logo
19 NİSAN 2024

'Beyaz altın'ı kaybediyoruz

01.08.2008 00:00:00
Pamuk ekim alanlarının hızla azaldığı Çukurova, bölgenin simgesi 'beyaz' altını kaybediyor. Çiftçiler, pamuk üretiminin artırılması için devletten destek bekliyor.

 

Adana'nın merkez Yüreğir ilçesi Ziraat Odası Başkanı Durmuş Halis, Çukurova'nın, pamuğuyla Türkiye'de ve dünyada kendisini kanıtlamış bir bölge olduğunu belirterek bugün bölgenin "beyaz" altını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu bildirdi.

350 bin hektardan 38 bin hektaraGeçen yıllarda bölgede 350 bin hektar alanda pamuk ekimi yapılırken, 2007 yılı itibarı ile bunun 38-40 bin hektar dolaylarına gerilediğini belirten Halis, "Pamuk ekim alanları hızla azalıyor. Çiftçi, destek verilmediği pamuk ekimine fazla yönelmiyor. Böylece talep karşılanamadığı için ithalat da her geçen yıl artıyor" dedi.

İthalat politikalarından vazgeçilmeliYetkililerin, çiftçinin, ziraat odalarının sesine kulak vererek ithalata yönelik politikalardan vazgeçmesi gerektiğini belirten Halis, "Devlet politikalarını düzeltir, çiftçi kazanmaya başlarsa pamuk eker, karpuz gibi alternatif ürünlere yönelmez" diye konuştu.

Mısırda da aynı yanlış yapılıyorPamukta yapılan yanlışın mısırda da yapıldığını anlatan Halis, şunları söyledi: "2007 yılında 3 milyon 800 bin ton mısır üretildi, ancak bu yıl rekolte çok düşer. Birinci ürün fazla ama ikinci ürün aşağı yukarı yok denecek kadar az. İkinci ürün yüzde 80 oranında ekilmedi." Adana Ticaret Borsası Başkanı Fethi Coşkuntuncel de, Çukurova'nın pamuk ile anıldığına işaret ederek "Pamuğun Çukurova'yla bütünleşmesi tarihler boyu sürer. Ne yazık ki tekstilde aşırı yaptığımız yatırımlardan dolayı üretilen ürünlerin sanayicilerimize yeterli gelmediğinden ithal yollarını aradık. Yanlış politikalardan dolayı buralara geldik" dedi.

Prim sistemi düzeltilmeliTürkiye'de 2007 yılında pamuk ekim alanı 700 bin hektar iken, 2008 yılında bunun 590 bin hektara gerilediğini ifade eden Coşkuntuncel, şunları söyledi: "Türkiye, 800 bin ton lif pamuk üretirken 1 milyon 600 bin ton lif pamuk tüketiyor. Biz Yunanistan, ABD, Özbekistan ve diğer pamuk üreticisi ülkelerden zorla elde ettiğimiz döviz karşılığında pamuk ithal ediyoruz. Bu Türk tarımı için övünülecek bir olay değil. Türkiye'yi idare edenler bunu kolaylıkla çözebilir. Türkiye'nin gümrüklerden tarım ürünleri olarak ne ithal ettiği aşikardır. Prim sistemini o ürüne doğru yönlendirme mücadelesi verip, ithalatçı durumdan kurtuluruz."

