçakçılık' suçundan aranan Talgat Baisaov ve 'Dolandırıcılık' suçundan aranan Maxat Rakhishov'un yakalandığını duyurdu.

Kıskaç operasyonlarında 70 şüpheli yakalandı

Bakan Yerlikaya ayrıca, 20 ilde FETÖ'ye yönelik olarak son bir hafta içinde düzenlenen "KISKAÇ-11" operasyonlarında 70 şüphelinin yakalandığını duyurdu.


"FETÖ'cülere göz açtırmayacağız. Aziz milletimizin huzuru, birlik ve beraberliği için güvenlik güçlerimizin üstün gayretleriyle operasyonlarımız kararlılıkla devam edecek" diyen Yerlikaya, şu bilgileri paylaştı.

"Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Başkanlığı, TEM Daire Başkanlığı, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Başkanlığı koordinesinde; İl Emniyet Müdürlükleri, TEM ve KOM Şube Müdürlüklerince yapılan çalışmalar sonucu; Aksaray, Bolu, Gaziantep, Sakarya, Muğla, Mersin, Manisa, İstanbul, Kayseri, Kars, Erzurum, İzmir, Elazığ, Adana, Uşak, Denizli, Sivas, Mardin, Edirne ve Bursa'da FETÖ'ye yönelik eş zamanlı olarak düzenlenen "KISKAÇ-11" operasyonlarında şüphelilerin:
  • Örgütün sözde "Emniyet Mahrem Yapılanması" içerisinde faaliyette bulundukları,
  • Örgütün kripto haberleşme programı "ByLock" kullanıcısı oldukları,
  • Ankesörlü telefonlarla iletişim kurdukları,
  • Örgütün "Gaybubet Evi" olarak adlandırdıkları hücre evlerinde barındıkları,
  • İfade ve teşhislerde adlarının geçtiği, FETÖ soruşturmaları kapsamında haklarında kesinleşmiş hapis cezası ile aranma kaydı bulunduğu tespit edildi.

Operasyonlar sonucu: Çok sayıda dijital materyale el konuldu."

Yerlikaya, operasyonlara katılan polisleri de tebrik etti.

Utanmadan bir de paylaşım yapıyorlar

 
İnsanlıktan zerre kadar nasibini almamış çeteciler olarak da bilinen Yahudi askerler, Gazze'de yaptıklarıyla ahlaksızlıkta da zirveyi kimseye bırakmıyor.
28.03.2024 17:50:00 / Güncelleme: 28.03.2024 17:54:49
HASAN PARLAK
 Utanmadan bir de paylaşım yapıyorlar
 Utanmadan bir de paylaşım yapıyorlar

İnsanlıktan zerre kadar nasibini almamış çeteciler güruhu olarak da bilinen Yahudi askerler, Gazze'de yaptıklarıyla ahlaksızlıkta da zirveyi kimseye bırakmıyor. Nitekim Gazze'de soykırım yapan Yahudi askerleri, işgal ettikleri bölgede her türlü rezalete imza atıyor. Hatta rezaletlerini sosyal medyada paylaşmaktan da geri durmuyor. Reuters ajansında yer alan görüntüler de Yahudi askerlerinin ne kadar 'insanlık sınıfı'nın dışında olduğunu ortaya koyuyor. Nitekim İsrail askerleri, Filistinlilerin evlerinde bulunan iç çamaşırlarıyla oynadıklarını gösteren fotoğraf ve videoları yayınlamaktan geri durmadı. Videolardan birinde Gazze'deki bir odada bir koltukta oturan İsrailli bir asker sırıtıyor, bir elinde silah, diğer elinde beyaz saten iç çamaşırını kanepede yatan bir yoldaşın açık ağzının üzerine sallıyor. Böylece Yahudi askerlerin insan olmadığını, başka tür bir mahluk olduğunu tüm dünyaya haykırıyorlar. 

Marmara'da 'müsilaj' tehlikesi yeniden gündemde

Geçen yıl yaşanan müsilaj tehlikesiyle büyük bir mücadele gerçekleştirmek zorunda kalan Marmara Denizi, atıkların denize boşaltılması devam ettiği için bu yıl da ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkacak. Marmara şimdiden alarm vermeye başladı
28.03.2024 14:55:00 / Güncelleme: 28.03.2024 15:00:59
Ahmet Haydar Tarhanlı
Marmara'da 'müsilaj' tehlikesi yeniden gündemde
Marmara'da 'müsilaj' tehlikesi yeniden gündemde
Müsilaj, kapalı denizlerde zaman zaman ortaya çıkan bir salgıdır. Fitoplankton adı verilen mikro alglerin aşırı çoğalması sonucu ortaya çıkar. Bu mukoza benzeri yapı, suyun içindeki mikroorganizmalar için uygun bir beslenme habitatı oluşturur ve zararlı canlılar da bu salgının üzerinde toplanır.

Denizin üstünde gördüğümüz beyaz, köpük benzeri yapı aslında "buzdağının görünen kısmıdır". Denizin altında ise bu salgı bir tül gibi uzanır.

Marmara Denizi, geçen yıl su yüzeyini ve derinlerini saran müsilajla boğuştu. Müsilajın yoğunluğu arttı ve çevresel kaygılara neden oldu. Bu sene de müsilaj tehlikesiin Marmara'yı tehdit edeceği ifade ediliyor.

Müsilajın temel sebebi, atıkların denize boşaltılması. Bu sebep temelden çözülmedikçe müsilaj sorunu artarak devam edecek.

Deniz biyoloğu Mert Gökalp, "Marmara Denizi feryat ediyor. Bu, Marmara Denizi'nin foseptik çukuru olabileceğinin bir sinyali" uyarısını yapıyor.

Profesör Mustafa Sarı, Marmara Denizi'ne arıtmadan atık boşaltımının acilen durması gerektiğini vurguluyor.

Hidrobiyolog Levent Artüz ise bu durumun bir zincir ve sonuç olduğunu ifade ediyor.

Gelecekte ne bekliyor?

Müsilajın yakın ve uzak gelecekte Marmara Denizi'ni, deniz canlılarını ve çevresinde yaşayan insanları nasıl etkileyeceği henüz net değil.

Ancak çözüm için atık yönetimi, arıtma tesislerinin etkin kullanımı ve bilinçli tüketim önemlidir.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.