Bursa'nın sembolü Ulucami'nin tarihi minberi onarılacak. Ayrıca hat ve kalem işleri temizlenerek orjinali gibi yapılacak Ulucami Bakım Onarım ve Koruma Derneği Başkanı İbrahim Aydın, tarihi caminin durumu hakkında bilgi verdi. Tarihi minberin temizlenme imkanı olduğunu ve 6 asırlık minberin kündekari (ahşap işlemeciliği) sanatının seçkin örneklerinden olduğunu belirten Aydın, "Minberin sedef, gümüş ve fildişi kakmalı ahşap işçilik zarafeti, üzerine yapılan hatalı boya ve vernik uygulamaları sebebiyle kayboldu. Ancak Kültür Bakanlığı Konservasyon (koruma) Merkezi'nden uzmanlar, bir ufak çalışmayla minberin eski muhteşem güzelliğine kavuşmasının mümkün olduğunu ortaya koydu. Ahşap ustaları ve uzmanları nezaretinde üzerindeki aşırı boya ve vernikler temizlenerek, muhteşem bir sanat eseri gün ışığına çıkarabilecek. Hiç çivi kullanılmadan, Kur'an-ı Kerim ayetlerinin sayısı kadar 6 bin 666 parçadan oluşan minberin çökme tehlikesi de bulunuyor. Tamirat sırasında minberin içinden konstürüksiyon takviyesiyle minber sağlamlaştırılacak. Bu minberin üzerindeki güneş sistemini ve kainatı anlatan motiflerle Osmanlı'nın astronomi ilminde dünyanın öncüsü olduğu da tescilleniyor. Dünyanın yuvarlak olduğunu söyleyen ve bu fikri yüzünden engizisyon mahkemesinde yargılanan ünlü Galilo'dan 230 yıl önce ecdadımız bugünkü Güneş sistemini, eksiksiz olarak caminin minberinde işlemiş. Minberin temizlenmesiyle dünya ilim tarihinde köklü değişikliklere sebep olacak bir gerçeği de daha yüksek sesle haykırabileceğiz. Bursa'ya gelen bütün yerli ve yabancı turistlerin ziyaret ettikleri en önemli mekan olan Ulucami'nin tarihi özelliklerinin korunması için Ticaret ve Sanayi Odası olarak öncülük etmeniz, önemli bir hizmet olacaktır" dedi. Bu minberin benzeri yokMinber bütünüyle kainatı sembolize ediyor. Minberin giriş kapısının üzerindeki kitabede altın yaldızla Osmanlıca olarak, 'Yıldırım Beyazıt Han tarafından hicri 804 (miladı 1402) yılında yaptırılmıştır' ibaresi yer alıyor. Sarmaşık motifleriyle süslü olan tırabzanların sağ çıkış ikinci kolonu üzerinde süsleme motifine uygun sülüs tarzda yazılmış, Devaklı Abdülaziz oğlu Mehmet işi ibaresi dikkat çekiyor. Sanatkarın bu imzası son yıllarda fark edildi. Minberin doğu cephesinde, biri dar dikdörtgen, diğeri alanı daha geniş üçgen biçiminde, bir diğeri en altta şerit halinde uzanan taşıyıcı dolap serisi banko olmak üzere birbirine bitişik üç kompozisyon alanı bulunuyor. Üçgen ve dikdörtgen yüze ikisi birlikte Güneş Sistemi'nin kabartma formlarla işlendiği alandır. Gezegenlerin her biri yörünge hareketleriyle birlikte küresel kabartma motifler halinde Güneş'e olan uzaklık ve aralarındaki büyüklük mukayeseleri de verilerek olması gereken yerlerdedir. Gezegenler, Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs, Neptün, Pluto şeklinde olan Güneş'e uzaklık sıralaması da muntazamdır. Büyüklük mukayesesi de baz alındığında Dünya'dan elli bin defa daha büyük olan Güneş, büyük bir ustalıkla mükemmel şekilde işlenmiştir. İlk 8 gezegen üçgen