AB Komisyonu Başkanı Barro, "yarı yol, orta yol olmaz. Türkiye ile üyelik görüşmelerine başlama vakti gelmiştir" diyerek Türkiye lehine görüşünü aktardı.
Teknik seviyede mütaalalarda bulunan Komisyon'un görüşü kesinlikle büyük önem taşıyor. Başkanın bu görüşü de son saatler açısından manidar.
Kendi içinde Türkiye oylaması yapan Parlamento da Türkiye'ye "evet" yönlü bir yol perspektifi önerdi.
Parlamento'nun görüşü de enaz Komisyon kadar önemli. Özellikle son yıllarda genişlemeye çalışan Birlik, Parlamentonun etki alanını da aynı paralelde geliştirme niyetinde. Parlamento tavsiye kararlar alırken Komisyon yürütme pozisyonunda.
Komisyon Başkanı Barro'ya dönecek olur isek; Barro Kıbrıs ile ilgili de açıklamalarda bulundu.
Barro,Kıbrıs'ı kastederek Türkiye'den yeni adımlar atmasını beklediklerini ve bunun da takipçisi olacaklarının altını çizdi.
"Türkiye'ye yol açalım" diyen Barro, aynı zamanda Kıbrıs'ı da ilave ederek ince ayar yapıyor.
Barro'nun bu tezi iyi irdelenmek durumunda.
Komisyon Başkanı bunları söylerken sadece kendi fikrini yansıtmıyor elbette. Değişik ülkelerin değişik beklentilerine tercüman olan Barro,yeni tezler de sunacak.
Ekonomi biliminde "Devlete borç verenlerin ileride bu borca ait faiz yükü geleceğinden dolayı tasarruf oranlarını artıracaklarını" iddia eden teze ekonomi ile ilgisi olanlar Barro Hipotezi dendiğini bilirler.
Barro bu tezi ile birlikte Rasyonel Beklentiler Hipotezi'nin politika etkisizliğini de test etmiştir.
Ancak hipotezin geçerliliği konusunda kesin bir fikir birliği yoktur. Elde edilen sonuçlar döneme, kullanılan talep politikası aracına, verilerin frekansına, kullanılan ekonometrik yönteme ve uygulandığı ülkelere göre farklı olmaktadır.
Dönem başkanı Barro'nun bu tezi de kesin bir yargıya indirgenemez.
Fikir birliği içinde bulunmayan Barro ve ekibinin ileriki periyotta sunacakları tavsiye raporlar ve uygulamalar önem arzedecek.
17 Aralık'ta Brüksel'de kulis yapan Ankara kadar, Komsiyon'da da derin tartışmalar yaşanmakta.
18 Aralık sabahı sular durulmayacak.
Teknik seviyede mütaalalarda bulunan Komisyon'un görüşü kesinlikle büyük önem taşıyor. Başkanın bu görüşü de son saatler açısından manidar.
Kendi içinde Türkiye oylaması yapan Parlamento da Türkiye'ye "evet" yönlü bir yol perspektifi önerdi.
Parlamento'nun görüşü de enaz Komisyon kadar önemli. Özellikle son yıllarda genişlemeye çalışan Birlik, Parlamentonun etki alanını da aynı paralelde geliştirme niyetinde. Parlamento tavsiye kararlar alırken Komisyon yürütme pozisyonunda.
Komisyon Başkanı Barro'ya dönecek olur isek; Barro Kıbrıs ile ilgili de açıklamalarda bulundu.
Barro,Kıbrıs'ı kastederek Türkiye'den yeni adımlar atmasını beklediklerini ve bunun da takipçisi olacaklarının altını çizdi.
"Türkiye'ye yol açalım" diyen Barro, aynı zamanda Kıbrıs'ı da ilave ederek ince ayar yapıyor.
Barro'nun bu tezi iyi irdelenmek durumunda.
Komisyon Başkanı bunları söylerken sadece kendi fikrini yansıtmıyor elbette. Değişik ülkelerin değişik beklentilerine tercüman olan Barro,yeni tezler de sunacak.
Ekonomi biliminde "Devlete borç verenlerin ileride bu borca ait faiz yükü geleceğinden dolayı tasarruf oranlarını artıracaklarını" iddia eden teze ekonomi ile ilgisi olanlar Barro Hipotezi dendiğini bilirler.
Barro bu tezi ile birlikte Rasyonel Beklentiler Hipotezi'nin politika etkisizliğini de test etmiştir.
Ancak hipotezin geçerliliği konusunda kesin bir fikir birliği yoktur. Elde edilen sonuçlar döneme, kullanılan talep politikası aracına, verilerin frekansına, kullanılan ekonometrik yönteme ve uygulandığı ülkelere göre farklı olmaktadır.
Dönem başkanı Barro'nun bu tezi de kesin bir yargıya indirgenemez.
Fikir birliği içinde bulunmayan Barro ve ekibinin ileriki periyotta sunacakları tavsiye raporlar ve uygulamalar önem arzedecek.
17 Aralık'ta Brüksel'de kulis yapan Ankara kadar, Komsiyon'da da derin tartışmalar yaşanmakta.
18 Aralık sabahı sular durulmayacak.
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005