Başbakan hukukun üstünlüğünden rahatsız
Başbakan'ın yargı denetiminden rahatsız olduğunu dile getiren Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ünal Emiroğlu, “Ülkede yargı bağımsızlığı ne kadar yara almış olursa olsun yine de hukukun üstünlüğü Başbakan'ı rah
23.12.2012 00:00:00
YENİ MESAJ – İSTANBUL
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ünal Emiroğlu yaptığı basın açıklamasında gündemdeki tartışmalar üzerine önemli açıklamalarda bulundu. “Kuvvetler ayrılığı, Başbakan'ın önünde engelmiş. Başbakan bunu söylerken TBMM Başkanı da benzer sözler sarf etti” diyen Prof. Dr. Emiroğlu şunları söyledi: “Başbakan hukukçu değil, hukuk nosyonu da yok, ama bir şeyi var, o da hülyalarını süsleyen süper başkan olma hevesi. Meclis Başkanı Cemil Çiçek taşrada avukatlık yapıyordu, siyasete yatay geçiş yaptı. Önce belediye başkanı sonrasında da parlamenter oldu ve de bugünlere geldi. Başbakan da Meclis Başkanı da bugünkü konumlarını beğenmedikleri parlamenter rejime ve kuvvetler ayrılığı sistemine borçludurlar. Hukukçu Cemil Çiçek'e soruyoruz: Hukuksuz demokrasi olur mu?”
Türkiye bir hukuk devletidir
Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğuna vurgu yapan Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ünal Emrioğlu, “Bu devletin Anayasası'nda hukuk devleti olduğu yazılıdır. Hukuk devleti, hukuka bağlı devlettir. Demokrasilerde seçimle gelen siyasal iktidarın keyfiliğini önlemek için kuvvetler ayrılığı ilkesi öne çıkmış. Yasama, yürütme ve yargı güçleri ayrı organlara verilmiş. Böylece güç ve yetkilerin tek elde toplanması önlenerek, dikta heveslilerinin ünü kesilmiştir” dedi. Prof. Dr. Emiroğlu şöyle konuştu: “Başbakan istiyor ki, bütün güçler bende toplansın. Oysa özenilen ve örnek gösterilen ABD'de de yasama, yürütme ve yargı güçleri ayrı organlar tarafından kullanılmaktadır. ABD Başkanı, yürütme organının başıdır, Senato ve Temsilciler Meclisi'nden oluşan Kongre yasama organıdır ve yargı gücü de Amerikan Yüksek Mahkemesi'dir. Siyasal iktidarın denetlenmesi yargı eliyle olur. İktidar hukuku ihlal ediyorsa Anayasal Yargıyı, İdari Yargıyı karşısında bulur. Örneğin usulsüz özelleştirmelerin takipçisi yargıdır, iptal ve yürütmeyi durdurma kararları verebilir, vermiştin de. Şimdilerde Başbakan ve kadrosu bunlardan rahatsızdır ve yargı denetimini istememektedir. Başbakan, hukukun karşısındadır. Ülkede yargı bağımsızlığı ne kadar yara almış olursa olsun yine de hukukun üstünlüğü Başbakan'ı rahatsız
etmektedir.”
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ünal Emiroğlu yaptığı basın açıklamasında gündemdeki tartışmalar üzerine önemli açıklamalarda bulundu. “Kuvvetler ayrılığı, Başbakan'ın önünde engelmiş. Başbakan bunu söylerken TBMM Başkanı da benzer sözler sarf etti” diyen Prof. Dr. Emiroğlu şunları söyledi: “Başbakan hukukçu değil, hukuk nosyonu da yok, ama bir şeyi var, o da hülyalarını süsleyen süper başkan olma hevesi. Meclis Başkanı Cemil Çiçek taşrada avukatlık yapıyordu, siyasete yatay geçiş yaptı. Önce belediye başkanı sonrasında da parlamenter oldu ve de bugünlere geldi. Başbakan da Meclis Başkanı da bugünkü konumlarını beğenmedikleri parlamenter rejime ve kuvvetler ayrılığı sistemine borçludurlar. Hukukçu Cemil Çiçek'e soruyoruz: Hukuksuz demokrasi olur mu?”
Türkiye bir hukuk devletidir
Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğuna vurgu yapan Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ünal Emrioğlu, “Bu devletin Anayasası'nda hukuk devleti olduğu yazılıdır. Hukuk devleti, hukuka bağlı devlettir. Demokrasilerde seçimle gelen siyasal iktidarın keyfiliğini önlemek için kuvvetler ayrılığı ilkesi öne çıkmış. Yasama, yürütme ve yargı güçleri ayrı organlara verilmiş. Böylece güç ve yetkilerin tek elde toplanması önlenerek, dikta heveslilerinin ünü kesilmiştir” dedi. Prof. Dr. Emiroğlu şöyle konuştu: “Başbakan istiyor ki, bütün güçler bende toplansın. Oysa özenilen ve örnek gösterilen ABD'de de yasama, yürütme ve yargı güçleri ayrı organlar tarafından kullanılmaktadır. ABD Başkanı, yürütme organının başıdır, Senato ve Temsilciler Meclisi'nden oluşan Kongre yasama organıdır ve yargı gücü de Amerikan Yüksek Mahkemesi'dir. Siyasal iktidarın denetlenmesi yargı eliyle olur. İktidar hukuku ihlal ediyorsa Anayasal Yargıyı, İdari Yargıyı karşısında bulur. Örneğin usulsüz özelleştirmelerin takipçisi yargıdır, iptal ve yürütmeyi durdurma kararları verebilir, vermiştin de. Şimdilerde Başbakan ve kadrosu bunlardan rahatsızdır ve yargı denetimini istememektedir. Başbakan, hukukun karşısındadır. Ülkede yargı bağımsızlığı ne kadar yara almış olursa olsun yine de hukukun üstünlüğü Başbakan'ı rahatsız
etmektedir.”
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.