platforma farklı açıdaki 9. gezegen Pluto ise dar dikdörtgen platforma yerleşiktir. Gezegenler arası arka plan uzay boşluğuna ise yer yer beşgen yıldız ve arkası uzayan muhtemelen kuyruklu yıldızı ifade eden üzerlerinde gümüş, sedef ve fildişi kakmalar bulunan yıldız motifleri serpiştirilmiştir. Kakma birleşimlerinin oluşturduğu ve gezegenlerin yakınından geçen kanal şeklindeki çizgiler tamlandığında eliptik görüntü, kuyruklu yıldız motifleri çevresinden geçen kanal çizgiler bütüne tamladığında ise karşımıza parabolik iz hareketi çıkmaktadır. Gezegen küresel kabartmaları üzerinde ise sönmüş, yanmış ya da gaz hali izlenimleri veren oyma silüet vardır. Üçgen alanın altında yer alan dolap sayısının ise 12 olması da ayları sembolize etmektedir. Batı cephesinde ise büyük galaksiler motiflenmiştir. Hatta çift yıldızları da çağrıştıran motifler vardır. Galaksi kabartmalarının üzeri renkli sedef kakmalarla işlidir. Belki de bu renklendirmeler başka mesajları da içermektedir. Ancak bir kısmının sökülmüş olması o mesajları bugün algılamamıza engel teşkil ediyor. Alan parça sayısı hesaplandığında ise 6 bin 666 sayısı ile Kur'an-ı Kerim'deki ayet sayısı ortaya çıkıyor. İşin bir başka ilginç tarafı ise bu minber yapıldıktan tam 231 sene sonra 1633'de Galileo, Batı'da "Dünya dönüyor" dediği için engizisyonda yargılandı. Bazıları araya girerek, "Dönmüyor de kellen gidecek" diyerek ikna ettiler. O da kerhen 'dönmüyor' diyerek kurtuldu. Ama salondan çıkarken, çevresindekilere, "Ben dönmüyor desem de o dönüyor" dediği kaynaklarda yer alıyor. Türkler, astronomi tarihinde dünyanın yuvarlak olduğunun Galileo ile ortaya çıktığını kabul ederken, Osmanlılar, bugün İran sınırlarında kalan ancak Türk olan Tebriz yakınlarındaki Devak'tan Bursa'ya gelmiş bir sanatkarın, Osmanlı Sultanı Yıldırım Beyazıt Han'ın isteği ve Osmanlı ilim adamlarının biraraya gelerek dizayn ettikleri minberle, 1402'de Dünya'nın döndüğünü ve Güneş sistemini yaptıkları minberle ortaya koydu. Araştırmacı-yazar Feyzullah Ülgü, Türk dünyası Batı ve Doğu hakanlıkları adı altında ayrı devletler altında olsa da 800-1714 yıllarryaptırılmıştır' ibarı arasında Türk bilim dünyasının birbirleriyle irtibatlı çalıştıklarını söyledi. Ülgü, "Hatta Batı ve Uzakdoğu bilim dünyasıyla da daima dirsek temasında kalmışlardır. İrili ufaklı 154 bilim merkezi Semerkant, Buhara, Taşkent, Hive, Kahire, Konya, Selanik, Üsküp, Bursa ve İstanbul gibi şehirlerde kuruldu. 900 sene birbirleriyle irtibatlı olan bu bilim merkezlerinde El Biruni, Neciup Vasıti, Uluğ Bey, Kuşçu Ali, İbni Sina gibi çok sayıda dünyaya mührünü vurmuş yüksek bilim simaları vardı. El Biruni 971 yılında Dünya'nın Güneş'e olan eğimini günümüzden 53 saliselik bir hatayla ölçmüştür. Dünyanın ekvatoral çapını ölçmede ise günümüzden sadece 5 kilometre yanılma payı vardır. Uluğ Bey'in Zayçe adlı uzay bilimi eseri 1950 yılına kadar birçok batı ülkesinde ders kitabı olarak okutulmuştur ve halen çok kıymetli bir kaynaktır. Onun geliştirdiği Usturlap aleti uzayda ölçüm çığırı açtı.