Hammaddede dışa bağlı olan rekabet edemezCoşkuntuncel, dünyada Hindistan ve Pakistan pamuk üretimini artırırken, Türkiye'nin pamuk üretimini artırma yollarını henüz araştırmadığını söyledi. Tekstil sektöründe 200 milyar dolar yatırdığımız işletmelerin, bu hammaddeden yoksun olarak hayatlarına devam etmelerinin mümkün olmadığını anlatan Coşkuntuncel, sözlerini şöyle tamamladı: "Hammaddesi dışa bağımlı olan sanayinin rekabet etme gücü yoktur. Türkiye'de tekstilin çektiği sıkıntıların en büyük etkeni hammadde sıkıntısıdır. Yani rekabet edemiyoruz. Tekstilci 'döviz yükselmiyor, TL yüksek' diyor, aslında bunlar çok az bir etkendir ama hammaddenin dışa bağımlı oluşu en büyük etkendir. Önemli olan üretimi artırmak, kendi imkanlarımızla dünyayla rekabet edecek düzeye gelmektir."
Fenerbahçe penaltılarda yıkıldı
Umutlu başlangıç kabusa döndü
Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam
Fabrikalarda işler tersine döndü
Ustaysan, zanaatkârsan maaş kıyak
Teknoloji geliştiriyor
Özellikle 5G teknolojilerinde iddialı
Sulusaray'da deprem korkusu sürüyor
Geceyi dışarıda geçiriyorlar
Kaçmaya çalışan 5 kişi yaralandı
Tokat bu kez 5.6 ile sallandı
Tokat beşik gibi sallanıyor
5.6'lık deprem korkuttu
Doç. Dr. Mehtap Aras 'kaçış yok' dedi
'6 ila 7,2 arasında bir deprem kaçınılmaz'
Kayyum başkan toplantıya katılmadı
Seçimi kaybeden başkan toplantıda
Özel'den seçime dair çarpıcı değerlendirme
' 31 Mart bir zafer değildir'
ABD'den İsrail'e Refah saldırısı için yeşil ışık
İran'a saldırmama şartı iddiası
Parçalanmışlık, rekabet gücü kaybı, yatırım yetersizliği...
AB Liderler Zirvesi başladı
Otomobil piyasasında canlanma başladı
İşte en kolay satılan otomobiller
TÜİK konut satış rakamlarını açıkladı
Martta konut satışı düştü
Şimşek'in temasları ve ABD'den gelen ziyaretçinin şifreleri
'Erdoğan teslim oldu'
Fenerbahçe penaltılarda yıkıldı
Umutlu başlangıç kabusa döndü
Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam
Fabrikalarda işler tersine döndü
Ustaysan, zanaatkârsan maaş kıyak
Teknoloji geliştiriyor
Özellikle 5G teknolojilerinde iddialı
Sulusaray'da deprem korkusu sürüyor
Geceyi dışarıda geçiriyorlar
Kaçmaya çalışan 5 kişi yaralandı
Tokat bu kez 5.6 ile sallandı
Tokat beşik gibi sallanıyor
5.6'lık deprem korkuttu
Doç. Dr. Mehtap Aras 'kaçış yok' dedi
'6 ila 7,2 arasında bir deprem kaçınılmaz'
Kayyum başkan toplantıya katılmadı
Seçimi kaybeden başkan toplantıda
Özel'den seçime dair çarpıcı değerlendirme
' 31 Mart bir zafer değildir'
ABD'den İsrail'e Refah saldırısı için yeşil ışık
İran'a saldırmama şartı iddiası
Parçalanmışlık, rekabet gücü kaybı, yatırım yetersizliği...
AB Liderler Zirvesi başladı
Otomobil piyasasında canlanma başladı
İşte en kolay satılan otomobiller
TÜİK konut satış rakamlarını açıkladı
Martta konut satışı düştü
Şimşek'in temasları ve ABD'den gelen ziyaretçinin şifreleri
'Erdoğan teslim oldu'

Tokat'taki deprem Sivas'ta da hissedildi

Tokat'ın Sulusaray ilçesinde meydana gelen 5,6 büyüklüğündeki deprem Sivas'ta da hissedildi.
19.04.2024 01:27:00
İhlas Haber Ajansı
Tokat'taki deprem Sivas'ta da hissedildi
Tokat'taki deprem Sivas'ta da hissedildi
Akşam saat 18.11'de Tokat'ın Sulusaray ilçesinde meydana gelen 5,6'lık deprem sonrası vatandaşlar soluğu dışarıda aldı.

Depreme evinde ve iş yerinde yakalanan vatandaşlar yeni bir deprem korkusuyla kendilerini dışarıya attı.

Bazı vatandaşlar evlerinin önünde ateş yakarak soğuktan korunurken bazı vatandaşlar ise evlerinin önünde toplanarak çay içerek yemeklerini yedi.

