Avrupa'da nükleer santral tartışması
Open Europe Düşünce Kuruluşu’nun Brüksel Ofisi Başkanı Pieter Cleppe, nükleer santrallerini kapatma kararı ile sosyal, çevresel ve ekonomik ağır maliyetlerle karşı karşıya kalan Avrupa’da pek çok ülkede nükleer santrallerin kapatılma kararlarının sorgulanmaya başladığını söyledi
24.06.2020 17:50:00





Rusya Devlet Atom Enerjisi Kurumu Rosatom tarafından Mersin'de kurulacak Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) ile birlikte nükleer santral sahibi olmak için ilk adımını atan Türkiye'de, nükleer yerine yenilenebilir enerjinin tercih edilmesi, Avrupa'nın nükleer enerjiden vazgeçtiği gibi değerlendirmeler, nükleere muhalefet edenlerin en fazla dile getirdikleri konular arasında yer alıyor. İngiltere'nin yeni nükleer santral inşa kararı, Belçika'nın nükleer santralleri kapatma kararından vazgeçebileceği, AB üyesi Polonya'nın 6 nükleer reaktör inşa etme planı, Çek Cumhuriyeti ile birlikte politik olarak nükleer enerjiyi savunmaları, çok sayıda bilim insanının iklim değişikliği mücadelesinde 'nükleersiz olmaz' değerlendirmeleri gibi çok sayıda gelişme, Avrupa'da ibrelerin nükleer enerji lehine dönmeye başladığına işaret ediyor. Koronavirüs salgınında, enerji ihtiyacında güvenilir kaynaklara duyulan gereksinim ise uzmanların üzerinde durduğu önemli konulardan biri.
AB'deki hava değişiyor
Avrupa Birliği Brexit ve Euro Bölgesi Politika Analisti olan, Washington Mülkiyet Hakları İttifakı (Property Rights Alliance) üyesi, Open Europe Düşünce Kuruluşu'nun Brüksel Ofisi Başkanı olarak görev yapan Pieter Cleppe, Avrupa'da nükleer santrallerini kapatma kararı ile sosyal, çevresel ve ekonomik ağır maliyetlerle karşı karşıya kalan Almanya dahil, pek çok ülkede nükleer santrallerin kapatılma kararlarının sorgulanmaya başladığını vurguladı. AB politikalarına ilişkin görüşlerin dile getirildiği EURACTIV Platformu'nda bir analiz yayınlayan Cleppe, nükleer tartışmaların seyrinin değiştiğine dikkat çekerek, "Covid-19 krizinin her Avrupa ülkesini kendi araçlarıyla nasıl baş başa bıraktığı göz önüne alındığında, Fransa veya diğer komşularının enerjisine bel bağlamak, AB ülkeleri için çekici bir deneyim olmayabilir" dedi. Cleppe, Aralık ayında, AB liderlerinin nükleer enerjinin AB'nin ekonomisini 2050 yılına kadar karbon-nötr hale getirme çözümünün bir parçası olacağı konusunda anlaştıklarını hatırlatarak, "Bu durum Almanya, Avusturya ve Lüksemburg gibi ülkeler tarafından da desteklendi. Elektriğinin yüzde 60'ını nükleerden sağlayan Fransa her durumda taraftardı. Medyada bile artık her gün kıyamet günü değil" ifadelerini kullandı.
NGS'lerin kapatılma kararı sorgulanıyor
Nükleer lehine daha olumlu bir manzara ortaya çıktığına değinen Cleppe, nükleer santrallerin kapatılma kararlarının da sorgulandığına dikkat çekti. Fukuşima nükleer felaketinden sonra nükleer enerjiyi tamamen ortadan kaldırmaya karar veren Almanya'da da fikirlerin değişmeye başladığını vurgulayan Cleppe, şöyle devam etti: "Aralık ayında, Angela Merkel'in yönetimdeki CDU (Hristiyan Demokrat Birliği)'nun enerji sözcüsü milletvekili Joachim Pfeiffer, Almanya için 'nükleer enerjiden vazgeçmenin yanlış olduğunu' açıkladı. Politikaya karşı kanıtlar belirginleşti. 2019 Enerji Geçiş Endeksi'nde Almanya, yüksek elektrik fiyatları sıralamasında yer alan toplam 115 ülke arasında 113. sırada, kömürden elektrik üretimi açısından da 96. sırada yer aldı. Bu durum ne baskı altındaki tüketiciler ne de iklim aktivistleri için kutlama yapacak bir neden oluşturmuyor. 2018'de elektriğinin yüzde 39'unu nükleer enerjiden üreten Belçika'nın da yaşlanan nükleer santralleri kapatma kararı ile ilgili olarak büyük bir 'U dönüşü' yapılması bekleniyor. Uzmanlar, ülkenin enerjik kimya endüstrisi için kısa süre önce İngiltere kimya firması INEOS tarafından multi milyar Euro'luk bir etan gazı çöktürücüsü projesi için Anvers limanında büyük bir yatırım yapıldığını, enerji kesintilerinin endişe verici olabileceğine karşı uyardılar. Çoğu siyasi parti de artık enerji arzı açısından sürdürülebilir alternatiflerin olmadığını fark ediyor."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.