Aşkın hanımefendisi: Hz. Hatice

Nesli cehennem ateşinden kesildiği için Fâtıma ismini alanın annesidir, Haticetü'l-Kübra? Yüzünün berraklığı ve ay gibi parlamasından dolayı Zehra ismini alanın annesidir, Haticetü'l-Kübra? Fazilet, din, soyluluk bakımından ayrılmış ve seçkinlik kazanmış olduğu için Betül ismini alanın annesidir, Haticetü'l-Kübra? Alçakgönüllü, itaatkâr, Rabbinden razı ve tahammül ehli olduğu için Raziye ismini alanın annesidir, Haticetü'l-Kübra? Her türlü kir, günah ve kötülükten arındığı için aynı zamanda kadınların özel hallerinden muaf olduğu için Tahire ismini alanın annesidir, Haticetü'l-Kübra? Babası Resulullah'a (s.a.a.) çok benzediği için Bint-i Ebiha ismini alanın annesidir, Haticetü'l-Kübra?              Meleklerle konuştuğu için Muhaddese ismini alanın annesidir, Haticetü'l-Kübra? On bir İmam onun soyu vesilesiyle devam ettiği için imamların annesi anlamına gelen Ümmü'l-Eimme ismini alanın annesidir, Haticetü'l-Kübra? Babası Resûlullah'a (s.a.a.) gösterdiği hizmet ve ilgisi sebebiyle "babasının anası" anlamına gelen Ümmü Ebiha ismini alanın annesidir, Haticetü'l-Kübra? Cenab-ı Hakk'ın rızasını kazandığı için Merziyye ismini alanın annesidir, Haticetü'l-Kübra?Hz. Hatice annemizin, Hz. Fâtıma gibi bir evlada sahip olmasının dışında saymakla bitiremeyeceğimiz daha nice yücelikleri bulunmaktadır. Örneğin Hz. Hatice kadınların değersiz görüldüğü, hatta kız çocuklarının diri diri toprağa gömüldüğü bir devirde üstün zekâsı, ileri görüşlülüğü ve saygın kişiliğiyle ticaretle uğraşan hatta "Tacire" lakabıyla anılan bir kadındır. Peygamber Efendimizden (s.a.a.) önce iki evlilik yapmış, ikinci eşini de kaybedince birçok zengin tüccarın evlenme tekliflerine rağmen o hiçbirini kabul etmemiştir. Gönlündeki manevi boşluğu dolduracak kutlu bir insana eş olmayı dua etmiştir. Peygamber Efendimiz ile tanışmaları da; Habibullah'ın (s.a.a.) amcası Ebu Tâlib'in tavsiyesi üzerine Hz. Hatice annemizin Şam'a gönderdiği kervanlarından birine başkanlık yapma vazifesi ile olmuştur. Sonraları Hz. Hatice annemiz bir rüya görmüştür ve belki de bu rüya duasının kabulüne bir işarettir. Rüyasında gökteki ayın hanesine girdiğini daha sonra da koynuna girdiğini görmüş ve bu rüyayı kuzeni Varaka'ya anlatmıştır. Varaka ise bu rüyayı gelecek olan son peygamberin eşi olmaya yormuş ve onu müjdelemiştir. Ve nihayet takdir-i İlahi gereği, Hz. Hatice ile Habibullah'ın (s.a.a.) kurduğu o kutlu yuva vesilesiyle bambaşka bir sayfa açılmıştır. Burada şu noktayı da göz ardı etmemek gerekir; Hz. Hatice oldukça zengin, güzel ve saygın bir kadınken, kendisine gelen hiçbir teklifi kabul etmeyip, kendisinden on beş yaş küçük ve varlıklı olmayan birini tercih etmiştir. İşte bu tercihin altındaki cevheri iyi ölçüp tartmak gerekir. Çünkü Hz. Hatice annemizin aradığı dünyalık bir makam, mevki, şan, şöhret ya da maddi bir zenginlik değildi. Zaten bunların hiçbiri Resulullah'ta (s.a.a.) yoktu. Ama kimse de olmayan güzellikler vardı O'nda ve bu güzellikleri görüp, hiçbir engel tanımadan gönlünü O Sevgiliye kaptıran bir Hz. Hatice vardı. Peygamber Efendimizin (sav) de gönlünde, Hz. Hatice'nin yeri çok özeldi. O'na sırdaşlık eden, vahiy geldiğinde O'nu sakinleştirip destekleyen, O'na inanan, ilk Müslüman olan ve yeri asla dolmayacak bir tanecik eşiydi. "İslam, Ali'nin kılıcı ve Hatice'nin malı üzerine yükseldi" hadisinin muhatabıydı Hz. Hatice? Biliyoruz ki, Peygamber Efendimiz Hira dağına, Sevr mağarasına ibadete giderken, Hz. Hatice annemiz de onca yolu elinde yemeklerle kat edip mağaranın kapısında saatlerce bıkmadan usanmadan bekleyen sadık bir yardı Habibullah (s.a.a.) için? Peygamber Efendimizin evlatlarının annesi olan, O'nu hiç üzmeyen, gönlüne ferahlık ve huzur veren en kıymetli zevcesidir, Hz. Hatice?Hz. Hatice'ye, son peygamber olan Habibullah'ın (s.a.a.) sevgisi ve zevceliği nasip olmuşken bir de bu evlilikten yukarıda isimlerini saydığımız Fâtımatü'z-Zehra gibi bir evlad lutfedilmiştir. Öyle ki, Hz. Fâtıma, aynı zamanda mü'min bir kadının taşıyabileceği tüm vasıf ve hususiyetleri en kâmil noktada yaşayan bir evlad, bir eş ve de bir annedir. Ne mutlu Muhammed Mustafa (s.a.a.) gibi bir eşe, Fâtımatü'z-Zehra gibi bir evlada, Aliyyü'l-Murteza gibi bir damada, cennet gençlerinin efendisi olan Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin gibi torunlara sahip olan Haticetü'l-Kübra annemize! Ne mutlu Haticetü'l-Kübra gibi, Fâtıma-tüz Zehra gibi yaşamayı kendine görev bilmiş çağımızın hanımefendilerine! Ve ne mutlu eş seçerken, Haticetü'l-Kübra misali, Fâtımatü'z-Zehra misali ahlak üzere yaşayan hanımefendilere gönül veren beyefendilere! Rabbim şefaatlerinden ayırmasın.