AKP hükümetinin artık işi zor? Mazlumların, mağdurları âhı arşa dayandı.
Kıbrıs peşkeşi, DEP tezgâhı ve "genel af taslağı" basit bir manevra değil.
AKP hükümeti, şehitleri incitti? Önce yavruvatan Kıbrıs şühedasını, şimdi de anavatan Türkiye şehitlerini.
Şehit anaları ağlıyor, civanlarını kaybetmiş gencecik gelinler hıçkırıklarla boğuluyor. Şühedanın "yetim yavruları"nın mahzun bakışları gök kubbeyi parçalıyor.
AKP, bu kahredişin altından kalkamaz.
Bu mazlumların âhından, değil Amerika, hiç kimse AKP'yi kurtaramaz.
AKP, işçiyi, memuru, çiftçiyi, dar gelirliyi, esnafı incitti. Hepsi "parasızlık ateşi"nde kavruluyor; işsizler ordusu ağlıyor.
AKP, omuzlarında iktidara yükseldiği mağdur İHL camiasını incitti...
İHL mağdurları ağlıyorlar aile boyu.
AKP, büyük büyük umutlar besleyen Kur'an bülbüllerinin Hafızlık Kurslarına dair makul taleplerini gırtlaklarına tıkadı?
Kurslar mahzun, bülbüller mahzun, Kur'an mahzun.
AKP hükümeti, gözleri yaşlı başörtülü öğrencilerin masum umutlarını suya düşürdü; başörtüsü bahanesiyle binlerce genç kızımızı "cehalet karanlığı"nı tercihe, "eğitim ve öğretim hakkı"ndan feragate sürükledi. Göz yaşlarına kan karıştı, gözler kan çanağına döndü; hanelerden mazlumların âhı yükseliyor şimdi.
Ağlıyorlar, ağlıyorlar? Bir mağdurun aşağıdaki mektubunda dikkat çekildiği üzere âh ü figanlar, bedduaya dönüşüyor? Beddualar gürlüyor gök kubbede.
Başbakan'a da ulaşmış olmalı bu feryad!
ÖSS'ye başörtüsünün üzerine fötr şapka taktığı gerekçesiyle sınava alınmayan Kübra Hanife Tunç'un abisi Süleyman Tunç, bakınız, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a neler yazar:
"Sayın Başbakanım, bugün 20 Haziran ve insan hakları bir kez daha ihlal edildi. Demokrasi bir kez daha rafa kaldırıldı. Laiklik birkez daha hakim gücün istediği gibi yorumlandı. Bu mektubu size 09:45' te yazıyorum. Kardeşim 20 dakika önce bütün emeklerini yakarak sınava gireceği okulun kapısından geri çevrildi. Sorun bir tek benim kardeşimin kapıdan geri dönmesi değil, bütün Türkiye'de aynı problemi yaşayan bacılarımın problemi.
Sayın Başbakanım, hükümete geldiğinizde bu problemi çözeceğiniz noktasında umutlar belirdi. Hatta umutları son söylemlerinizle güçlendirdiniz. Ama şunu bilin ki umutları kine dönüşüyor. Anne-babaların dilinde beddua var.
Bu ülkenin son şansı olarak gördüğümüz, desteklediğimiz siz ve partiniz, acaba hapisten çıkıp da dağdaki eşkıyaya askerlerimiz diyen ve mitinglerinde kalabalık kitlelere hitap eden kişilere AB uğruna daha fazla özgürlük tanırken; ezilenlerin ve hakları gasp edilenlerin umudu olarak iktidara geldikten sonra onlar için ne yaptınız? Sayın Başbakanım, ya çıkıp böyle bir hassasiyetinizin olmadığını, yada bu konuda gücünüzün yetmediğini söyleyin? İnsanlar peynir ekmekle de hayatların sürdürürler ama bazı değerler vardır ki bunlar için yaşanır?
Sınava girmek için kapıda başını açan o bacıların ellerinin baş örtülerini çıkarmak için başlarına giderken ne kadar ağırlaştığını, nasıl bir utanç duyduklarını görmenizi isterdim?"
İşte, çoğunluğu ağlayan, gözyaşlarına boğular büyük Türkiye.
Bayram edenler, kahkahalara boğulanlar yok mu; elbette var?
Azınlıklar, papazlar, hahamlar, "diyalog namlı papaz suyu"nu zemzem diye içen ve Müslüman milletimize ısrarla içirmeye çalışan Papalık misyonunun bir parçası olan yerliler, DEP'liler ve tabii ki Apo? Sevinenler bunlar, bayram edenler bunlar.
Apo niye sevinmesin; Adliye sarayları kapatılan belediye başkanlarıyla görüşmeyip kapısından çeviren Başbakan Erdoğan, AKP kurmaylarının salıverilen DEP'lilerle görüşmelerini eleştirenlere karşı, "içeride yatanla da görüşürüm, yatmayanla da" diyor. Apo sevinmesin de kim sevinsin!
Mazlumların âhı, aheste aheste çıkar, biliyorsunuz?
