Geçen yıl 7 Kasım'da Yayın Grubumuza ve Başyazarımıza yönelik iftira ve düzmece senaryoları servise koyan Doğan medya, dün de yalanlarla dolu iftiralarını sürdürdü
Ülkenin çökertilmesi ve Avrupa'ya mahkum edilmesinde içerdeki ortaklarının rolü büyük. Tıpkı Milli Mücadele'yi baltalamak isteyen mütarekeci medyanın rolüne soyunanlar var günümüzde. CIA'nın günümüzdeki bir televizyonun CNN'in ikiz kardeşi Milliyet, yazılı medyada aynı misyonu yüklenmiş durumda.
Türkiye Kurtuluş Savaşı öncesi şartlarını yaşıyor. Dış politikadan siyasete, ekonomiden toplumsal alana kadar kuşatma altına alınmak isteniyor.
Ülkenin çökertilmesi ve Avrupaya mahkum edilmesinde içerdeki ortaklarının rolü büyük. Tıpkı Milli Mücadeleyi baltalamak isteyen mütarekeci medyanın rolüne soyunanlar var günümüzde.
CIA'nin güdümündeki CNN'in ikiz kardeşi Milliyet yazılı medyada aynı misyonu yüklenmiş durumda.
Güneydoğuyu Kürdistan haritasına dahil eden, bölücülere çanak tutan ve böylece görsel medyada 5. kol faaliyeti yürütenler, yazılı medyada ise Milliyet adlı mevkute ile milli duruşa sahip insanları karalamayı görev biliyorlar.
Ne tesadüftür ki geçtiğimiz yıl 7 Kasım'da Prof. Dr. Haydar Baş Bey'i ve başyazarlığını yaptığı Yeni Mesaj ve Meltem TV'yi hedef alanlar, bu yıl yine aynı gün, aynı mantıkla, aynı kişi ve kurumları hedef alarak iftira ve karalama kampanyası başlattılar.
Sözümona İst. Büyükşehir Belediyesine bağlı İGDAŞ A.Ş Yeni Mesaj ve Meltem TV'ye gereği yokken reklam vermişmiş.(Yazının Devamı için Yazarlar bölümünden İbrahim Berk'in linkine tıklayınız...)
Doğan grubunun 7 Kasım sendromu yine depreşti. Kasım'ın yedisi olunca nedendir bilinir, kanları beyinlerine fışkırıyor, nabızları fırlıyor, hayallerinde adeta Meltem-Mesaj grubu canlanıyor. Sendromun psikolojik boyutu psikiyatristlerin, işin hukuki hesaplaşması avukatlarımızın alanında; biz daha çok sosyal ve enformatik boyutuna göz atalım.
Hatırlarsanız geçen sene de aynı gün birileri düğmelerine basmışçasına basın-yayın grubumuza, Başyazarımız Prof. Dr. Haydar Baş Bey'e yönelik iftira ve düzmecelerini servise koymuşlardı. Bağımsız mahkemelerin adalet şamarı sebebiyle adeta dünya kendilerine dar geldi. Epeyce sesleri çıkmadı.
O günlerde Doğan grubunun ortağı CNN'in internet sitesinde yayına koyduğu Güneydoğusu kopartılmış Türkiye haritasıyla neyi özlediklerini açığa çıkarmıştık. AB sürecinde bu özlemlerin güneydoğu ile sınırlı kalmadığını, Kıbrıs ve Ege'nin de aynı akıbete maruz bırakılmak istendiğini ısrarla vurgulamıştık. Aylar sonra dün Dışişleri yetkililerimiz işin vahametini sezip feveran etmeye, vekillerimiz TBMM'de Kıbrıs'la ilgili gizli gündem açılması gerektiğini konuşmaya başladı. Yerli işbirlikçilerle beraber yürütülen milli bütünlüğümüze yönelik bu yabancı odaklı faaliyetlerin medyatik piyonlarının maskelerini düşürdük; AB hesapları, Kıbrıs, Ege, güneydoğu hesapları bozuldu. Ellerinde itham edecek hiçbir şey olmayınca ne kadar iftira varsa, düzmece senaryo varsa piyasaya sürdüler. Ama tutmadı. Millet fark etti. Fenersiz yakalandılar.(Yazının Devamı için Yazarlar bölümünden M. Emin Koç'un linkine tıklayınız...)
