Bakan Yerlikaya’nın eli nereye kadar uzanır?

Ali Yerlikaya gündemde. Ama sağa sola ayar vermeleriyle, canlı yayınlara bağlanıp aleni tehditleriyle, ah-oh çekmeleriyle, ekonomi ve dış politika çıkışlarıyla değil kendi görev kapsamındaki icraatlarıyla. 

Haliyle şaşırıyoruz. Çünkü 21 yıllık tek parti iktidarında alışık olmadığımız bir 'bakan' profili çiziyor Sayın Yerlikaya. 

Diğer taraftan bu olması gereken icraatlar, akledebilenler için ise 21 yıllık tek parti iktidarının portresini ortaya koyuyor. 

Örneğin Sayın Erdoğan 2007 yılında diyordu ki; 'Bu ülkede, gayri meşru, mafyaydı, çeteydi, hiçbir şeye prim vermeyeceğiz, vermemeliyiz. Bu dayanışmayla olur, el ele olur. Yürekli olacağız, eğer yüreğimizi bu işe koyamazsak, o zaman geçmişte olduğu gibi bu ülkeyi mafyalar yönetir'.

Bunun gibi hemen her yıl Sayın Erdoğan, 'bizim, A'den Z'ye abdestimizden şüphemiz yok, namazımızdan da şüphemiz yok. O eski Türkiye yok' cümlelerinin ardından terörle, mafyayla, çetelerle, uyuturucuyla nasıl mücadele ettiklerini dile getirip muhalefeti suçlamıştı.

7 yıla yakın İçişleri Bakanlığı koltuğunda oturan Soylu'da aynı çizgide konuşuyor, dağda kalan terörist sayıları verip, bitirdik, diyordu.

Çetelere, mafyaya nefes aldırmadıklarını, iddia eden Soylu, 'babamızın oğlu olsa, kim olursa olsun bu ülkede mafya tipi örgütlenme yapıları üzerinden haksızlık yapana hayat hakki tanımayız' diyerek bol alkış alıyordu.

Ama söylenenlerle yaşanılanlar arasında 180 derecelik açı farkı vardı ve artık kendi tabanları bile bu açı farkını sorgulamaya başlamıştı.

Son seçimlerden sonra İçişleri koltuğuna Ali Yerlikaya atandı. Yukarıda da dediğim gibi Sayın Yerlikaya alışık olmadığımız bir bakan profili çiziyordu. Bakıyor, görüyor ve gereğini yapıyordu. Çünkü görevi bunu gerektiriyordu.

Ekim ayı başında görevdeki 3 aylık icraat raporunu açıklayan Bakan Yerlikaya'nın verdiği rakamlar çok ilginçti. (bugün bu rakamlar katlandı)

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 120 gün boyunca ülkede terör örgütü PKK'ya yönelik yapılan tüm operasyonlarda 309 teröristin etkisiz hale getirildiğini belirterek detayları veriyordu.

Bu ne demek? Süleyman Soylu'nun, 'dağda 86 terörist kaldı' sözü, yalanmış demek.

"120 günde 7'si ulusal, 31'i yerel olmak üzere 38 mafya tipi çetenin çökertildi"

Bu ne demek? 21 yıllık çetelerle, mafyayla mücadele yalanmış, demek.

"Uyuşturucuyla mücadelede, son 120 günde 80 bin 572 operasyon düzenlendi. 98 bin 198 şüphelinin gözaltına alındı, bunlardan 8 bin 379'unun tutuklandı. Tonlarca uyuşturucu madde ele geçirildi".

Bu ne demek? Türkiye uyuşturucu üssü haline getirilmiş demek.  

"120 günde 112 bin 404 düzensiz göçmenin yakalandı".

Bu ne demek? Erdoğan'ın, Soylu'nun, Hulusi Akar'ın, 'sınırlarımızdan kuş dahi uçamaz' sözünün, yalan olduğu demek.

Bakan Yerlikaya'nın eli nereye kadar uzanır?

Bana göre asıl sorulması gereken soru bu! Çünkü bu ülkede asıl mafya ve çete liderlerinin kimler olduğunu herkes biliyor. Kendileri de saklamıyor zaten. Ortada binlerce vahim iddialar da var. 'Bir tuğla çekilirse devlet yıkılır' itirafı da var. 

Haliyle akla gelen ilk soru Bakan Yerlikaya'nın eli nereye kadar uzanır?

İkinci soru

İkinci soru ise Bakan Yerlikaya terör, mafya, çete, uyuşturucu başlıklarında attığı adımları yolsuzluk başlığında da atacak mı, neden hala atmadı, sorusudur.

Süleyman Soylu'nun çekmecesinde duran onlarca milyar liralık yolsuzluk dosyaları var. Ali Yerlikaya bu dosyaları işleme alacak mı?

Üçüncü soru

Sayın Erdoğan her konuşmasında değişmeyen tek başlığı vardır: CHP.

Hatta 45 yıldır iktidar yüzü göremeyen CHP'ye bir profilde çizdi: "CHP deyince akla çöp, çamur, çukur ve pislik gelir".

3Y ile yola çıkan AKP'nin, AKP'de bakanlık, vekillik, belediye, il, ilçe, teşkilat vs. başkanları gibi her alanda görev alanların adları nelere karıştı?

Mafya, çete, uyuşturucu, rant, ihale, rüşvet, torpil, adam kayırma, çoklu maaş, çoklu huzur hakkı, pudra şekeri, kara para aklama, alkolsüz şampanya partileri vs.

Yani AKP denilince akla, CHP'den çok daha vahim bir tablo geliyor.

Soru şu: Acaba Ali Yerlikaya bu tabloyu badana etmek için mi göreve atandı, önü açıldı ve nereye kadar uzanma yetkisi tanındı?