Bir Recep Tayyip Erdoğan klasiği

16 Ağustos'u 17 Ağustos'a bağlayan gece Meltem TV'de yayımlanan Özel Gündem programında değerli gazeteci dostum Murat Çabas'la birlikte Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş'a Türkiye gündemiyle ilgili çeşitli sorular yönelttik.

2 saati aşan program boyunca sorularımıza yorulmadan yanıt veren BTP lideri Hüseyin Baş'ın Suriye meselesi konusundaki bir sorumuza verdiği yanıt çok dikkat çekiciydi.

Saadet Partisi ev sahipliğinde yarın bir kez daha buluşacak olan altı muhalefet partisinin oluşturduğu altılı masada gündeme geleceği ifade edilen Göç Komisyonunun hazırladığı metnin altılı masaya oluşturan Ahmet Davutoğlu'nun Gelecek Partisi tarafından kabul edilmediği, Ali Babacan'ın Deva Partisi'nin ise komisyona üye vermediği ifade ediliyordu.

BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'a bu konuyu nasıl değerlendirdiklerini sorduk.

Sayın Baş'ın yanıtı kelimesi kelimesine aynen şöyle oldu: 

"Sayın Davutoğlu, 2011 yılında Suriye olayları çıktığında Dışişleri Bakanı'ydı. 2015 yılındaki 1 Kasım seçimlerinde ise Başbakan oldu. Yani Sayın Davutoğlu 2011'den 2017'ye kadar devletin yönetim kademesinde. Buradan çıkacak sonuç nedir diye sorarsanız. Bugün Esad'la normalleşmeye de karşıysa, ben hemen size bir Recep Tayyip Erdoğan klasiği söyleyeyim; 'Suriye konusunda kandırıldık, biz bunu yapmadık. Bunu yapan bunlardı. Bu bakanlık yaptı, başbakanlık yaptı. Olayı buraya getirdi. Bizim hiç haberimiz bile olmadı, biz buna mecbur bırakıldık. Bakın biz bu politikadan dönüyoruz, bu politikayı sürdürenler de altılı masada bugün oturuyorlar' diye hemen yanıldık, kandırıldık başlar. Bu altılı masaya bir dinamit konmuş olur. Altıla masa için bu içimizdeki İrlandalı gibi bir sonuç olur."

BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın Esad'la diyalog konusunda altılı masadaki uzlaşmazlık konusundaki temel tespitleri buydu.

Hüseyin Baş'ın bu tespitinin üzerinden iki gün sonra hükümet yakın Sabah gazetesi yazarı Mehmet Barlas bir yazı kaleme aldı.

Barlas'ın dünkü yazısı Türkiye'nin en genç genel başkanı unvanını elinde bulunduran BTP lideri Hüseyin Baş'ın yukarıdaki tespitinde ne kadar haklı olduğunu ve hükümetteki partilerden muhalefettekilere kadar Türkiye siyasetini ne kadar iyi okuduğunu gösterdi.

Mehmet Barlas'ın dünkü yazısında yer verdiği aşağıdaki satırları okuyunca eminim siz de bana hak vereceksiniz.

Aşağıdaki satırlar Mehmet Barlas'a ait:

"Amerika'nın altüst ettiği Ortadoğu'nun kurban ülkelerinden birinin Suriye, diğerinin de Irak olduğunu biliyoruz. Eğer Türkiye kendine güvenmeseydi, 15 Temmuz sonrasında Türkiye de Suriye gibi olur ve iç savaş ülkeyi bölebilirdi. Şimdi artık Türkiye, bölgesinin barış ve istikrar kaynağı.

Hillary Clinton ve oradaki odaklara çok yakın olan eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Türkiye'yi soktuğu yanlış Suriye yolundan çıkma vakti geldi de geçiyor."

Önce gelen yandaş kalemlerden bu satırlar sadır oluyorsa BTP lideri Hüseyin Baş'ın dediği gibi, hükümet Suriye konusunda izlenen yanlış politikanın bütün sorumluluğunu önce Davutoğlu'nun üzerine, sonra da altılı masanın ortasına bırakmayı planlıyor demektir.

Umarım altılı masa yarın yapacağı toplantıda BTP lideri Hüseyin Baş'ın uyarılarını dikkate alır. Yoksa Sayın Hüseyin Baş'ın sözünü ettiği dinamit kesinlikle patlayacak.