EYÜP KABİL / İSTANBUL

İstanbul Aile Hekimliği Derneği (İSTAHED) Genel Sekreteri Dr. Senem Özşehir, aile hekimlerinin kullandıkları geçmişte Sağlık Ocağı olarak anılan yerlerin Aile Hekimliği uygulamasıyla birlikte aile hekimlerine kiralandığını hatırlatarak, "Devlet bu yerleri kullanan hekimlerden belli bir kira almaya başlamıştı. Bu yerlerin kiralanması sırasında yapılan kira sözleşmelerinde Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkındaki Yönetmelik temel alınarak 'O yılın Eylül ayı ÜFE (üretici fiyatları) değerinin, bir önceki yılın Eylül ayı ÜFE değerine göre artışı oranında artış yapılır' maddesi eklenmiştir" bilgisini verdi.

Aile hekimleri zorlanıyor

2018 Eylül ayında yenilenen kira sözleşmelerinde 2018 Eylül ayının ÜFE değeri olan yüzde 46'nın esas alındığına işaret eden Özşehir, şunları kaydetti: "2018 Eylül ayında gerçekleşen yüzde 46'lık enflasyon gerekçe gösterilerek zam yapıldı. Üzerimize yüklenen angaryalar gibi bina standartlarımıza, tıbbi donanıma ve personel giderlerine harcadığımız masraflar son bir yıldır artık karşılanamaz hale gelmişken, yüzde 46'lık kira zammı yaptığımız işi de sorgulatmaya başladı. Performans adı altındaki kesintiler, aşı tazminleri, izin kesintileri derken hasta katsayılarında hiçbir düzenleme yapılmadan meydan gelen kayıtlı hasta sayılarındaki azalmayı da dikkate aldığımızda kayıplarımızı anlatacak kelime bulmakta zorlanmaktayız."

Hekimler işletmeci oldu!

İSTAHED'den Dr. Melisa Menemencioğlu'nun Yeni Mesaj'a yaptığı açıklamaya göre ise İstanbul'da 900 Aile Sağlık Merkezi (ASM) bulunuyor.

Aile hekimleri bu 900 ASM'den 500'ü için devlete kira ödüyor. Menemencioğlu, birçok ASM'de doktorların cebinden ödeme yaparak sağlık hizmetlerini devam ettirmeye çalıştığını kaydetti.

Aile hekimlerinin kira ödemesi zaten garabet

Yüzde 46'lık zamla bu mücadelenin neresinde olduklarını açıklamalarının mümkün olmadığına dikkat çeken Dr. Özşehir, şunları söyledi: "Yapılacak şey bellidir, çözüm bellidir. Aile Hekimlerinin tüm masraflarını karşılamaları için kendilerine verilen Cari Gider Ödeneğine yapılan zam oranı ne ise, o ödenekten yaptıkları kira ödemelerine de o oranda zam yapılmalıdır. Devletin kendi verdiği hizmet için kendisine ait binalardan kira adı altında bir ücret alması garabetini bir yana koyarsak, özel sektörde bile uygulatılmasına müsaade edilmeyen bu zam oranının Sağlık Bakanlığı tarafından bizlere reva görülmesine razı değiliz. Son yıllardaki ücret kayıplarımız dikkate alındığında, kira artış oranlarının cari gider ödeneğimizdeki artışın üstünde oranlarla gitmeye devam etmesi halinde bu makas yıllar içinde öyle açılacak ki, verilen cari giderler bırakın tıbbi donanım giderleri ve personel ödemelerine yetmeyi sadece Aile Sağlığı Merkezlerin kirasına bile yetmeyecektir. Aile Sağlığı Merkezlerimizde çalıştırdığımız personele ödediğimiz asgari ücretine 3 yılda en az yüzde 60 zam yaparken, tıbbi donanıma harcadığımız masraf 3-4 katına çıkmışken, bizlerin bu giderler için aldığımız ödeneğin 3 yılda toplamda yüzde 30 civarında artması karşısında kira giderimizin sadece 2018 Eylül ayında yüzde 46 oranında zamlanmasını açıklamak, buna dayanmak mümkün değildir. Aksi halde zaten boş kalan birçok merkezin doldurulması mümkün olmayacak, halen hekimi olan yerler boşalacak, kalan aile sağlığı merkezlerinde hizmet kalitesi de mecburen düşecektir."