Her On Kasımda kalıplaşmış bir ifade kullanılır; "Atatürk ölmedi, Yüreğimde yaşıyor?" Onun gerçekten yüreklerde yaşayıp yaşamadığını anlamak için belirtilerine bakmak lazımdır?10 Kasım 1938 den bu yana gelişmelere ve gidilen yola bakınca, Onun fikirlerinin ve emanetlerinin layığı ile korunduğunu söylemek biraz saflık olur kanaatindeyim. Onun en önemli vasfı; mandacılığa karşı duruşu iken, Atatürk'ten sonra Cumhuriyet Hükümetleri AB-ABD müttefikliği (mandacılığı) yapmaya devam etmekte, gidilen yol ve çıkarılan kanunlar, açılımlar, sözde müttefiklerimizin direktifleriyle gerçekleşmektedir?Bugünkü hâlimizi kıyaslamak için, Atatürk'ün, manda ve himaye isteyenlere rağmen; işgal kuvvetlerine karşı başlattığı kurtuluş mücadelesindeki verdiği kararının bir bölümünü, kendi ifadelerinden aktararak dikkatlerinize sunuyorum;"Bu kararın dayandığı en güçlü muhakeme ve mantık şuydu: Temel ilke, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu ilke, ancak tam istiklâle sahip olmakla gerçekleştirilebilir. Ne kadar zengin ve bolluk içinde olursa olsun istiklâlden yoksun millet, medeni insanlık dünyası karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye layık görülemez. Yabancı bir devletin koruyup kollayıcılığını kabul etmek insanlık vasıflarından yoksunluğu, güçsüzlük ve miskinliği itiraftan başka bir şey değildir. Gerçekten de bu seviyesizliğe düşmemiş olanların, isteyerek başına bir yabancı efendi getirmelerine asla ihtimal verilemez. Hâlbuki Türk'ün haysiyeti, gururu ve kabiliyeti çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir millet esir yaşamaktansa yok olsun daha iyidir! O halde, ya istiklal ya ölüm! İşte gerçek kurtuluş isteyenlerin parolası bu olacaktır." Bir an için, bu kararın uygulanmasında başarısızlığa uğranacağını farz edelim. Ne olacaktı? Esirlik! Peki efendim. Öteki kararlara boyun eğme durumunda sonuç bunun aynı değil miydi? Şu farkla ki, istiklali için ölümü göze alan bir millet, insanlık haysiyet ve şerefinin gereği olan bütün fedakârlığı yapmakla teselli bulur ve hiç şüphesiz, esirlik zincirini kendi elleriyle boynuna geçiren miskin, haysiyetsiz bir millete bakarak dost ve düşman gözündeki yeri bambaşka olur." (NUTUK)Eğer "Atatürk ölmedi, yüreğimde yaşıyor" diyebilecek isek, Millet olarak Onun ölmez fikirlerine sarılarak, "Türk milletinin ilelebet payidar" kalabilmesini temin edici faaliyetler sergilenmeli, AB ve ABD müttefikliği (manda) fikriyatı ciddi manada sorgulanmalıdır. Yoksa da söylenen sözler ve törenler bir tiyatrodan öte bir işe yaramayacaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Nefisle mücadele zor iştir / 28.07.2025
- Nefisleriniz size düşman olarak yeter! / 26.07.2025
- Nefislerimizi kulluk bilinciyle dizginlemeliyiz / 25.07.2025
- Yalancılara acı bir azap vardır / 24.07.2025
- Türk milleti algı yöntemiyle mi aldatılıyor? / 23.07.2025
- ‘Bizi aldatan bizden değildir’ / 22.07.2025
- Allah tuzakları boşa çıkaracaktır / 21.07.2025
- Adalet herkese lazımdır / 20.07.2025
- Ahir zaman fitnesinden sâlih amelle kurtulursunuz / 19.07.2025
- Çok uyardık ama uyanış tam sağlanamadı -2- / 18.07.2025
- Nefisleriniz size düşman olarak yeter! / 26.07.2025
- Nefislerimizi kulluk bilinciyle dizginlemeliyiz / 25.07.2025
- Yalancılara acı bir azap vardır / 24.07.2025
- Türk milleti algı yöntemiyle mi aldatılıyor? / 23.07.2025
- ‘Bizi aldatan bizden değildir’ / 22.07.2025
- Allah tuzakları boşa çıkaracaktır / 21.07.2025
- Adalet herkese lazımdır / 20.07.2025
- Ahir zaman fitnesinden sâlih amelle kurtulursunuz / 19.07.2025
- Çok uyardık ama uyanış tam sağlanamadı -2- / 18.07.2025