Her şeyin farkındayız
Bayramoğlu, "Apo serbest bırakılır ve Türkiye'de siyasi bir aktör olarak yer alır endişesi taşıyor musunuz?" sorusuna şu cevabı verdi: "Bu, mümkün değil. Biz yaşadığımız müddetçe o adam siyasallaşamaz. O adam hapisten çıkmayacak. Çıktığı zaman Türkiye'de yer yerinden oynayacak. Biz, şehit anneleri olarak sabırla bekliyoruz. Zannetmeyin ki bizi uyuttular. Ellerimize üç kuruş maaş verip de bizi uyuttuklarını zannetmesinler. Biz, ne şartlarda çocuklarımızı oralara gönderdik. Biz, her şeyi biliyoruz. Bizim devletimizi ne hale getirdiler. Benim için aslolan vatanımdır. Vatanıma ihanet eden herkes şerefsizdir. Ben aslan gibi bir çocuğumu şehit verdim. Ben, idealist bir Atatürk toprağa gömdüm. Ondan sonra emperyalizmin uşaklarına taviz mi vereceğim? Biz her şeyin farkındayız."
Herkes haddini bilsin!
1985'ten 2005'e kadar mevcut siyasiler tarafından ihanete uğradıkları inancında olduklarını söyleyen Bayramoğlu, karşılaştıkları tablolardan bir bölümü şöyle anlattı: "Biz, sayın Ecevit'e, Sayın Demirel'e, Sayın Devlet Bahçeli'ye gittik. Randevuları bile zorla aldık. 'Bu adam yargılandı. Bağımsız adaletimize güveniyoruz. Meclis'e inmesi, onaylanması lazım. Ben Abdullah Öcalan'ın getirildiği gün de, 'Meclis'e gitsin. Vatan hainleri ile vatanperverleri göreceğiz' demiştim. Sayın Başbakan'ın bu dosyaları masada tutma yetkisi var mı?' dedim. Varsa, 'Şencan Hanım! Başbakan'ın sümenaltı etme yetkisi var' deyin, biz haddimizi biliriz. Terörist değiliz. Devletimize saygılıyız. Çıkar gideriz. Bize bunun cevabını veremediler. O dosyaların tutulduğu, Meclis'e indirilmediği gün biz ihanete uğradık. Biz bunların hepsinin farkındayız.
Bu iktidara gelince, bunlar, devlet mi idare ediyorlar? Bunlar tüccar. Bunlar zaten anlaşmalı. Minare için kılıfı hazırlamışlar. Biz bunları ibretle ve onların yerine utanarak, iğrenerek, kusarak izliyoruz. Onların bizi adam yerine koymamaya, itmeye, kakmaya hakları yok. Çünkü onları ben seçmiş, oraya getirmişim. Benim çocuğumun kan hakkını yok etmeye hiç hakları yok. Bu kimin haddine! Hadlerini bilsinler! Biz bunları 13 senedir yaşıyoruz. Devlet onlardan yana, bizden yana değil. Bizim önümüze her zaman hükümetler çıktı. Bize köstek oldular. PKK onların muhatabı, biz muhatapları olamadık. O zaman sen benim evladımı niye o dağlara gönderdin. Çocuğumu o dağlara göndereceksin. Hayatından olacak. Ondan sonra da bizimle muhatap olmayacaksın. Öyle uzun boylu değil. Bıçak kemiğe dayandı. Vatan elden gidiyor. Bunlara kalsa yatacak toprağımız bile olmayacak."