Bir İstanbul yalanı

Sevgili hemşerilerim, Sevgili İstanbullular! 2017'di de şuradan şuraya ?x- dakikada, başka yerden, yine başka bir yere ?y- dakikada gedecekmişiz ama daha iki gün önce iş çıkışı İETT ile Bakırköy-İncirli'den, evime (yaklaşık 9 km) 76 dk' ya ancak gidebildim. Saat mi tuttun? Evet. Çünkü E-5 in her tarafı yerel seçimlere hazırlık ilanlarıyla dolu. Pembe tablolar ve hep gelecek. 20 yıldır bu şehri yönetiyorsunuz; Dün neden yapmadınız? Bugün ne olacak? Hep yarın, yarın diye nice nesiller tükendi, nice umutlar talan edildi, sömürüldü. Ben bu sömürüye kurban olmak istemiyorum. Ya şimdi, ya da çekin gidin?        İBB Başkanı Sayın Topbaş "Sevgili hemşerilerim..."  diye başlayıp  "Sevgili İstanbullular" diye devam eden mektup vari seçim hazırlık ilanı, gazetelerde yayınlandı.Ne dedi, ne yaptı vs. hiç önemli değil. İstanbul'da yaşıyoruz. 1994'te bu zihniyet İstanbul'u almıştı. Tarih 2013 oldu ve hala 2019'lar, 2023'ler hedef gösteriliyorsa? geç bu işleri, derim ben? Sayın Topbaş, mektup vari seçim hazırlık ilanını Hürriyet, Milliyet, Sabah, Posta, Habertürk, Zaman, Vatan, Taraf, Radikal, Türkiye, Akşam, Star, Bugün, Takvim, Güneş, Yeni Şafak, Yeni Asya, Yeni Milat ve Dünya gazetelerinin birinci sayfasında, yukardan aşağı yayınlattı. Sayın Topbaş, Yeni Mesaj, Yeniçağ, Cumhuriyet, Bir gün, Evrensel, Milli Gazete, Ortadoğu, Sözcü, Aydınlık, Yurt ve Sol gazetelerinin okurlarını İstanbullu saymamış olacak ve bu gazetelerin okurlarının oylarına ihtiyacı olmayacak herhalde ki, bu gazetelere ilan vermedi.  Sayın Başkan! Bu reklamları kimin parasıyla veriyor? Belediyenin. Belediyeye kim para veriyor? Sen, ben. Başka bir ifadeyle Topbaş, bu gazetelerden ve okurlarından çöp vergisi, tabela vergisi, emlak vergisi, hava vergisi vs. alıyor ama bir ilanı çok görüyor. Haliyle bu gazetelerin okurları da bir oyu çok görürler? dimi ama? Bir başka dikkatimi çeken konu ise belediye başkanının bu adaletsiz ve tamamen yandaş kayırma, diye adlandırılabilecek tutumuna birçok yazar ve gazete tepki gösterdi. Ama kendileri de Topbaş veya AKP ile aynı zihniyette olduklarını ortaya koydular. Israrla AKP'ye muhalefet ettiklerini iddia eden bu haber siteleri, televizyonları, yazarları ve de gazeteleri takip ediyorum. Görüyorum ki, bunlarda aynen iktidar yanlısı medya gibi Meltem Medya grubundan, gazetemizden ve özellikle Prof. Dr. Haydar Baş'tan kaçıyorlar. Haber bile yapmıyorlar. Geçtiğimiz 27 Şubat'ta (bu aralar meşhurlaşan bir tabirle) Cumhuriyet tarihinde devrim niteliğinde bir olay yaşandı. Sayın Baş, Rus Meclisinde, kendisine ait ekonomi modelini anlattı. Yine Sayın Baş geçmişten beri, hiçbir siyasi anlayışın yapamadığını yaptı ve emperyalizme, AB'ye, ABD'ye "hayır" dedi. Niçin "hayır" dediğini tarihi ve sosyal gerçeklerle ortaya koydu, çözümü gösterdi. Sayın Baş, ülkemizin sürüklendiği çıkmazı ve İslam coğrafyasındaki kanın sebeplerini anlattı, sonuçlarını dile getirdi ve getiriyor. Ama bu muhalif medya Sayın Baş'tan ve onun gerçeklerini duyurmaya çalışan gazetemizden, Meltem medya gurubundan ısrarla kaçıyorlar. Çünkü bunlarda AKP kafalı? Nasıl ki AKP, milletin manevi değerlerini sömürerek iktidar olduysa, bu zihniyette yine milletimizin asli gerçeği olan Atatürk'ü, Aleviliği, milliyetçiliği vs. kullanarak iktidar olmak istiyor ve kendi ideolojilerini uygulamak istiyorlar.     Yani ne iktidarın ve ne de iktidar karşıtlarının devletin varlığı, milletin bölünmez bütünlüğü gibi bir dertleri yok. Herkes kendi fikrini, ideolojisini iktidar yapmak için millete gülücük saçıyor. Sayın Baş ise devlet için, millet için varım, diyor. Haliyle bu zihniyetlerin hepsi Sayın Baş'tan kaçıyor. Ama nereye kadar?