Evlerinin önünde ailecek vakit geçiren vatandaşlar çocukların etkilenmemesi için piknik ortamı oluşturdu.

Depreme evinde yakalanan 70 yaşındaki Osman Erten, korku dolu anları anlattı.

Eylem Tok ile oğlunu havalimanına götürdüğü iddia edilen şüpheli tahliye edildi

Eyüpsultan'da yazar Eylem Tok'un 17 yaşındaki oğlunun karıştığı kaza sonucu Oğuz Murat Aci'nın hayatını kaybetmesine ilişkin soruşturmada anne ile oğlu havalimanına götürdüğü iddia edilen çalışanın tahliyesine karar verildi.
18.04.2024 23:27:00
İhlas Haber Ajansı
Eylem Tok ile oğlunu havalimanına götürdüğü iddia edilen şüpheli tahliye edildi
Eylem Tok ile oğlunu havalimanına götürdüğü iddia edilen şüpheli tahliye edildi
Eyüpsultan'da 1 Mart 2024'de yazar Eylem Tok'un 17 yaşındaki oğlu T.C.'nin karıştığı trafik kazası sonucu 29 yaşındaki Oğuz Murat Aci'nin hayatını kaybetmesine ve anne oğulun ABD'ye kaçmasına ilişkin soruşturma sürüyor.

Anne ile oğulu havalimanına götüren çalışana tahliye

Soruşturma çerçevesinde baba Bülent Cihantimur'un şirketinde reklam-pazarlama bölümünde çalışan ve olay günü şüpheli Eylem Tok ile suça sürüklenen çocuk T.C.'yi havalimanına götürdüğü iddiasıyla tutuklanan şüpheli Ayşe Ceren S., İstanbul 7. Sulh Ceza Hakimliği'nce tahliye edildi.

Olayın geçmişi

Eyüpsultan'da 1 Mart 2024'de iddiaya göre yazar Eylem Tok'un 17 yaşındaki oğlu T.C., saat 23.50 sıralarında 34 EEG 06 plakalı araçla seyir halindeyken yol kenarında arıza nedeniyle park halinde bulunan 3 adet ATV tipi araca çarpmış, kaza sonucu 29 yaşındaki Oğuz Murat Aci hayatını kaybederken orada bulunan diğer kişiler yaralanmıştı. Kazanın ardından polis ekiplerinden önce olay yerine gelen anne Eylem Tok, oğlu T.C.'yi olay yerinden kaçırmış, ekiplerce yapılan incelemeler sonucunda anne ile oğlunun ertesi gün saat 03.50 sıralarında havalimanından Mısır'a çıkış yaptıkları tespit edilmişti.

Olaya ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma çerçevesinde ise aynı gün şüpheli Eylem Tok hakkında 'suçluyu kayırma' suçundan, şüpheli T.C. hakkında 'bir kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmak' suçundan tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılırken, kırmızı bülten çıkarılması da talep edilmişti. Soruşturma çerçevesinde daha sonra şüphelilerin ABD'ye kaçtıkları ortaya çıkmıştı ve iade talebinde bulunulduğu da öğrenilmişti. Ayrıca baba Bülent Cihantimur'a 'yurt dışına çıkış yasağı' ve 'imza atma' şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanmıştı.

Sulusaray'da vatandaşlar geceyi dışarıda geçiriyor

Tokat'ın Sulusaray ilçesinde meydana gelen 5.6 büyüklüğündeki deprem sonrası vatandaşlar geceyi dışarıda geçiriyor.
18.04.2024 22:39:00 / Güncelleme: 18.04.2024 22:43:07
İhlas Haber Ajansı
Sulusaray'da vatandaşlar geceyi dışarıda geçiriyor
Sulusaray'da vatandaşlar geceyi dışarıda geçiriyor
Akşam saat 18.11'de Tokat'ın Sulusaray ilçesinde meydana gelen 5.6'lık deprem sonrası vatandaşlar soluğu dışarıda aldı.

Depreme evinde ve işyerinde yakalanan vatandaşlar yeni bir deprem korkusuyla kendilerini dışarıya attı.