Ülkenin çökertilmesi ve Avrupa'ya mahkum edilmesinde içerdeki ortaklarının rolü büyük. Tıpkı Milli Mücadele'yi baltalamak isteyen mütarekeci medyanın rolüne soyunanlar var günümüzde. CIA'nın günümüzdeki bir televizyonun CNN'in ikiz kardeşi Milliyet, yazılı medyada aynı misyonu yüklenmiş durumda.
Türkiye Kurtuluş Savaşı öncesi şartlarını yaşıyor. Dış politikadan siyasete, ekonomiden toplumsal alana kadar kuşatma altına alınmak isteniyor.
Ülkenin çökertilmesi ve Avrupaya mahkum edilmesinde içerdeki ortaklarının rolü büyük. Tıpkı Milli Mücadeleyi baltalamak isteyen mütarekeci medyanın rolüne soyunanlar var günümüzde.
CIA'nin güdümündeki CNN'in ikiz kardeşi Milliyet yazılı medyada aynı misyonu yüklenmiş durumda.
Güneydoğuyu Kürdistan haritasına dahil eden, bölücülere çanak tutan ve böylece görsel medyada 5. kol faaliyeti yürütenler, yazılı medyada ise Milliyet adlı mevkute ile milli duruşa sahip insanları karalamayı görev biliyorlar.
Ne tesadüftür ki geçtiğimiz yıl 7 Kasım'da Prof. Dr. Haydar Baş Bey'i ve başyazarlığını yaptığı Yeni Mesaj ve Meltem TV'yi hedef alanlar, bu yıl yine aynı gün, aynı mantıkla, aynı kişi ve kurumları hedef alarak iftira ve karalama kampanyası başlattılar.
Sözümona İst. Büyükşehir Belediyesine bağlı İGDAŞ A.Ş Yeni Mesaj ve Meltem TV'ye gereği yokken reklam vermişmiş.(Yazının Devamı için Yazarlar bölümünden İbrahim Berk'in linkine tıklayınız...)
Doğan grubunun 7 Kasım sendromu yine depreşti. Kasım'ın yedisi olunca nedendir bilinir, kanları beyinlerine fışkırıyor, nabızları fırlıyor, hayallerinde adeta Meltem-Mesaj grubu canlanıyor. Sendromun psikolojik boyutu psikiyatristlerin, işin hukuki hesaplaşması avukatlarımızın alanında; biz daha çok sosyal ve enformatik boyutuna göz atalım.
Hatırlarsanız geçen sene de aynı gün birileri düğmelerine basmışçasına basın-yayın grubumuza, Başyazarımız Prof. Dr. Haydar Baş Bey'e yönelik iftira ve düzmecelerini servise koymuşlardı. Bağımsız mahkemelerin adalet şamarı sebebiyle adeta dünya kendilerine dar geldi. Epeyce sesleri çıkmadı.
O günlerde Doğan grubunun ortağı CNN'in internet sitesinde yayına koyduğu Güneydoğusu kopartılmış Türkiye haritasıyla neyi özlediklerini açığa çıkarmıştık. AB sürecinde bu özlemlerin güneydoğu ile sınırlı kalmadığını, Kıbrıs ve Ege'nin de aynı akıbete maruz bırakılmak istendiğini ısrarla vurgulamıştık. Aylar sonra dün Dışişleri yetkililerimiz işin vahametini sezip feveran etmeye, vekillerimiz TBMM'de Kıbrıs'la ilgili gizli gündem açılması gerektiğini konuşmaya başladı. Yerli işbirlikçilerle beraber yürütülen milli bütünlüğümüze yönelik bu yabancı odaklı faaliyetlerin medyatik piyonlarının maskelerini düşürdük; AB hesapları, Kıbrıs, Ege, güneydoğu hesapları bozuldu. Ellerinde itham edecek hiçbir şey olmayınca ne kadar iftira varsa, düzmece senaryo varsa piyasaya sürdüler. Ama tutmadı. Millet fark etti. Fenersiz yakalandılar.(Yazının Devamı için Yazarlar bölümünden M. Emin Koç'un linkine tıklayınız...)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.