Büyük yükselişler, sancılı gecelerin sabahında söken şafağa tebessüm eden ve umudu elinden/dilinden/kalbinden eksik etmeyen "azim" sahiplerinin omuzunda hayat bulmuştur.
İnsanı ayakta tutup, dinç kılan inancı, ideali ve mücadelesidir. "Her an yeniden doğarız, bizden kim usanası" diyerek çağlar ötesinden işin şifresini fısıldayan Yunus gibi, şartlar ve zemin ne olursa olsun; millete, bayrağa ve toprağa kendini adayıp; "kulluk" düşüncesini akıllarından ve fiillerinden eksiltmeyenler, toplumun ve kainatın muhtacı olduğu insanlardır.
Hayatı yaşarken, en ince detaya karşı bile hassas ve duyarlı davranmak; anlamsız, faydasız ve gereksiz her türlü ameliyeden beri durmak önemlidir. Çünkü Adem (a.s)'den bu yana her devirde arzın üstüne Hakk'ın derdi, iyinin varolma çabası serpilmiştir. Zaman çizgisinin üstünde her aralık, fedakarlık ve zevkle çekilen çile isteyen meselelerle doludur.
Nefsinden, keyfinden, enaniyetinden taviz vermeyen; insanları aklı sıra küçümseyen, en basit bir gayreti dahi "ti"ye alıp gönülleri kırarak göbeklerindeki pamuk ipliğini daha da zayıflatanlar, büyük oluşların süzgecinden teker teker savrularak, kendi fanuslarında bir ömre adaydırlar.
Herkes akşam başını yastığa koyarken neyi, nasıl, niçin yaptığını çok iyi muhasebe ederek ve durduğu noktada içinin ve dışının bilinmez olmadığını hakkıyla anlayarak kader çizgisinde doğruca yürümelidir.
Şu alem ne insanları gördü ve unufak etti. Samimi bir yürek, hayata geçirilecek işlerin anlamlı olmasını sağlayacak, sıfırlar silsilesinin önündeki bir mesabesindedir.
Heyhat! Öyle bir yüreğe sahip olmak, hele bu zamanda az iş değildir. Bu vadide yolcuların "maksada uygun nefes, dost için terkedilen heves" denkleminde mesafe almaları ciddi bir esastır.
Kısacık ömürlerimizi, içten, dobra, kalenderce yaşamak ve yaşatmak dileğiyle.
Sağlıcakla kalın...
İnsanı ayakta tutup, dinç kılan inancı, ideali ve mücadelesidir. "Her an yeniden doğarız, bizden kim usanası" diyerek çağlar ötesinden işin şifresini fısıldayan Yunus gibi, şartlar ve zemin ne olursa olsun; millete, bayrağa ve toprağa kendini adayıp; "kulluk" düşüncesini akıllarından ve fiillerinden eksiltmeyenler, toplumun ve kainatın muhtacı olduğu insanlardır.
Hayatı yaşarken, en ince detaya karşı bile hassas ve duyarlı davranmak; anlamsız, faydasız ve gereksiz her türlü ameliyeden beri durmak önemlidir. Çünkü Adem (a.s)'den bu yana her devirde arzın üstüne Hakk'ın derdi, iyinin varolma çabası serpilmiştir. Zaman çizgisinin üstünde her aralık, fedakarlık ve zevkle çekilen çile isteyen meselelerle doludur.
Nefsinden, keyfinden, enaniyetinden taviz vermeyen; insanları aklı sıra küçümseyen, en basit bir gayreti dahi "ti"ye alıp gönülleri kırarak göbeklerindeki pamuk ipliğini daha da zayıflatanlar, büyük oluşların süzgecinden teker teker savrularak, kendi fanuslarında bir ömre adaydırlar.
Herkes akşam başını yastığa koyarken neyi, nasıl, niçin yaptığını çok iyi muhasebe ederek ve durduğu noktada içinin ve dışının bilinmez olmadığını hakkıyla anlayarak kader çizgisinde doğruca yürümelidir.
Şu alem ne insanları gördü ve unufak etti. Samimi bir yürek, hayata geçirilecek işlerin anlamlı olmasını sağlayacak, sıfırlar silsilesinin önündeki bir mesabesindedir.
Heyhat! Öyle bir yüreğe sahip olmak, hele bu zamanda az iş değildir. Bu vadide yolcuların "maksada uygun nefes, dost için terkedilen heves" denkleminde mesafe almaları ciddi bir esastır.
Kısacık ömürlerimizi, içten, dobra, kalenderce yaşamak ve yaşatmak dileğiyle.
Sağlıcakla kalın...
Ahmet Emin Bektaş / diğer yazıları
- Sancaktar / 11.05.2020
- Ve yemneunel maun... / 15.07.2013
- Gerçek hayat başlar / 12.07.2013
- İçini söyle! / 11.07.2013
- Yaz'da Ramazan / 09.07.2013
- Sabah ezanları / 04.07.2013
- Kimin adamısın? / 03.07.2013
- Akiller / 01.07.2013
- Kapanmayan yara / 28.06.2013
- Zor olan... / 27.06.2013
- Ve yemneunel maun... / 15.07.2013
- Gerçek hayat başlar / 12.07.2013
- İçini söyle! / 11.07.2013
- Yaz'da Ramazan / 09.07.2013
- Sabah ezanları / 04.07.2013
- Kimin adamısın? / 03.07.2013
- Akiller / 01.07.2013
- Kapanmayan yara / 28.06.2013
- Zor olan... / 27.06.2013