Acaba, Başbakan ve AKP kurmayları da biliyorlar, hissediyorlar mı?
Kıbrıs peşkeşi, DEP tezgâhı ve "genel af taslağı" basit bir manevra değil.
AKP hükümeti, şehitleri incitti? Önce yavruvatan Kıbrıs şühedasını, şimdi de anavatan Türkiye şehitlerini.
Şehit anaları ağlıyor, civanlarını kaybetmiş gencecik gelinler hıçkırıklarla boğuluyor. Şühedanın "yetim yavruları"nın mahzun bakışları gök kubbeyi parçalıyor.
AKP, bu kahredişin altından kalkamaz.
Bu mazlumların âhından, değil Amerika, hiç kimse AKP'yi kurtaramaz.
AKP, işçiyi, memuru, çiftçiyi, dar gelirliyi, esnafı incitti. Hepsi "parasızlık ateşi"nde kavruluyor; işsizler ordusu ağlıyor.
AKP, omuzlarında iktidara yükseldiği mağdur İHL camiasını incitti...
İHL mağdurları ağlıyorlar aile boyu.
AKP, büyük büyük umutlar besleyen Kur'an bülbüllerinin Hafızlık Kurslarına dair makul taleplerini gırtlaklarına tıkadı?
Kurslar mahzun, bülbüller mahzun, Kur'an mahzun.
AKP hükümeti, gözleri yaşlı başörtülü öğrencilerin masum umutlarını suya düşürdü; başörtüsü bahanesiyle binlerce genç kızımızı "cehalet karanlığı"nı tercihe, "eğitim ve öğretim hakkı"ndan feragate sürükledi. Göz yaşlarına kan karıştı, gözler kan çanağına döndü; hanelerden mazlumların âhı yükseliyor şimdi.
Ağlıyorlar, ağlıyorlar? Bir mağdurun aşağıdaki mektubunda dikkat çekildiği üzere âh ü figanlar, bedduaya dönüşüyor? Beddualar gürlüyor gök kubbede.
Başbakan'a da ulaşmış olmalı bu feryad!
ÖSS'ye başörtüsünün üzerine fötr şapka taktığı gerekçesiyle sınava alınmayan Kübra Hanife Tunç'un abisi Süleyman Tunç, bakınız, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a neler yazar:
"Sayın Başbakanım, bugün 20 Haziran ve insan hakları bir kez daha ihlal edildi. Demokrasi bir kez daha rafa kaldırıldı. Laiklik birkez daha hakim gücün istediği gibi yorumlandı. Bu mektubu size 09:45' te yazıyorum. Kardeşim 20 dakika önce bütün emeklerini yakarak sınava gireceği okulun kapısından geri çevrildi. Sorun bir tek benim kardeşimin kapıdan geri dönmesi değil, bütün Türkiye'de aynı problemi yaşayan bacılarımın problemi.
Sayın Başbakanım, hükümete geldiğinizde bu problemi çözeceğiniz noktasında umutlar belirdi. Hatta umutları son söylemlerinizle güçlendirdiniz. Ama şunu bilin ki umutları kine dönüşüyor. Anne-babaların dilinde beddua var.
Bu ülkenin son şansı olarak gördüğümüz, desteklediğimiz siz ve partiniz, acaba hapisten çıkıp da dağdaki eşkıyaya askerlerimiz diyen ve mitinglerinde kalabalık kitlelere hitap eden kişilere AB uğruna daha fazla özgürlük tanırken; ezilenlerin ve hakları gasp edilenlerin umudu olarak iktidara geldikten sonra onlar için ne yaptınız? Sayın Başbakanım, ya çıkıp böyle bir hassasiyetinizin olmadığını, yada bu konuda gücünüzün yetmediğini söyleyin? İnsanlar peynir ekmekle de hayatların sürdürürler ama bazı değerler vardır ki bunlar için yaşanır?
Sınava girmek için kapıda başını açan o bacıların ellerinin baş örtülerini çıkarmak için başlarına giderken ne kadar ağırlaştığını, nasıl bir utanç duyduklarını görmenizi isterdim?"
İşte, çoğunluğu ağlayan, gözyaşlarına boğular büyük Türkiye.
Bayram edenler, kahkahalara boğulanlar yok mu; elbette var?
Azınlıklar, papazlar, hahamlar, "diyalog namlı papaz suyu"nu zemzem diye içen ve Müslüman milletimize ısrarla içirmeye çalışan Papalık misyonunun bir parçası olan yerliler, DEP'liler ve tabii ki Apo? Sevinenler bunlar, bayram edenler bunlar.
Apo niye sevinmesin; Adliye sarayları kapatılan belediye başkanlarıyla görüşmeyip kapısından çeviren Başbakan Erdoğan, AKP kurmaylarının salıverilen DEP'lilerle görüşmelerini eleştirenlere karşı, "içeride yatanla da görüşürüm, yatmayanla da" diyor. Apo sevinmesin de kim sevinsin!
Mazlumların âhı, aheste aheste çıkar, biliyorsunuz?
Acaba, Başbakan ve AKP kurmayları da biliyorlar, hissediyorlar mı?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019