Bazı vatandaşlar evlerinin önünde ateş yakarak soğuktan korunurken bazı vatandaşlar ise evlerinin önünde toplanarak çay içerek yemeklerini yedi.



Evlerinin önünde ailecek vakit geçiren vatandaşlar çocukların etkilenmemesi için piknik ortamı oluşturdu.

Depreme evinde yakalanan 70 yaşındaki Osman Erten, korku dolu anları anlattı.

Deprem riskinin en düşük olduğu zemin yapıları hangileri?

Deprem riskinin en düşük olduğu zemin yapıları, genellikle kaya, kılavuz delme, kompakt ve sıkı, kumlu ve kılıf gibi dayanıklı ve sağlam zemin türleridir. Bu zeminlerde inşa edilen binalar, depremlere karşı daha dirençli olabilir ve daha az hasar görebilirler.
18.04.2024 22:14:00
Ahmet Turan Yiğit
Deprem riskinin en düşük olduğu zemin yapıları hangileri?
Deprem riskinin en düşük olduğu zemin yapıları hangileri?
Deprem, dünyanın birçok yerinde ciddi yıkımlara ve can kayıplarına neden olan doğal felaketlerden biri. Deprem kuşağı ülkesi olan Türkiye ise iki günden bu yana Tokat'ta peş peşe yaşanan depremler nedeniyle yine diken üstünde.

Depremin neden olduğu yıkımın önüne geçmek için yapı mühendisliğinin imkanlarınından yararlanmak kadar, bina yapımı için zemin seçimi de o kadar önemli.

Mühendislik biliminin imkanları ile bugün dünyada 9'un üstündeki depremlere dayanıklı yapılar üretmek mümkün. Ancak yarattığı maliyet nedeniyle özellikle az gelişmiş ve geri kalmış ülkelerde bu tür yapıların yeterli sayıda üretilmesi mevcut ekonomi modellerle imkansız gibi görünüyor.

Depremlerin etkilerini azaltmanın en önemli yollarından biri, binaların güvenli zeminler üzerine inşa edilmesi.

Yapıların inşa edileceği alanların zemin analizi ve mühendislik değerlendirmeleri dikkate alınmalı.

Peki deprem riskine karşı en dayanıklı zemin yapıları hangileri?

Kaya Zeminler

Kaya zeminler, deprem riskinin en düşük olduğu zemin türlerinden biridir. Kaya zemine sahip olan bölgelerde yapılan binalar, doğal olarak daha sağlam bir temele otururlar ve depremlere karşı daha dirençli olabilirler. Kaya zeminler, binaların sallanmasını ve yer değiştirmesini en aza indirerek deprem etkilerini absorbe ederler.

Kılavuz Delme Zeminleri

Kılavuz delme zeminleri, yüksek mukavemetli kaya katmanlarının altında bulunan ve mühendislik teknikleri kullanılarak oluşturulan özel zemin yapılarıdır. Bu tür zeminler, depremlere karşı dayanıklı olmalarıyla bilinirler. Kılavuz delme zeminleri, yapıların sismik hareketlere karşı daha iyi direnç göstermesine yardımcı olur.

Kompakt ve Sıkı Zeminler

Kompakt ve sıkı zeminler, deprem riskinin düşük olduğu diğer bir zemin türüdür. Bu zeminler, genellikle sıkıştırılmış kum, çakıl veya sert toprak gibi malzemelerden oluşur. Bu tür zeminler, depremlerde yapıların hareketini azaltabilir ve yapıların sabit kalmasına yardımcı olabilir.

Kumlu ve Kılıf Zeminler

Kumlu ve kılıf zeminler, deprem riskinin en düşük olduğu zemin türlerinden biridir. Bu tür zeminler genellikle kum, çakıl ve kil karışımından oluşur. Kumlu ve kılıf zeminler, deprem sırasında suyun çıkarılması veya eklenmesiyle sıkıştırılabilecek esnek malzemelerdir. Bu özellikleri, deprem sırasında yapıların zarar görmesini azaltabilir.



logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.