İzmir’de yazdan kalma bir ekim akşamı… İnsanın hayatı boyunca yaşadığı olaylar nasıl da yeryüzü şekillerini andırıyor. Mesela derler ki: İnsanın altı kür kemoterapi alma süreci gittikçe alçalan altı dağa tırmanma uğraşını andırıyor. Şifaya kavuştuğumuzda güzel bahçeler içinde buluyoruz kendimizi, sonra tekrar bizi yoran yükseltiler, tümsekler ve eğimler… Ve sonra en son sırayı ölüm alıyor, ölümü nasıl bir yeryüzü şekline benzetmeli bilmiyorum, hiç ölmedim ki…
Anlatıldığına göre eskiden bir zat kendisini ölüme, ölüm duygusuna alıştırmak için bir çukurlukta yatar kalkarmış lakin daha henüz ölmeden önce ölmeyi başaramamış ki, böyle bir tecrübe ona yarasın. İşte böyle ne ölmek kolay ne de ölmeden önce kalıbımıza ait olan duygulardan ve hırslardan bir çırpıda kurtulabilmek…
Gören gözler ve işiten kulaklar bu sıfat tamlamaları hemen her insan için farklı şeyler ifade edebilir. Hatta benim yazarken niyetime aldığım manadan çok geniş, farklı manalar da anlaşılabilir. Hakikati görmemizi engelleyen perdeleri ne derece aşabildiysek anladığımız manalar o kadar farklı olabilecektir. İşte insanın hayatının en önemli gayelerinden biri aşabildiği kadar perdeyi aşabilmektir. Din kurumu biraz da bunun için vardır, ahlak ve tasavvuf müesseseleri bu gaye için de vardır. Çünkü bizler perdeleri aştıkça Rabbimize yaklaşırız.
Hz. Mevlana şöyle diyor: “Allah’ım Senin firakından daha acı bir şey yoktur. Sana ilticadan gayrı hareket beyhude dönüp dolaşmak ve kör düğüm olmaktan başka bir şey değildir.” Kördüğüm olmaktan kurtulmak için ilim ve çalışma gerekiyor. “Hazine eziyet çekene çalışıp çaba gösterene gözükür.”
Yine Hz. Mevlana Hz, “Dinin aslını anlamaya imkan yoktur, ona ancak hayran olunur”, “Aşk davaya benzer, cefa çekmek de şahide; şahidin yoksa davayı kazanamazsın ki…” buyuruyor. Sizler bağlantıları kurmaya çalışın biz de yazıyı sonlandıralım. Yazıyı hazırlarken Prof. Dr. Haydar Baş Bey’in “İslam ve Mevlana” adlı eserinden faydalandık.
Anlatıldığına göre eskiden bir zat kendisini ölüme, ölüm duygusuna alıştırmak için bir çukurlukta yatar kalkarmış lakin daha henüz ölmeden önce ölmeyi başaramamış ki, böyle bir tecrübe ona yarasın. İşte böyle ne ölmek kolay ne de ölmeden önce kalıbımıza ait olan duygulardan ve hırslardan bir çırpıda kurtulabilmek…
Gören gözler ve işiten kulaklar bu sıfat tamlamaları hemen her insan için farklı şeyler ifade edebilir. Hatta benim yazarken niyetime aldığım manadan çok geniş, farklı manalar da anlaşılabilir. Hakikati görmemizi engelleyen perdeleri ne derece aşabildiysek anladığımız manalar o kadar farklı olabilecektir. İşte insanın hayatının en önemli gayelerinden biri aşabildiği kadar perdeyi aşabilmektir. Din kurumu biraz da bunun için vardır, ahlak ve tasavvuf müesseseleri bu gaye için de vardır. Çünkü bizler perdeleri aştıkça Rabbimize yaklaşırız.
Hz. Mevlana şöyle diyor: “Allah’ım Senin firakından daha acı bir şey yoktur. Sana ilticadan gayrı hareket beyhude dönüp dolaşmak ve kör düğüm olmaktan başka bir şey değildir.” Kördüğüm olmaktan kurtulmak için ilim ve çalışma gerekiyor. “Hazine eziyet çekene çalışıp çaba gösterene gözükür.”
Yine Hz. Mevlana Hz, “Dinin aslını anlamaya imkan yoktur, ona ancak hayran olunur”, “Aşk davaya benzer, cefa çekmek de şahide; şahidin yoksa davayı kazanamazsın ki…” buyuruyor. Sizler bağlantıları kurmaya çalışın biz de yazıyı sonlandıralım. Yazıyı hazırlarken Prof. Dr. Haydar Baş Bey’in “İslam ve Mevlana” adlı eserinden faydalandık.
Kevser Doyurum / diğer yazıları
- İrfan sofrası / 24.10.2023
- Tecelli / 27.07.2023
- İmam Hüseyin'in kıyamının sebepleri / 24.07.2023
- Kâmil insan, insanlar için bir aynadır / 21.07.2023
- Hayat rehberi Kur'an-ı Kerim / 01.12.2022
- Gaflet ve uyanıklık / 29.11.2022
- Bilinçli olgunlaşma / 26.11.2022
- Hayat memat / 22.11.2022
- Güzel ülkemin güzel insanları / 19.11.2022
- Bir tez olarak Milli Ekonomi Modeli / 26.09.2022
- Tecelli / 27.07.2023
- İmam Hüseyin'in kıyamının sebepleri / 24.07.2023
- Kâmil insan, insanlar için bir aynadır / 21.07.2023
- Hayat rehberi Kur'an-ı Kerim / 01.12.2022
- Gaflet ve uyanıklık / 29.11.2022
- Bilinçli olgunlaşma / 26.11.2022
- Hayat memat / 22.11.2022
- Güzel ülkemin güzel insanları / 19.11.2022
- Bir tez olarak Milli Ekonomi Modeli / 26.09.2022