Bir de bu açıdan bakın

Malum Soma faciasının ihmalden kaynaklandığı daha ilk günden beri trafo masalının toplumu susturmak için uydurulduğu kesinleşti. İhmalin görünen failleri malum şirketin görev ve yetkilerine göre çalışanları. Gerçi başta şirketin sahibi olmak üzere hepsi "en büyük mağdur benim" diyor ama ortada bir katliam, bu katliama tedbirsizlikten ve daha çok kazanmak isteğinden ötürü gerekli tedbir ve denetimleri sağlamayan bir şirket var. Birde özelleştirme mantığıyla (ki, bu mantık her zaman kendilerine yakın şirket ve iş adamlarına tecelli ediyor) bu madenleri satan, sattığı bu ve benzeri madenlerden aldığı ucuz kömürü sözde icraat adına vatandaşa dağıtan bir iktidar var. Ve özellikle Soma'da yakınlarını kaybeden vatandaşların iktidar aleyhine Allah'a açtıkları eller var. Bu insanların ve acıları paylaşan Türk Milletinin, iktidarı eleştiren söylemleri var. İktidar, şirket, kömür üçlemesini gündem eden yazarlar var, medya var. Bu konuda 3 hafta öncesinden meclise araştırma önergesi veren CHP var. Artı kendileri tanımlanmayan bu milletin maddi ve manevi değerlerini hedef alan ve sözde iktidarı eleştiren, devletle çatışan küçük guruplar var. Ve de bu küçük guruplar üzerinden iktidarını sürdüren, haksızken haklı çıkmaya gayret eden, bu marjinalleri, muhalefetle, kendini solcu, Atatürkçü vs. olarak tanıtanlarla nikahlayarak, millete topyekun düşman olarak gösterme gayretinde olan bir Erdoğan var. İşte o Erdoğan'dan Soma sonrası bir iki profil? -Daima insanını küçümseyen bir başbakan?"Soma'yı da bilmezler, haritada yerini bile bilmezler. Dünyayı kendi oturdukları semtten ibaret bilirler. Lüks kafelerde otururlar, deniz gören yalılarında boğaza nazır villalarında otururlar. Ellerinde akıllı telefonlarıyla ahkâm keserler, yalan söylerler?"- Askeri ve siyasi hatalarını ecdada yıkan, üste çıkmaya çalışan bir başbakan. Malumunuz Karadeniz, Akdeniz kaynıyor. Savaş çıktı çıkacak ama Türk donanması Afrika'nın ucuna gidiyor. Neden mi? "Ecdadımız gerçekten güzel yapmış. Buralardan Hint yarımadasına donanmalar gönderen bir ecdadımız varsa biz, o yolda ilerleriz."- Birkaç kişinin fail olduğu, kimsenin kabul etmediği uç örnekleri topluma yayarak korku oluşturma gayretinde olan bir başbakan; "İstanbul'un Anadolu yakasında duvarlara zulüm 1453'te başladı, diye yazan ve yazanları destekleten bir zihniyet, bizi anlayamaz"- 2 yıldır kendini anlatamayan ama bunun sebebini karşıdakilerin anlayışsızlığına bağlayan bir başbakan; "Kömürle, madenle sadece eline istismar malzemesi çıktığında ilgilenenler bizi anlayamaz? Birileri ölünce, ellerini ovuşturan bir zihniyet bizi anlayamaz.Kömürün çilesini çeken biziz, en zor işlerde ölümle burun buruna çalışan biziz. Biz oralardan geliyoruz, her an zaten oralardayız. Başbakanınız, kömür ocaklarına inmiş bir başbakandır?"- Kendi mahkemesini kurmuş bir başbakan; "Sen de zaten vicdan yok. Üflüyorsun, üfleniyorsun, üfürüyorsun kurulu tezgâhında.- Hakaret eden bir başbakan; "Ak Parti'ye oy verdiler, başlarını musibet geldi, diyor bir terbiyesiz. Allah'ın iradesini kendinde görecek kadar aşağılık birisi. Sen bunu nasıl söylersin? Bunlar ne akılsız, ne densiz adamlar ya? Ellerinde kalem gidiyorlar? Ama zihniyet bu, anlayış bu? Bütün mesele 'kılavuzu karga olanın' meselesi? Kargaya da hakaret etmeyelim?"Evet, soma'da hayatını kaybeden kardeşlerimize bir kez daha rahmet diliyorum. Anlamadığım ise Başbakanın bu çırpınış ve isyan edişleri. Neden bu kadar kızgın ve saldırgan? Vicdanı rahat olan bir insan böylesine agresifleşir mi?