Askerimiz ait olduğu yere dönüyor

2002 yılından bu yana Afganistan'da asker bulunduran Türkiye'nin bu görevi resmen sona ermiş oldu. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Milli Savunma Bakanlığı, çeşitli temaslar, mevcut durum ve şartlar değerlendirilerek Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının Afganistan'dan tahliye edildiğini bildirdi.

Reuters ise Taliban'ın havalimanı işletmesi için Türkiye'den teknik yardım istediğini ancak örgüt daha önce de açıkladığı gibi Türk askerlerinin de 31 Ağustos'ta ülkeden ayrılmasında ısrarcı olduğunu duyurdu.

Yani Taliban, ülkede Türkiye de dahil hiçbir ülkenin askerini istemiyor ve dediğini yaptırdı.

Aslında bu yeni dönemin nasıl olacağının da işareti gibi. 

Taliban ülkeden Türk askerini de çıkararak, içeriye ülkeye tam hâkim olduğu mesajını vermiş oluyor. 

Bu bağlamda sözünü ülkede bulunan yabancı unsurlara dinletebilen Taliban, ülkedeki yeni döneme 1-0 galip başlıyor diyebiliriz.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın açıklamasına göre, bugün Türk askerlerinin tamamının yurda dönüşü tamamlanmış olabilir.

Hayli dikkatimi çeken askerlerimizi çekme süreci BBC'nin iddiasına göre kısaca şöyle işlemiş:

• Taliban, Türk askeri dahil hiçbir yabancı gücün ülkede kalmaması konusundaki kararlılığından vazgeçmedi.

• Bunun üzerine Türkiye, NATO ile temas kurdu.

• Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ABD'li mevkidaşı Blinken ile görüştü. 

• ABD'den, 'Taliban'a rağmen havalimanında kalmayacağız' açıklaması yapıldı.

• ABD'nin bu ifadeleri üzerine, Ankara da Kabil'de bulunan tüm askerlerini çekme kararı aldı.

Benim yanıtını merak ettiğim soru şu; ABD, Taliban'a rağmen orada birkaç asker bırakmayı göze alsa Türkiye kendini ateşe atacak mıydı?

Bu sorunun yanıtını hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz.

Ancak anlaşılan Ankara'dakilerin gözleri Türkiye'deki hiç kimseyi görmüyor.

Çünkü Türkiye'de muhalefet partileri de vatandaşların çoğunluğu da ülkemizin Afganistan'da asker bulundurmasını istemiyordu. Bu da her fırsatta kamuoyu anketleriyle ortaya konuluyordu.

Türkiye'de muhalefet partilerinin ya da vatandaşların ne düşündüğünün hükümet için bir kıymeti olsaydı, Taliban 'gidin', ABD de 'ben yokum' demeden hükümet askerlerimizi oradan çekmiş olurdu.

Şimdi askerlerimizi Afganistan'dan dönüyor, ancak Taliban'ın Türkiye'den havalimanının işletilmesi konusunda 'sivil' destek istediği ifade ediliyor. 

Henüz kesin karar verilmiş değil.

Eğer karar verilirse -tam sayısı belli değil- bazı Türk siviller Kabil Havalimanı'nda kalacak.

Havalimanının ve bu Türk sivillerin güvenliğinden Taliban sorumlu olacakmış.

Burada endişeliyim.

Bu Afganistan'dan tamamen kurtulamıyoruz, ya kolumuz ya kanadımız yine orada kalıyor. 

25 Ağustos'ta bizzat ABD Başkanı Joe Biden, Kabil'deki havalimanına bir terör saldırısı düzenlenebileceğini söylemişti. 

Aynı gün akşam saatlerinde bu kez İngiltere Dışişleri Bakanlığı, "terör saldırısı tehdidi olduğu" gerekçesiyle vatandaşlarına Kabil Havalimanı'na gitmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Taliban artık kendine ait ve dünyayla tek bağlantısı olan havaalanına saldırmayacağına göre kim bu saldırıyı planlayanlar? ABD ve İngiltere bunu açıklamıyor. 

Belki de Afganistan'la artık işi biten geriye büyük bir posa bırakan Batılı ülkelerin kirli işlerinden biri de bu olacaktır.

Yani at izinin it izine karıştığı bir coğrafya Afganistan ve başkent Kabil de bundan en çok etkilenen nokta.

Bu yüzden askerimizin orada olmasına ne kadar karşıysam Türk sivillerin de orada bırakılmasına o kadar karşıyım.